Açıklamada, gençliğin yıllardır süregelen haksızlıklarla mücadele ettiğine dikkat çekilerek, bu düzenin artık kabul edilemez boyutlara ulaştığı belirtildi. Akyürek, özellikle 2000-2013 yılları arasında KPSS, ÖSS, ALES, Askeri liseler ve YDS gibi sınavlarda yaşanan kitlesel usulsüzlüklerin, resmi raporlara geçmiş olmasına rağmen sorumluların hesap vermediğini vurguladı.
Akyürek, soruları çalarak kamu kadrolarına yerleşenlerin korunduğunu, sınav skandolarını protesto eden gençlerin ise gözaltına alındığını ve hatta on bin kişilik gruplarla tehdit edildiğini belirtti. “Yıllardır binlerce gencin emeği, alın teri çalındı,” diyen Akyürek, bu yıl LGS sınavının ardından da benzer şaibelerin gündeme geldiğini ve kamuoyunun endişeyle bu süreci izlediğini kaydetti.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın açıklaması gereken sınav istatistiklerini gizlemesi, sınav sorularının sınavdan hemen sonra değil, sınav sırasında sosyal medya gruplarında dolaşıma girmesi, geçmiş yıllarda yaşanan skandallarla benzerlik gösterdiği ifade edilen açıklamada, eğitim sisteminin şeffaflık ve denetimden uzaklaştığına dikkat çekildi. Akyürek, “Nasıl oluyor da yalnızca bir okuldan çıkan öğrencilerin yüzde 62’si yüzde beşlik dilime giriyor?” diye sorarak bu okulun ismini taşıyan kişinin torununun şu an Milli Eğitim Bakan Yardımcısı olarak görevde olmasını da manidar bulduklarını ifade etti.
2025 LGS sınavında 719 öğrencinin tam puan alması gibi daha önce görülmemiş istatistiklerin, bilimsel gerekçelerle açıklanması gerektiğini vurgulayan Akyürek, tüm bu gelişmelerin kamu vicdanını yaraladığını dile getirdi. Açıklamada, MEB Bilgi İşlem Genel Müdürü'nün çocuğunun 2022 yılında sınavdaki tüm soruları doğru yaptığına dair iddiaların da kamuoyuna açıklığa kavuşturulması gerektiği belirtildi.
Akyürek, sistemin ÇEDES projesi ve sürekli müfredat değişiklikleriyle birlikte dinsel ve piyasacı temelde yeniden kurgulandığını savundu. İmam Hatip Liseleri ile MESEM gibi seçeneklerin gençlere dayatıldığını, eğitimde fırsat eşitliğinin yok edildiğini, özel okulların ise yüksek ücretlerle bu sistemden kazanç sağladığını söyledi. “Gençler hem eşitsizlikle yarışmak zorunda bırakılıyor hem de çalınan sınav sorularıyla bir kez daha mağdur ediliyor,” diyen Akyürek, bu yapının gençliği gericilik ve sömürü kıskacına hapsetmeye çalıştığını kaydetti.
“Bir sınav puanıyla kaderimizi belirlemeye çalışan, eğitimi her geçen gün daha da gerici ve niteliksiz hale getiren bu piyasacı düzenden hesap soracağız,” ifadelerini kullanan Akyürek, yaşananlardan birincil derecede sorumlu olan Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in istifa etmesi gerektiğini dile getirdi. Açıklamanın sonunda ise, “Hiçbir genç, hiçbir sıra arkadaşımız yalnız değildir. Geleceğimizi çalamayacaksınız!” sözleriyle kamuoyuna çağrıda bulundu.