Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, “İstanbul Sözleşmesi, yeni bir ucube toplum oluşturmak üzere Türkiye'nin aile yapısını bombardıman eden ve hangi mecraya sürüklenmek istediği belli olmayan ucube bir sözleşmedir.” dedi.

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan İstanbul Sözleşmesi ile ilgili açıklamalarda bulunarak, “Değil Türkiye gibi Müslüman bir ülkede, tarihi ve geleneği olan muhafazakâr hiçbir toplumda böyle bir sözleşmeye yer verilemez. Böyle bir yıkım, örfleri, dini, namusu, İslam'ın her Müslüman'a yüklediği emr-i bil'maruf görevini, özellikle babalara yüklediği sorumluluğu kaldırarak aileyi başsız, otoritesiz bırakmakta, dış taarruzlara açık duruma getirmektedir.Bu sözleşmeye göre ailenin reisi yoktur, erkeğin ailede bir rolü yoktur, hatta erkek ailede kadının mahkûmu durumundadır. Bugünkü şiddetin ve cinayetlerin artmasının temelinde bu anlayış yatmaktadır.” diye konuştu.

“Sözleşme, Kuran'dan Ve Dini Değerlerden De Üstün Konuma Getirildi”

“İslam'ın değer verdiği, korumak için savaştığı namus için alay edici tarzda "Sözde namus" ucube ifadesini kullanmakta, inancı, dinini tamamen devre dışı bırakmakta, bir erkeğin yahut bir annenin çocuklarına, eğitmek ve ahlaklı yetiştirmek için nasihat ve telkinde bulunmasını suç saymaktadır.” diyen Soydan, “Bugün ailelerde tarihten gelen eski anlayışın kalıntıları hâla var olduğu için sözleşmenin büyük yıkımları henüz tam olarak görülmemektedir. Esas bir kuşak sonra ailelerin ne derece çöküntüye uğrayacağını tahmin etmek bile mümkün değildir. Sözleşmenin bir ucube tarafı da kanunlardan ve Anayasa'dan üstün tutulmasıdır. Böyle hukuksuz bir anlayışı kabul etmek mümkün değildir. Sözleşme, Allah'ın kitabından ve dini değerlerden de üstün konuma getirilmiştir. Belli ki bu sözleşmede kötü niyetli birilerinin tahrip edici sinsi emelleri saklıdır.” Şeklinde konuştu.

“Kadını Koruyacak, Mutlu Edecek Tek Sistem İslam'dadır”

Soydan açıklamasında şunlarıı kaydetti: “İslam dini koyduğu kutsal ailevi değerlerle kadınları koruma altına almıştır. Veda Hutbesi'nde ve çeşitli vesilelerle Hz. Peygamber kadınların haklarını gözetmeyi ısrarla tavsiye etmiş, kadınların erkekler elinde emanet olduklarını açıklayarak onlara iyi davranılmasını vasiyet etmiştir.Bir hadis-i şerifte, "Sizin en hayırlınız, hanımı yanında hayırlı olandır" buyurarak kadını layık olduğu mevkiyeoturtmuştur.Anneye de evlatları tarafından itaat edilme payesine yükseltilmiş, "Cennet anaların ayakları altındadır" buyurmuştur. Öte yandan İslam, erkeği ailenin reisi olarak görevlendirmiş, aileyi koruma, nafakasını sağlama, aileyi temsil etme, çocukları yetiştirme ve hayata hazırlama ve zararlı şeylerden korumayı, özellikle namusu korumayı kocaya bir görev olarak yüklemiştir. İslam dini, kadına sosyal, siyasal, dini ve dünyevi bütün hakları vermiş ve kadın ile erkek arasında tam anlamı ile adaleti sağlamıştır. Ancak, yaratılışta farklı olan kadını her bakımdan farklı yaratılan erkekle eşit yapmamıştır. Yani kadını koruyacak ve yaşatacak, mutlu edecek haklara sahip kılmış, fakat kadın-erkek eşitliği gibi fitrata aykırı bir hüküm getirmemiştir.İslam'da kadına karşı şiddet yoktur, çocuklara karşı şiddet yoktur, ana-babaya karşı şiddet yoktur. Hz. Peygamber (S.A.V.) eşlerine hiçbir şekilde ne sözlü ne de fiziki şiddet uygulamamış, daima güzel davranmış, fiske vurmamış, sözlü şiddet de asla kullanmamıştır. Ümmetine de kadınlara karşı yumuşak ve güzel davranmayı, asla şiddet uygulamamayı tavsiye etmiştir. Kadını dövmeyi yasaklamış, onların yaratılışını dikkate alarak buna göre muamelede bulunmayı emretmiştir.

“TBMM, bu sözleşmeyi iptal etmelidir”

Özetlemek gerekirse; İslam, ailede ve toplumda kadının her türlü haklarını vermiş ve bu hakları koruyacak prensipler getirmiştir. Dolayısıyla, sözde kadını korumak için mahvedici sözleşmelere gerek yoktur.Kadınlara cinsel yönden de hak vermiş, "Kadınlar sizin giysilerinizdir, siz de kadınların giysilerisiniz" (Bakara, 2/187) buyurmuştur. Meşru çizgide olmak şartıyla... İslam kadını mutlu edecek ve ailede huzuru sağlayacak bütün tedbirleri almıştır. Esasen İslam'ın ilkeleri doğrultusunda aile fertlerinin eğitilmesi, sorunlarının bitirilmesi yahut asgariye indirilmesi için yeterlidir. Çağların daima üstünde olan İslam'ın talimatlarına değer vermek ve bunlara sarılmak gerekir. İslam'ın talimatlarına sarılmayan toplumlarda sıkıntılarla karşılaşmak kaçınılmazdır. İstanbul Sözleşmesi, ailenin içine girmiş bir yabancı unsurdur, son derece tehlikeli bir virüstür, şimdi kuluçka devresindedir, olumsuz etkileri, maazallah herkesi rahatsız edecek derecede ileride görülecektir ki o zaman pişman olmak fayda vermez, iş işten geçmiş olur... Allah'ına, Peygamberine ve kutsal değerlerine bağlı olan herkes bu sözleşmeden rahatsızdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu sözleşmeden dolayı ağır bir yük altındadır. Dolayısıyla, parti ayırımı gözetmeksizin en kısa zamanda bütün partilerin katkısı ile TBMM bu sözleşmeyi iptal etmelidir. Bize yakışan davranış budur. Meclis'imizden, bütün siyasal partilerimizden bunu bekliyoruz.”

AK Parti il teşkilatındaki karışıklıklar seçim sonucuna yansıdı AK Parti il teşkilatındaki karışıklıklar seçim sonucuna yansıdı

Ayla ALKAN

Editör: TE Bilisim