Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, genel seçimler hakkında değerlenirmelerde bulundu. Soydan, iktidar partisinin kullandığı ‘yeter artık söz milletin’ sloganını aslında muhalefefin kullanması gerektiğini söyledi.

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, seçim süreci hakkında değerlendirmelerde bulunarak, “Seçime birkaç ay gibi bir zaman kaldı. Buna rağmen sanki kampanya başlamış vebirkaç hafta sonra seçim yapılacakmış gibi ülke tartışma zeminine ve yarış atmosferinegirmiş durumda. İktidar, -sanki işbaşında değilmiş gibi- her fırsatta ülke yönetimininkendisine devredilmesini istiyor. "Yeter! Artık Söz Milletin!" tam da muhalefetinkullanması gereken sloganı kullanmaları şayet işgüzarlık veya iş bilmezlik değil debilinçli tercih ise hayli ilginç” dedi.

Seçim meydanlarında gerilimin yüksek olacağına değinen Soydan, “O dönemi yaşamamış milyonlarca insanın bile yüreğindehissettiği bu ifadenin içerdiği mesajla meydanlarda gerilim dozunun hayli yüksekolacağı anlaşılıyor. Çünkü o slogan tarihi süreçte bir devrin kapanıp bir başka devrinaçıldığı dönemi ifade etmektedir.Sanki 20 yılı aşkındır iktidarda olan kendileri değil,bütün bu yaşanan olumsuzluklar ve başarısızlıklarda hiçbir ilgileri, sorumluluklarıyokmuşçasına vaatleri sıralayıp tüm problemleri çözeceklerine dair söz veriyorlar.İktidar cephesinde değişen bir şey yok. Giderayak kesenin ağzı açıldı, “Aslayapılmayacak, ülkenin felaketine sebep olur" dedikleri şeyleri yapmaya başladılar. Bukadar zamanda çözemedikleri sorunları bir dönem daha iktidar olurlarsaçözeceklermiş!” diye konuştu.

 “Elde edilen kazanımlar!”

Muhalefet partilerinin ise henüz bir isim açıklmamaış olmalarını eleştiren Soydan bu durumun ittifak partilerini sıkıntıya soktuğunu aktararak, “Gelelim muhalefet cephesine. Enbüyük eleştiri, görüldüğü kadarıyla cumhurbaşkanı adayının belli olmaması üzerindenyapılıyor ve muhtemel adaylar üzerinden de büyük fırtınalar kopartılıyor. Onlar adayınnasıl bir niteliğe sahip olması gerektiğinden ziyade kim olacağına takılmış durumdalar.Bu ise onların ilke bazlı değil şahıs bazlı politika güttüklerinin bir göstergesidir. Milletİttifakı bileşenlerinden meydana gelen bazı çıkışlarda doğrusu ittifak bloğunu sıkıntıyasokmuyor değil. Birilerinin parti içi hesaplaşmalara girdiği veya seçim sonrasınailişkin hedeflerine yönelik birtakım girişimlerde bulundukları anlaşılmaktadır.Sondönemde yükselen bir tempoyla Saadet Partisi'ne yakın olduğu düşünülen bazıkesimler de "kazanımları kaybetmeyelim" büyüsüne kapılarak parti sözcüsü gibidavranıp garip açıklamalarda bulundukları gözden kaçmıyor.Evet, kazanım dediklerişey; başörtüsü sorununun çözülmesi, imam hatiplilerin üniversiteye girişi ve AyasofyaCamii'nin ibadete açılması. Tabii ki bu ve benzeri konulardaki ilkesel duruşumuz netve olumludur.Ancak şunu da unutmayalım ki 20 yıllık süreç, birkaç icraatlageçiştirilemeyecek kadar uzundur. Vaktiyle Türkiye'nin en önemli Amerikanlaşmadönemi sayılabilecek Demokrat Parti'nin iktidara geldiği 1950-60 yılları arasında"ezan Arapça okundu" diye milletin gazı alındı ve birçok şey feda edildi. Geriyeyalnızca ülkenin heba edilmiş yılları kaldı. Ekonomiden eğitime, sağlıktan tarıma,üretimden istihdama, askeriyeden istihbarata kadar her şeyin Amerika'nın kontrolüne girdiği söz konusu dönem, o ezanla teskin olduğumuz dönemdir. Şimdi de, "Ezanısusturamayacaksınız! Bayrağı indiremeyeceksiniz!" diye başlayan klişe slogan daboşuna o dönemi çağrıştırmıyor. Öyle ki sanki ezanı susturan, bayrağıindiren var!Bugün de benzer bir durum maalesef ki yaşanıyor. Zaten ülkenin yaşadığı28 Şubat direnci sonrasında iktidara kim gelirse gelsin başörtüsü sorunu çözülecekti.Bu durum ne kadar bir kazanım olursa olsun 20 yılın heba edilmesine gerekçe olamaz” şeklinde konuştu.

“Heba edilen fırsatlar”

“Kazanımlardan bahseden arkadaşlarınöncelikle ülkenin yeraltı ve yerüstü kaynaklarının, dev şirketlerinin, bankalarının,borsasının ve iletişim sektörünün yabancılara satılmasıyla ilgili ne düşünüyorlaracaba?” diyen Soydan, “3 Kasım 2002'de iktidara gelip 20 Mart 2003'te Irak'ın işgaline, NATO üssüİzmir'den kalkan uçaklarla Libya'nın bombalanmasına (Mart 2011), devr-i iktidarlarıdöneminde İslam âleminin kan gölüne dönmesine katkı sağlandığı, “Büyük OrtadoğuProjesi (BOP) başkanıyız" denilerek sırtlarına yüklenen gururla üstlendikleri göreviyerine getirdiklerine ne diyecekler?Suriye'de, "Şam'da Cuma'yı kılacağız! Humus kırmızıçizgimizdir! Hama'da babanınyaptıklarını tekrarlamana müsaade etmeyeceğiz! Halep içişlerimizdir!" deyip hedefgösterircesine milyonlarca Suriyelinin perişan olmasına, ülkesini terk edip mülteciduruma düşmesine ve yüz binlerin ölmesine neden olmalarına ne diyecekler?Önce,"Rejimin karşısında olan herkesi destekleriz" deyip; sonra davul zurna halayla PKK'lıteröristlerin ve dünyanın her tarafından gelen karanlık güçlerin Suriye'ye geçişine gözyumup sonra da askeri harekâtlarla kendimizi ateşin içinde bulduğumuz biliyorolmalılar. Yersiz endişe; güzel değişimin habercisi. Bu dönem birkaçkazanım olsa bile maalesef ki değerlerimiz kökünden sarsılmıştır. Bugün engüvenilmez, hırsız, arsız, yolsuz tiplemesine maruz kalan kişiler maalesef inancıdünyevi menfaatlerine kalkan kılan ve dini siyasete alet eden kimseler oldu. Kaldı kiekonomiden dış politikaya, eğitimden tarıma hangi kazanımlardan bahsedebilirlerbilemiyoruz.Evet, eskiden meyhaneden çıkan adamlar banka müdürü yapılıyordu,şimdi ise Cuma'dan çıkanlar... Ancak faizci, kapitalist, sömüren, ezen düzen aynendevam ediyor. Mesele banka müdürünün değişmesi değil faizin köktenkaldırılmasıydı.Hükümetin karnesinin durumu ortadayken ve bu konuda iktidarın endişe edip tedbiralması gerekirken, mütedeyyin kitlenin panik ve endişesini anlamak oldukça zor.Onlar hangi kazanımlarını kaybetmekten korkuyorlar! Kraldan fazla...Ülkenin ikikutuplu bir hale getirildiği ve kurumların içinin boşaltıldığı bir süreçte, iktidardeğişimi kaçınılmazdır. Bu tür uzun süreli iktidar devirlerinde önemli olan geçişsürecinin yumuşatılması ve mütedeyyin kitlenin masada söz sahibi olmasıdır. Böylecehalkın yeni yönetime dair endişeleri giderilip geleceğe umutla bakmaları sağlanır” ifadelerini kullnadı.

Seçim Sonuçları Eğitime Nasıl Yansıyacak? Seçim Sonuçları Eğitime Nasıl Yansıyacak?

“Saadet'in tarihi duruşu ve ittifaklar”

Partisinin verdiği sözlerin arkasında durduğuna vurgu yapan Soydan açıklamasında şunları da söyledi: “Temiz mazisiyle engin ittifak kültürüne sahip bir camia olarak Saadet Partililer,geçmişten günümüze bu tür durumların tümünde verdiği sözün arkasında durur.Nitekim bütün işbirliklerinde, ortaklıklarda elde ettiği başarının temelinde de bu duruşyatmaktadır.Henüz aday belirlenmemişken, mühendislik çabalarına girenler ancak günü kurtarmaderdinde olanlardır. Bugün meselelere doğru bir bakış açısı ile yaklaşmak, çözümodaklı olmak, günlük çıkarları bir kenara bırakarak geleceği düşünmek hayati dereceöneme haizdir. Meselelerin aslını bilmeden, perde arkasında olup bitenlerden haberdaolmadan kimse Saadet'e akıl vermeye kalkışmamalıdır.Saadet Partisi bugüne kadar hangi konuda tavır almış ise hepsinde haklı çıktığı gibibugünkü siyasi duruşundan da haklı çıktığını her zamanki gibi tarih gösterecektir!”

Ayla ALKAN

 

Editör: TE Bilisim