Şeref Öngüner, Artvin'in en büyük sorunu olan işsizlik ve istihdama çözüm önerisi olarak fabrika açılması gerektiğini söyledi.

Artvin yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından Türkiye'nin en zengin şehirleri arasında yer alıyor. Fakat buna karşı bu kaynakları değerlendirecek iş alanları kentte bulunmuyor.

İşsizlik Artvinli gençlerin en büyük sorunu. Bunun yanında iş imkânlarının da kentte sınırlı olması mecburi göçü tetikliyor. Artvin son zamanlarda turizm alanında kendini göstermeye başlasa da göçü durdurmak için henüz somut çalışmalar yapılmış değil.

Artvin Esnaf ve Sanatkârları Odası Başkanı Şeref Öngüner, yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından zengin olan kentte fabrikanın olmamasının çok üzücü bir durum olduğunu ve yetkililerin bu konuda elerini çabuk tutması gerektiğini aktardı.

Öngüner, fabrika kurulması için hammaddeye yakın olmanın önemli olduğunu su ve mobilya fabrikalarının Artvin'e en uygun iş kollarının olacağını vurguladı.

Fabrika olursa Artvin büyür

Türkiye'de belki de fabrikası olmayan tek ilin Artvin olduğuna işaret eden Öngüner, kentin zenginliğinden bahsederek, "Her türlü zenginliğimiz var. Coğrafyamız zorlu ama bu zorlu coğrafyada değerlendirilecek fabrika türleri de var. İmkânlarımız doğrultusunda kentimizde herhangi bir fabrika olsa esnafımız canlanır işsiz gençlerimiz iş bulur, nakliyecimiz üretileni yurtiçi ve yurtdışına götürür" dedi.

"Su şehriyiz ama su markamız yok"

Su bakımından çok zengin olan Artvin'in hazır su konusunda marka olması gerektiğini ifade eden Öngüner, "Aklınıza gelecek her türlü iş kolu hareketlilik kazanır. Hangi fabrika olabilir?" Türkiye'nin su bakımından en zengin illerinden biriyiz belki de en zengini bizim ilimiz ama Erzurum'dan buraya su geliyor. Biz de bunu içiyoruz. Bizim her yerimizden su fışkırıyor bir su fabrikamız yok. Hangi ilçemizde olduğunun önemi yok. Merkezdâhil tüm ilçelerde olabilir yeterki olsun. Herhangi bir ilçemizde fabrika olması demek o ile o ilçeye çok büyük katkı demektir" diye konuştu.

"Dört bir yanımız orman ama mobilya fabrikamız yok"

Ormanlardan götürülen ağaçların bu kente faydası olmadığını aktaran Öngüner, Artvin'de mobilya fabrikası kurulursa göçün de önüne geçilebileceğini kaydederek, "Ayrıca bizim dört bir yanımız orman. Bu ormanlardan götürülen ağaçlar Kayseri'ye, Kastamonu'ya, Ankara’ya gidiyor oralarda işlenip bize bir ürün olarak geri geliyor. Hâlbuki hammadde olan ağaç bizim memleketimizin malı. Ağaçlarımızın buradan sadece kütük olarak Türkiye'nin dört bir yanına girmesinin bizim ilimize hiçbir katkısı yok. Burada fabrikanın olması demek daha fazla iş kolu daha çok istihdam demek. Daha büyük yatırımlar demek. Uzun vadeli iş demek, işsiz gençlerin mühendislerin iş bulması demek. Artvin'de fabrika demek reklam demek. Artvin'in ağacı Ortadoğu ülkelerine de gidiyor. Artvin'den Diyarbakır'a Van'a gidiyor istenilen siparişe göre ağaç şekillendiriliyor ve Ortadoğu ülkelerine balkan ülkelerine buradan ağaç gidiyor. Ülkemizin mobilya sanayisindeki pastada büyük çoğunluğu Artvin'in ormanları var ama bir tane fabrikamız yok. Burada bir fabrika demek buranın marka olması demek. Her yerde söylüyoruz ya Artvin su ya da Artvin mobilya fabrikaları ile marka oluşturmamız gerekiyor. Ulusal, uluslararası bir marka oluşturmak ilimizin kalkınması için çok önemli" ifadelerini kullandı.

"Göç hastalığını durdurmanın tek yolu iş olanağı istihdam"

Göçü durdurmak için iş kollarının genişletilmesi gerektiğine vurgu yapan Öngüner, "Burada okuyan yaşan gençlerimiz bu topraklarda kalsın başka şehirlere girmesinler diyorsak onlara burada istihdam alanları oluşturmak zorundayız. Ben göçü gitme hastalığı olarak nitelendiriyorum. Göç bir hastalıktır ve bu hastalığın çaresi de istihdamdır. İstihdam da ancak fabrikalar ile oluşturulabilir. Gençlerimize hak veriyorum. Burada iş yok. Üniversite okumuş okuduğu bölüme ait bir branş yok burada. Mecburen göç ediyor. İki nesil sonra bu gençlerin torunları dedem Artvinli diyecek. Hiç görmeyecek belkide bu kenti. Hâlbuki iş sahası olsa burada yaşayacak. İstanbul'da 600 bin Artvinli var. Bu kişilerin ailesinden sadece 1 kişi gelse yılda bir kere burada turizm patlaması olur" şeklinde konuştu.

"Fabrika için adım atın"

Yetkililere bu konuda biran önce adım atın çağrısında bulunan Öngüner, sözlerine şunları da ekledi: "Yetkililere, iş insanlarına, siyasetçilere, bürokratlara herkese bu konuda sesleniyorum. Birlik olalım. Artvin'de fabrikamız olsun, iş sahamız olsun ve ilimiz büyüsün. Tek derdimiz bu. Artvin'i çok seviyoruz. Artvin'in insanı Artvin'e bakmaya da yaşamaya da doyamaz. Ülkemizi de çok seviyoruz. İnsanlar birbirini çok seviyor. Sadece iş sorunumuz var. Bu sorun çözülürse Artvin yaşanılması gereken illerin başında yer alır. Doğası ile öyle ama bir de iş gerçeği var tabi. Biz bize yetiyoruz. Memur şehrinin dışına çıkıp fabrika veya fabrikalar ile istihdam şehri olalım istiyoruz. Barajlardan sonra insanlar daha çok gelmeye başladı. Yusufeli ilçemiz bitti insanlara örnek bir ilçe oldu. Böyle böyle bu şehri ayakta tutacağız."

Hatice Diler

Editör: TE Bilisim