Yaz mevsiminin yerini sonbahara bıraktığı bu günlerde doğa cenneti olan Artvin’de yeşilin her tonu yerini sarı ve turuncu renklerine bırakmaya hazırlanıyor. Artvin’in Borçka ilçesinde bulunan ve muhteşem doğası ile dikkat çeken Karagöl, sonbaharın renk cümbüşüne bürünüyor. Karagöl, eşsiz tabiatında huzur bulmak isteyenleri bekliyor.

Borçka’da bulunan Karagöl, sonbahardaki renk cümbüşüyle ziyaretçilerine doyumsuz manzaralar sunuyor. Karagöl’ün havadan çekilmiş sonbahar görüntüleri eşsiz manzarayı gözler önüne seriyor.

Her mevsim ayrı güzelliğe bürünen Karagöl Tabiat Parkı, sonbaharın gelişiyle birlikte oluşan renk cümbüşü hayranlık uyandırıyor. Türkiye’nin tek biyosfer rezerv alanı olan Camili’ye giden yol üzerinde bulunan ve 368 hektarlık alana sahip Karagöl Tabiat Parkı, çevresindeki vadiler ve ormanlarla kaplı eşsiz doğasıyla fotoğraf ve doğa tutkunlarının vazgeçilmezleri arasında yer alıyor.

Borçka’ya 27 kilometre uzaklıktaki Karagöl, her mevsim ayrı bir güzelliği içinde barındırıyor. Çam ağaçları ve şelaleler arasında yer alan, eşsiz doğa güzelliyle Karagöl Tabiat Parkı, yağlı boya tablolarını andırıyor.

Doğası ve coğrafi güzellikleriyle yerli ve yabancı turistlerin son yıllarda sıkça ziyaret ettiği Karagöl, sonbaharda sarı, turuncu ve kırmızının onlarca tonuna bürünen ağaçları ile kartpostallık görüntüler oluşturuyor.

Kent gürültüsünden uzaklaşıp temiz hava almak isteyenler, hafta sonu tatillerinde tercih ettikleri Karagöl’de çadır kurup kamp yapıyor. Ziyaretçiler yürüyüş ve piknik yapıyor, teknelerle gölün keyfini sürüyor.

Karagöl Hakkında

“Bir heyelan gölü olan ve Klaskuri Deresi'nin başlangıcını oluşturan Heba Deresi ile Savgule Deresi tarafından beslenen Karagöl, güneydeki Karaşalvar Tepe (2.333 m) ile Verketil Tepe (2.429 m) arasındaki zirveleri birbirine yakın tepelik kesimde yer alır. Yamaçtan kopan heyelan materyali Savgule Vadisinin önünü kesmesiyle bir göl ortaya çıkmıştır. Heyelan setinin Savgule Deresi tarafındaki bölümü üzerinde biriken sularla biri büyük diğeri küçük iki göl oluşmuştur. Küçük gölün alanı yaklaşık 7 dönüm kadar olup dairesel bir forma sahiptir. Büyük göl ise 50 dönüm alana sahip olup bir üçgeni anımsatmaktadır. Her iki göl bir gidegenle bağlantılıdır. Büyük gölün seviyesi küçük gölden 1-1,5 metre daha yukarıdadır. Gölün 1800'lü yıllarda oluştuğu ileri sürülse de bu bilgiler kesin değildir. Aynı derenin taşıdığı alüvyonlarla dolan gölün derinliği zaman içinde 30 metreden 8 metreye, 56 dönümlük arazisi ise 50 dönüme düşmüştür. Doğa Koruma ve Milli Parklar Rize 12'inci Bölge Müdürlüğü Devlet Su İşleri ile ortak yürüttüğü çalışmada göle dolan alüvyonlar boşaltılmış, gölün çevresi ahşapla desteklenmiş yürüyüş yollarıyla donatılmıştır.

İki bölümden oluşan Karagöl’ün bir heyelan gölü olmakla birlikte bir heyelan set gölü değildir. Göl sularının büyük bir kısmının heyelan enkazı üzerinde toplandığı anlaşılmıştır. Karagöl gibi küçük alanlı bir gölün bu kadar büyük bir heyelanın oluşturduğu set gerisinde meydana gelmesi pek mümkün olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca gölün, kayan malzemelerin engebeleri arasındaki iki bölümlü alanda biriken sularla oluştuğu belirtilmiştir. İki göl arasındaki kısım da heyelan kütlesinden oluşmuştur. Gölün sığ olması ve seddin önündeki yamacın dikliği de Karagöl'ün enkaz üzerinde yer aldığı ihtimali güçlendirmektedir.”

Editör: TE Bilisim