ARTVİN

Depremde eğitim sistemi de enkaz altında kaldı

Eğitim Sen Artvin Şubesi 6 Şubat Deprem Felaketinin birinci yıldönümünde deprem bölgesindeki sorunlar hala çözüm beklediğini belirterek açıklama yaptı.

Abone Ol

Eğitim Sen Artvin Şubesi, 6 Şubat 2023 Kahramanmaraş Merkezli Depremlerin 1’nci yılını nedeniyle basın açıklaması yayınladı. Deprem gibi büyük bir afet sonrasında ortaya çıkan sonucun ‘asrın felaketi’ olarak tanımlanması, deprem nedeniyle ortaya çıkan yıkımın etkilerinin tür ve boyutları kadar, doğal afete maruz kalanların hangi ülkede yaşandığıyla da doğrudan ilişkili olduğunu belirten Eğitim Sen, “Türkiye’de doğal bir afetin ranta ve yağmaya dayalı çarpık kentleşme politikaları nedeniyle nasıl büyük bir felakete dönüştüğü 6 Şubat depremleri ile bir kez daha görülmüştür. İktidar, bugüne kadar bırakalım olası deprem riskine karşı somut adımlar atmayı, doğal afetin büyük bir felakete dönüşmesine neden olacak politika ve uygulamaları hayata geçirmekten geri durmamıştır” dedi.

Türkiye gibi sürekli doğal afetler yaşanan bir ülkede devletin bütün kurumları planlamaları ve uygulamalarını rantı değil, insan yaşamını önceleyen bir anlayışla ele almak zorunda olduğunu belirten Eğitim Sen Artvin Şube Başkanı Köksal Gümüş, “Bugüne kadar bu temel gerçekliği dikkate almayan kuralsız ve denetimsiz yapılaşmaya göz yuman, rant için sağlıksız imar planlarına izin veren, meslek odalarını yapı denetim sürecinin dışında bırakarak böylesine büyük bir yıkıma ortak olan herkesin birinci dereceden ölümle sorumlu oldukları asla unutulmamalı ve unutturulmamalıdır” ifadelerini kullandı.

Gümüş açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Deprem sonrasında gözaltına alınıp tutuklanan müteahhitler, deprem felaketinde sorumluluğu olanlardan oluşan suç zincirinin son halkasıdır. Böylesine büyük bir yıkımın asıl sorumlularının, suç zincirinin bütün halkalarını ilmek ilmek ören siyasi iktidar ve tek adam rejimi olduğu açıktır. İmar affı için Meclis’te el kaldıran vekillerin, yıkılan yapılara inşaat izni veren yerel yönetimlerin, devlet kurumlarının ve yapı denetim firmalarının içinde yer aldığı suç zinciri ve bu zincirin işleyişini kolaylaştıran tek adam rejimi sorgulanmadığı sürece sorumlulardan gerçek anlamda hesap sorulmuş olmayacaktır. 

Deprem bölgesinde bulunan öğrencilerin ve öğretmenlerin büyük bir kısmının depremden zarar görmüş, can veya mal kayıpları meydana gelmiştir. Yaşanan depremler sonucunda sadece çürük binalar değil, eğitim sistemimiz de büyük ölçüde enkaz altında kalmıştır.

Afet dönemleri çocukların nitelikli eğitime ulaşma imkânlarını kısıtlayan ortamlardır. Çocukların eğitim hakkından mahrum kalması çocuklara dönük ihmal, istismar gibi vakaların artmasına sebep olmuştur. Okulların, yurtların barınma alanına dönüşmesi, çocukların ve gençlerin (deprem bölgesinde olmayanlarda dâhil) eğitim hakkına ulaşımını büyük ölçüde engellemiştir. Bu engel kız çocuklarının hane içindeki emek sömürüsünü arttırmış, kadınların yeniden toplumsal üretime kaynak sağlayan emeklerini görünmez kılmıştır. Okulların, hastanelerin birçok kamu kurumlarının fiziki altyapısının yetersiz oluşu eğitime katılımı olumsuz yönde etkilemiştir.

Yıkılan okulların yerine depreme dayanıklı okullar inşa edilmeden, hasarlı binalar onarılıp eğitim öğretime uygun fiziki koşulları sağlanmadan ve en önemlisi başta eğitim emekçileri olmak üzere barınma, hijyen sorunları çözülmeden bir normalleşme sürecine girip okulların eğitim öğretime başlaması çocukların psikososyal gelişim ve deprem sonrası travmalarla baş etme konusunda içinde bulunulan durumu adeta çıkmaza sokmuştur. Öğrenci, öğretmen ve velilere yeterince psikososyal destek verilmediği gibi buna dair somut planlama yapılmamıştır.Büyük bir felaket yaşanmış olmasına rağmen okullar açıldığında her şey normalmiş gibi davranılmıştır.

Eğitim öğretim devam ederken birçok okulun tadilatı yapılması eğitim öğretimi olumsuz etkilemiştir. Öğrencilerin ücretsiz ulaşım, bir öğün yemek ve temiz içme suyu gibi talepleri karşılanmamıştır. Deprem bölgesinde görev yapan kamu emekçilerine dair ekonomik, özlük haklarında herhangi bir iyileştirme yapılmamıştır.Engelli ve özel eğitime gereksinim duyan öğrenciler eğitime ulaşma noktasında büyük zorluklar yaşamışlardır ve yaşamaya da devam etmektedirler.

Bir yandan enkaz kaldırma çalışmalarında sorumsuz davranışlar çocukların okul yollarında güvenliksiz binaların içinden veya yanından geçmelerine neden olmakta, çadır kent ve konteynır kentlerin şehir merkezinden uzakta olması ulaşım konusunda ciddi sorunlar açığa çıkarmaktadır. Okul servis ücretlerindeki astronomik rakamlar karşısında depremzede aileler, veliler zor durumda kalmaktadır.

6 Şubat depremlerinin birinci yılında eğitim alanında öne çıkan sorunlar şu başlıklar altında sıralanabilir;

Depremzede eğitim emekçilerinin barınma sorunu devam etmektedir. Özellikle şehre yeni atanan ve göreve başlayan eğitim emekçileri barınma sorunu yaşamaktadır.

Okullarda öğrencilerin ve eğitim emekçilerinin temiz suya ulaşma sorunu sürmektedir.

Özellikle şehir dışındaki konteyner kentlerde kalan öğrencilerin ulaşım sorunu çözülmemiştir.

Konteynır kentlerde kalan öğrencilerin ders çalışma olanakları son derece sınırlıdır ve ders çalışma ortamı bulunmamaktadır.

Aynı binada iki okulun eğitim öğretim yapmasının (sabahçı, öğlenci) yarattığı sorunlar kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle öğrenciler sabah karanlığında derse başlamakta veya akşam karanlığında öğrenciler kaldıkları yere gitmek zorunda kalmakta ve güvenlik sıkıntıları yaşanmaktadır.

Aynı binada ikili eğitim öğretim yapan okullarda ders süresinin 30 dakikaya düşürülmesi nedeniyle öğrencilerin diğer bölgelerdeki yaşıtlarına göre eksik ders görmesine neden olması,

Konteynır kentlerde açılan prefabrik okullarda ısınma, ulaşım ve temizlik sorunları sürmektedir.”

Haber Merkezi