Artvinlilerin “Bilbilan”, Ardahanlıların ise “Bülbülan” olarak andığı yayla, 2000 ile 2800 metre arasında değişen rakımı, geniş coğrafyası ve serin havasıyla bölgenin en yüksek ve en büyük yaylalarından biri olma özelliğini taşıyor. Ardanuç ilçesine bağlı ve ilçe merkezine yaklaşık 30 kilometre uzaklıktaki Bilbilan Yaylası, yaz aylarında binlerce küçük ve büyükbaş hayvana ev sahipliği yaparak bölgedeki hayvancılık faaliyetlerinin can damarı konumunda. Zengin bitki örtüsü ve doğal meraları sayesinde burada yetiştirilen hayvanların sütü ve eti, yöre halkı tarafından daha kaliteli ve lezzetli olarak kabul ediliyor. Bu da yaylayı hem Artvin hem de Ardahan ekonomisi açısından vazgeçilmez hale getiriyor.
Bilbilan Yaylası yalnızca hayvancılık yönüyle değil, gelişen sosyal yaşamı ile de dikkat çekiyor. Yaz aylarında nüfusu ciddi oranda artan yaylada lokantalar, kasaplar, fırınlar ve küçük dükkanlar yer alıyor. Her cumartesi günü kurulan halk pazarı, yerli üreticinin ürünlerini satışa sunduğu bir buluşma noktası haline geliyor. Böylece geleneksel yayla yaşamı, modern dokunuşlarla birleşerek adeta küçük bir kasaba görünümü kazanıyor.
Bilbilan Yaylası yalnızca üretim ve geçim kaynağı değil, aynı zamanda bir doğa harikası. Yeşilin her tonunu barındıran bitki örtüsü, mis kokulu çiçeklerle bezenmiş patikaları ve panoramik manzaralarıyla doğa yürüyüşçülerinin ve fotoğrafçıların gözdesi. Temiz havası ve serin iklimi, özellikle yaz aylarında şehirlerin boğucu sıcaklarından kaçmak isteyenler için eşsiz bir kaçış noktası sunuyor.
Yaylanın müdavimlerinden biri olan Özenç Çelik, burayı sadece bir tatil değil, yaşamın içinde bir huzur noktası olarak tanımlıyor. Çelik, “Bilbilan Yaylası, benim için doğanın kucağında huzur bulduğum bir sığınak. Her yıl ailemle birlikte buraya gelmek, temiz hava almak ve stresten uzaklaşmak için sabırsızlanıyoruz. Yaylanın tertemiz havası, mis gibi çiçek kokuları ve muhteşem manzaraları, şehir hayatının tüm yorgunluğunu unutturuyor” dedi.
Gelişen eko-turizm bilinciyle birlikte Bilbilan Yaylası’na olan ilgi her yıl daha da artıyor. Ziyaretçiler yalnızca doğal güzelliklerin tadını çıkarmakla kalmıyor; aynı zamanda çevreyi koruma konusunda da duyarlılık gösteriyor. Bu durum, yaylanın ekolojik dengesinin korunmasına katkı sunarken, gelecek nesillere de bu güzelliklerin aktarılmasına olanak tanıyor.