Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, 6 yaşında evlendirildi iddiasıyla ülke gündemini sarsan olay hakkında değerlendirme yaptı. Soydan, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu davası nedeniyle gündemin ikinci sırasına düşen konunun kapanmadığını söyledi.

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, “Türkiye iki haftadır, 16 yıl önce, 6 yaşındaki bir çocuk için sözleşildiği iddia edilen bir olayı konuşuyor. Hem de "iki taraf" oluşturularak birbirlerine acımasızca yükleniyorlar! Ne oluyoruz? Savaş mi var? Kılıçların böylesine bilenmesinin sebebi ne? Kimler oluşturdu bu kutuplaştırma zihniyetini? İBB Başkanı ile ilgili mahkeme kararı açıklandı da, söz konusu olay gündemin ikinci sırasına düştü; ama kapanmadı! Olayın kamuoyunca duyulmasından itibaren Türkiye'de bir hareketlilik başladı. Aileden baba ve damat boy hedefi haline geldi. Ailenin üç evladı basına ortak açıklama yaptılar. Mağdur edildiği iddia edilen kız psikolojik sıkıntılar yaşıyor, evden kaçıyor, kadın sığınma evine düşüyordu. Belli ki, ortada bir aile faciası vardı. Hiç kimse evladının bu duruma düşmesini istemezdi. En azından, mağdur edildiği söylenen kızın, üç kardeşinin açıklamasından sonra yorumlar kesilmeliydi. Konu hukuka taşındı. Süreçte itidalli, sorumlu ve hukuka uyma titizliğiyle tanınan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun, daha olayın konuşulmaya başlamasının akşamında çıktığı bir TV programında, bir soru üzerine "bilgece" şu açıklamayı yaptı: "Bu işin, hukuk önünde belirlenene kadar gündemde tutulmamasını arzu ederim." İşte, sorumluluk ve kamu yararını gözetmek budur. Söylentilere bire on katarak yapılan tarafgir açıklamaların toplumu germekten başka ne faydası olur? İç barışın sağlanması için tek tek hepimize görevler düştüğünü iyi bilmeliyiz.” dedi.

“Fırsat, bu fırsat mı?”

Hüseyin Merttürk Yeniden Aday
Hüseyin Merttürk Yeniden Aday
İçeriği Görüntüle

“Şu haklı, öteki haksız kararı verecek değilim. Türkiye hukuk devleti ise, bu kararı hukuk versin! Ancak, Türkiye'de yangına körükle giden hastalıklı bir zihniyet var.” diyen Soydan,“Maksatlarına uygun, kendilerine malzeme teşkil edecek bir olayla karşılaştıklarında, fırsat bu fırsat deyip karşısındakilere "acımasızca" saldırıyorlar. Ortalıkta "zehir tenekesi" ile dolaşmaya başlıyorlar. Üç kardeş, ailelerinin nasıl bir sıkıntı içinde bulunduğunu anlattılar. Konu hukuka taşındığına göre, adalet mekanizmasının vereceği kararı beklemek gerekmez mi? "Hak" önemli bir değerdir. Kimsenin haksızlığa uğramasını istemeyiz. Konu hakkında bilgi sahibi olanlar, hukukun doğru karar verebilmesi için bildiklerini adlî mercilere ulaştırmalıdır. Karışık bilgilerden işine geleni alarak yorumlar yapmak insanı yanıltabilir. Olay hakkında ses kayıtları yayınlayanlar, aile fertleri veya Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı yetkilileriyle görüşüp açıklama yapanlar oldu. Hatta hem savcı, hem hâkim gibi davrananlar da! 16 yıllık geçmişi olan bir olayı, ne derece doğru olduğu bilinmeyen ses kayıtları veya kısa sürede derlenen bilgilere dayanarak kesin sonuç gibi açıklamak hiç de insanî değil. Kul hakkına girmeye yol açabilir. Bu kadar basit olsaydı, mahkemeler niçin aylarca araştırma yapsın ki! Tartışmalar yaşanırken alanı olmayan nice kişinin "bilgiç" kesilmesi karşısında Bağdatlı Rühi'nin şu beytini hatırladım: "Gör zâhidi kim, sâhib-i irşâåd olayım der, / Dün mektebe vardı; bugün üstâd olayım, der."

“Adil şahitler olun!”

İddialar, çok ender rastlanan bir olay özelliğinde! Bu kadar ömrümde, ilk defa böyle bir iddia ile karşılaştım. Bu gerçek, bizim daha da dikkatli olmamızı zorunlu kılıyor. Farklı bilgilerin bulunduğu bir konuda "taraf" olup, "karşı tarafa" saldırıya geçmek hem kendimize, hem de iç barışa zarar verir. Şu ayeti hatırlatayım: "Bir kavme olan düşmanlığınız, sizi adaletsizliğe sürüklemesin!" (Mâide, 8) Tartışmalar sürerken, toplumun sorumluluğunu taşıma mevkiinde olan CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya, TBMM'deki bütçe görüşmeleri için konuşurken, tarikatları toptan suçlayan bir açıklama yaptı. Meclis'ten ve halktan, özellikle Anadolu Gençlik Derneği'ne böyle ithamda bulunmanın kimsenin hakkı ve haddi olmadığına dair tepkiler yağdı. AGD sevgi ve kardeşliğin adresi, Türkiye'nin teminatı ilkesiyle gençlik çalışması yapıyordu. Sayın milletvekili geri adım atmak zorunda kaldı. Elbette mağdurun yanındayız. Devletin varlığını adaletin tesisinde görüyoruz. Allah zulme razı olmaz. Fiilen şahidi olmadığımız bir konuda adaletin vereceği kararı beklemek zorundayız. Adalet hepimize lazım! 16 yıl beklenmiş, biraz daha beklesek kaybımız olmaz. Bu süreçte, DİB de bir hutbe yayınladı. Hutbede "tepkisel bir yaklaşım" gördük. Diyanet, hutbesinde "İslâmî aile yapısı"nı anlatmalı, "islah edici" bir üslûp kullanmalıydı. Baştan beri söylerim: Her evde "İslâm'da aile hayatı" anlatan bir başucu kitabı mutlaka bulunmalıdır. İtidalli olmak, aklıselim ve sorumlu davranmak hepimizin faydasına!” ifadelerini kullandı.

Sariye TOPALOĞLU

Muhabir: TE Bilisim