Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun başötüyü yasal güvence altına alacağız çıkışını değerlendirerek “CHP, başörtüsünü "yasal güvence" altına almak isterken; AKP atağa geçip "anayasal güvenceye almayı" savunarak "yeni anayasa" yapmaya girişti” dedi.
Saadet Partisi İl Başkanı Gültekin Soydan, başörtüsü konusu hakkında değerlendirmeler yaparak, yayınladığı yazılı açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Yarım asırdan fazla süredir, kılık kıyafet konusunu tartışan Türkiye'den başka bir ülke biliyor musunuz? Biz, faydasız işlerle uğraşırken Türkiye'nin nereye götürüldüğünü fark ediyor musunuz? Halk; hayat pahalılığı, ekonomik kriz ve enflâsyon canavarı karşısında hayatından bezmiş durumda. Faiz lobisinin ekonomiyi teslim alması her şeyi anlatmaya yetmiyor mu? Çözüm mevkiinde bulunanların ağız dalaşı, laf yarışıyla meşgul olmaları ise oldukça düşündürücü! İzmir'de Doktorasını ABD'de, ekonomi öğrenimini Londra'da yapan; İktisat Fakültesi ve Yüksek İslâm Enstitüsü'nü okumuş bir akademisyen olan Prof. Dr. Sabri Tekir, Türkiye'deki sağ-sol inatlaşmalarını, bir sohbetimizde şöyle anlatmıştı: "Bir taraf başörtüsünü, imam hatipleri, muhafazakârlığı; diğer taraf laikliği, feminizmi, Atatürkçülüğü savunuyor. Bunlar, ABD ve Batı'nın hiç umurunda değildir. Onlar para akışının yönüne bakar, sermayeyi kontrollerinde tutmak isterler." Durum böyleyken, başörtüsü konusu son zamanlarda farklı boyutuyla yine gündemde! Geçmişinde katı bir başörtüsü yasakçılığını savunan CHP'nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, muhafazakârların seçimlerdeki oyuncağını elinden alacak, herkesi şaşırtan bir teklif sundu. "Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartacaklarını" söyleyerek hatalarını itiraf etti: "Geçmişte bizim de yanlışlarımız oldu. Ama değişmeyi, öğrenmeyi bildik. Bu yarayı sonsuza kadar kapatacak adımı atıyoruz." Bu güzel ve doğru bir adım! CHP, başörtüsünü "yasal güvence" altına almak isterken; AKP atağa geçip "anayasal güvenceye almayı" savunarak "yeni anayasa" yapmaya girişti. Gelişmeleri değerlendiren Saadet Partisi YİK Üyesi, Anayasa Hukuku Profesörü Mustafa Kamalak, "Keyfilikleri önlemek için kanunî düzenlemenin şart olduğunu" açıkladı. Anayasa'nın 24. maddesinin, "Din ve vicdan hürriyetini" getirdiğini belirterek, bu maddeye yalnız, "Örf ve adetlere, genel ahlâka aykırı olmamak şartıyla kılık kıyafet serbesttir" sözü eklenerek konunun çözüleceğini söyledi. "Olay sadece bu kadar" diyerek işin kolaylığını vurguladı. Çözüm bu kadar basitken, iktidar ve ana muhalefet partisi sözcüleri illâki kendi yöntemleri uygulansın, diye ağız dalaşını sürdürüyorlar. Bu zihniyet müzakere ve uzlaşma yöntemini ne zaman öğrenecek? CHP'nin geldiği nokta her kesimde memnuniyet uyandırdı. Fehmi Koru, "Başörtüsü konusunun yasal zemine oturtacak olması sebebiyle CHP'yi tebrik ederek şunları söyledi: "6'lı masa birbirini tanıdıkça geçmişe dönük kaygılar azalıyor." Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "CHP'nin hatasını görmesi, tüm milletvekillerinin imzasıyla somutlaştırması olağanüstü bir gelişmedir" dedi. Eski TBMM Başkanı, hukukçu Bülent Arınç da, "Başörtüsünü yasal zemine oturtmak isteyenin boğazına sarılmak gerekmez" açıklamasını yaptı. Karar yazarı Ahmet Taşgetiren, "Eğer, ağız dalaşı olmasaydı, Erdoğan Kılıçdaroğlu'na teşekkür ederdi" ifadesini kullandı. Başörtüsü tartışmalarının, “lafını çok dinledik"; fakat bugün iş diyaloga kaldı. Haydi bakalım, deyip tarafların sorunu çözme zamanı! Baştan beri, başörtüsünü inancımız üzerinden ve insan hak ve özgürlükleri içinde ele alan Millî Gazete'nin Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Kurdaş, "Başörtüsü konusu kanayan yaraydı. CHP ve AKP arasında kutuplaştırıcı söylemlere gerek yok" diyerek şunları anlattı: "Tabii olarak çözülmesi gereken konular siyasî malzeme yapılmamalı. Yasal eksiklik yok, denildi. Anayasal çözüm önerenler, bir eksiklik olduğunu kabul ettiler. Millet kavgadan bıktı. Özgürlük ertelenmemeli. İsteyenler, parmağını kaldırsın ve bitsin! Laf kalabalığına ne gerek var?”