Artvin CHP Gençlik Kolları Başkanı Kübra Baydar Acar, Türkiye’nin dört bir yanında eş zamanlı yapılan basın açıklaması kapsamında parti binasında önemli bir açıklama yaptı. MESEM uygulamasına yönelik eleştirilerin dile getirildiği açıklamada, çocuk işçiliği, genç işsizliği ve eğitimdeki sorunlar vurgulandı.
Acar, yaptığı açıklamada CHP Gençlik Kolları olarak ülkenin vicdanı olduklarını belirterek, “Bugün sesi kısılanlara ses olmak için, sözü yarıda kesilenlerin bıraktıkları yerden devam edebilmek için meydanlardayız” dedi. MESEM sisteminin çocukları ucuz iş gücü haline getirdiğini söyleyen Acar, bunun bir “kara düzen” sonucu olduğunu ifade etti.
Eğitim Reformu Girişimi’nin 2025 Eğitim İzleme Raporu’na göre MESEM’e devam eden 392 bin 887 öğrenci bulunduğunu hatırlatan Acar, bu sistemin çocukların okulla bağını kopardığını belirtti.
Acar, “Bu ülkede yaşayan milyonlara soruyoruz: Lise çağındaki bir çocuğun haftada 1 gün okula, 4 gün atölyeye,
sanayiye, fabrikaya gittiği bir düzene mesleki eğitim denebilir mi? Okulda olması gereken çocukların atölyede, sanayide, fabrikada ucuz iş gücü yapıldığı bir düzende iş güvenliğinden nasıl bahsedilebilir? İnsan canının kıymetli olduğu nasıl söylenebilir? Böyle bir düzende çocukların geleceğe hazırlandığından, eğitim gördüğünden nasıl söz edilebilir? Açıkça ifade etmek isteriz ki MESEM çocukların doğrudan işçileştirildiği, yasalarla sömürüldüğü bir AKP projesidir. Ve bizler CHP Gençlik Kolları olarak ucuz iş gücü olarak görülen çocukların eğitim haklarından mahrum bırakılarak, doğrudan işçileştirildiği bu düzenin tam karşısında duruyoruz. Sermayenin iş gücü ihtiyacı olabilir. Ülkemizde her 4 gençten 1’i ne eğitimde ne istihdamda. Genç işsizliği her
geçen gün katlanarak artıyor. Çalışmaya, üretmeye hazır büyük bir genç nüfusa sahipken devlet eliyle çocukların işçileştirildiği, kamu kaynaklarının düzenin çarkları işlesin diye sermayeye aktarıldığı MESEM düzenini kabul etmemiz mümkün değildir. Çünkü bu düzenin kirli çarklarında çocukların hayatları yitip gidiyor. 2025 yılında bu ülkede 86 çocuk işçi katledildi. Sayın Bakan’ın bakanlık yaptığı dönem içerisinde MESEM’lerde hayatını kaybeden çocuk sayısı 16. Bu iktidar için yalnızca bir sayı olabilir. Ama bizim için değil. Onlar bizim her sabah aynı güneşe uyandığımız,
aynı sokaklarda yürüdüğümüz, aynı hayalleri paylaştığımız kardeşlerimiz. Muhammed Kendirci bizim kardeşimizdir.
Alperen Enes Ural bizim kardeşimizdir.
Murat Can Eryılmaz bizim kardeşimizdir.
Erol Can Yavuz bizim kardeşimizdir. Arda Tonbul bizim kardeşimizdir. Ömer Çakar bizim kardeşimizdir. Zekai Dikici bizim kardeşimizdir. Ulaş Dumlu bizim kardeşimizdir. Alperen Kocayavuz bizim kardeşimizdir. Eren Dağ bizim kardeşimizdir.
Burada adına sayamadığımız iş cinayetine kurban giden tüm kardeşlerimiz için onların acılı aileleri için ses çıkarmak zorundayız. Okulda olması gereken çocukların atölyelerde emeği sömürülmesin, çocuklar iş
cinayetlerine kurban gitmesin diye mücadele etmek bu ülkede yaşayan biz gençlerin, boynumuzun borcudur. Bizim durduğumuz yer son derece nettir. Tıpkı bizler gibi ses yükselten iktidarın bu kirli düzenini, MESEM uygulamasını protesto ettiği için hukuksuzca tutuklanan Türkiye İşçi Partili 16 arkadaşımızla dayanışma içerisinde olduğumuzu da buradan açıkça ifade etmek istiyoruz. Arkadaşlarımızın yarım bırakmaya çalıştığınız sözleri bize emanettir. Bizler Cumhuriyet Halk Partisi Gençliği olarak: Çocuklar eğitim hakkından mahrum kalmasın, atölyelerde can vermesin istiyoruz. Parasız, bilimsel, demokratik eğitim istiyoruz. Biz gençlere dayatılan işsizliğe, geleceksizliğe ve baskılara karşı ses yükseltiyoruz. Geleceğimizde umut,
Hanemizde iş, Soframızda ekmek, Ülkemizde özgürlük istiyoruz.”





