Tarihi yapının atmosferinde kurulan ebru, seramik, el sanatları, mum, tiyatro, çini, cam mozaik, dokuma, cam, nakış, resim, linolyum baskı, ney, taş tozu döküm, keçe ve seramik çiçek atölyelerinde kadınlar el emeği göz nuru ürünler ortaya koyuyor. Bu ürünler hem sanatın inceliklerini yansıtıyor hem de kadınlara yeni bir gelir kapısı oluyor.
"Keçeyi modern hale getirip günlük yaşama taşıyoruz"
Keçe atölyesinde çalışmalarını sürdüren Meltem Şahin Özkaçak, keçenin hayatına yön verdiğini belirterek, "Emekli olduktan sonra hayatıma keçe girdi. 7 senedir aktif olarak keçe sanatıyla uğraşıyorum. Keçe hem sanat hem de zanaat olan bir alan. Artık çalışmalarımı ekonomik boyuta taşıyarak ailemin geçimini sağlayabiliyorum" dedi.
Keçenin hem tarihsel hem de pratik özelliklerine dikkat çeken Özkaçak, "Koyun yünlerini kullanıyoruz. Yünlerimizi iğneleme tekniğiyle işleyip tablolar yapıyoruz. Islak keçe tekniğiyle de giyim ve aksesuar tarzında ürünler üretiyoruz. Keçe; ateş yakmayan, akrep sokmayan, bıçak kesmeyen dayanıklı bir malzeme. Peygamberlerin kepenek olarak giydiği, Yörüklerin çadırlarında kullandığı bir kültür mirası. Biz bu geleneği modernize ederek günlük yaşama taşıyoruz. Misyonum, keçeyi gelecek nesillere aktarmak ve sevdirmek" diye konuştu.
"Seramik sanatı da unutulmaya yüz tuttu"
Taşhan’daki seramik atölyesinde üretim yapan Meltem Balta ise, seramik sanatının yeniden canlanması için çaba gösterdiklerini söyledi. Balta, "Tabak, vazo, kase, heykel tarzı her türlü ürün yapıyoruz. Öğrencilerim genellikle kupa üretiyor, fuarlarda ve sergilerde satış stantlarımız oluyor. Seramik sanatı da unutulmaya yüz tutmuş el sanatları arasında. Bizler bu sanatı yaşatmak için var gücümüzle çalışıyoruz" ifadelerini kullandı.
Tarihi Taşhan’da faaliyet gösteren kadınlar, hem geçmişin izlerini geleceğe taşıyor hem de el emeğiyle ürettikleri ürünlerle ekonomik özgürlüklerini pekiştiriyor.




