Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, Kahramanmaraş merkezli olan ve 10 ili yıkan depremlerle ilgili değerlendirmelerde bulunarak afetlere ne kadar hazırlıksız olunduğunu söyledi.
Soydan, insanların doğa ile uyumlu yaşamadığını depremin doğal bir afet olduğunu ve insanlerın bu afete göre şekil alması gerektiğini belirtti.
10 ilde yıkıcı etki göstermesi nedeniyle yüksek eğitim kurumlarının online eğitime geçmesini de eleştiren Soydan, “Bu dönem yükseköğretim kurumlarının uzaktan eğitim yapmasına karar verildi. Akademisyenler başta olmak üzere bu karara büyük bir tepki var. Bu tepkiyi haklı buluyoruz. Bu kararın gözden geçirilip farklı bir çözüm bulunması lazım. Depremle oluşan yaralarımızı ancak birlikte sarabiliriz. Eğitim gibi kolektif olan süreçlerin ertelenmesi, uzaktan yapılması iyileşme sürecini uzatacaktır. Eğitimin yüz yüze olması demek de çocukları sınava hazırlamak, yarıştırmak değil. Mesela bu hafta sonu bazı dershanelerin başladığı haberini aldık. Fakat sınavlara hazırlamak, geri kalmamak adına! Daha yaralarımız bu kadar tazeyken, insanlar seferber olmuşken çocukların hiçbir şey olmamış gibi kaldıkları yerden yarışmaya devam ettirilmesi çok büyük bir yanlış. Bunun yerine dershaneler ve okullara dönüp deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için neler yapabiliriz sorularının sorulması, çocukları yaş gruplarına göre içinde bulunduğumuz seferberliğe dâhil etmemiz lazım” dedi.
Depremlerle ilgili açıklamalarda bulunan Soydan, “İnsanlar güzel rüyalar görebilme umuduyla koyarlar başlarınıyastığa. Kâbuslarsa hiç beklenmedik bir anda, uykumuzunortasında yakalar. Tam olarak böyle oldu. Binlerce öğrencisabah okula gitmek için koydu kafasını yastığa. Gece hiçbeklenmedik bir anda depreme yakalandılar. Enkaz altındançıkartılan çocukların benim okulum var eşyalarım, kitaplarımiçeride kaldı sözleri yüreklerimizi burktu. Keşke dedikenkazdan çıkan çocukların ilk düşündükleri şey sınavlarıolmasaydı.Bu kâbustan ne zaman uyanırız soruları zihinlerimizi işgalediyor. Bu yaşananların hiç yaşanmamış olmasını, depremi,acıyı, ölümü hiç tatmamış olmayı istiyoruz. Tüm bunlartoplumsal travmaya karşı verdiğimiz inkâr tepkileri.Kabullenmesi kolay değil biliyorum. Fakat buyaşadıklarımızın büyük bir uyarı olduğunu fark etmeliyiz.Bundan sonra depremi yok sayarak yaşayamayız. Yerbilimcilerin, deprem uzmanlarının uyarılarını dikkate almakzorundayız.Deprem gerçeğini bile bile hiç olmayacakmış gibidavrandığımız için geldi başımıza bunlar. Günlerdirtelevizyonlar da afet olduğunu söylüyorlar. Üzgünüm bu afetdeğil. Doğanın, dünyanın işleyişine biz insanlar olarak uyumsağlamadığımız, kibirli davrandığımız, ben istersem olur bubinayı buraya dikerim diyerek depreme meydan okuduğumuziçin geldi başımıza bu felaket.Depremden sonra yaşananlar depreme ne kadar hazırlıksızolduğumuzu, depremi ne kadar inkâr ettiğimizi de gösterdi.Kibrimizle diktiğimiz büyük binaların yanında böyle birfelakete nasıl sağır kesildiğimizi de gözlerimizlegördük. Yıllardır deprem tatbikatı yapıp duruyoruz. Doğrusuyaptığımızı sanıyormuşuz. Deprem bölgesinde yaşamamızarağmen depremle ilgili ciddi bir eğitim sorunumuz var.Deprem anında neler yapılmalı? Depremden sonra deprembölgesine nasıl yardım edilir? Yardım kolileri nasılhazırlanmalı? Depremzedelerin birinci derece ihtiyaçlarınedir? Depremzedelere nasıl davranılmalı? Bu ve bunun gibipek çok sorunun cevabını bilmiyoruz. İyi niyetle uzaktanyapmaya çalıştığımız pek çok şeyin deprem bölgelerindefelaketlere neden olduğunu gördük. Bu konuda ciddi bireğitime ihtiyacımız olduğu açık.Eğitim demişken. Bu dönemyükseköğretim kurumlarının uzaktan eğitim yapmasına kararverildi. Akademisyenler başta olmak üzere bu karara büyükbir tepki var. Bu tepkiyi haklı buluyoruz. Bu kararın gözdengeçirilip farklı bir çözüm bulunması lazım. Depremle oluşanyaralarımızı ancak birlikte sarabiliriz. Eğitim gibi kolektif olansüreçlerin ertelenmesi, uzaktan yapılması iyileşme süreciniuzatacaktır.Eğitimin yüz yüze olması demek de çocuklarısınava hazırlamak, yarıştırmak değil. Mesela bu hafta sonubazı dershanelerin başladığı haberini aldık. Fakat sınavlarahazırlamak, geri kalmamak adına! Daha yaralarımız bu kadartazeyken, insanlar seferber olmuşken çocukların hiçbir şeyolmamış gibi kaldıkları yerden yarışmaya devam ettirilmesiçok büyük bir yanlış. Bunun yerine dershaneler ve okullaradönüp deprem bölgesindeki kardeşlerimiz için neleryapabiliriz sorularının sorulması, çocukları yaş gruplarına göreiçinde bulunduğumuz seferberliğe dâhil etmemiz lazım. Milletolma, vatan sevgisi, aidiyet duyma gibi duygular böylesizamanlarda kazanılır.Elbette çok güzel şeyler de oluyor. Toplumun pek çokkesiminden insanlar organize olup neler yapabiliriz derdinedüştüler. Şu an pek çok kurum ve bireysel çaba iledepremzedelerin ihtiyaçları karşılanmaya çalışılırken uzunvadede neler yapabiliriz diye pek çok proje üretildiğine şahitoluyoruz. Z kuşağı denilerek hor görülen gençlerinse yardımçalışmalarına koşmaları herkesi utandırdı. Bunlar güzel şeyle fakat eksiklerimizi tespit etmek ve bunları gidermek için debir çaba içinde olmalıyız.Bu kâbustan ancak hatalarımızdan ders alarak, yaralarımızıbirlikte sararak çıkabiliriz” diye konuştu.