Gebze Belediyesi’nin Sokak Hayvanları Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi önünde çok sayıda sokak hayvanının ölü bulunmasının ardından tüm Türkiye’de hayvanseverlerin tepkisi sürüyor.
Hopa parkında bir araya gelen hayvanseverler Gebze Belediyesi’nde yaşanan hayvan katliamını protesto etti. Hopa sokaklarında bir araya gelen hayvan severler Gebze’de yaşanan katliamı sinevizyon gösterisi ile Hopa halkına izleterek yaşanılan olaya tepki gösterdiler.
Hopa parkında toplanan hayvanseverler, sloganlar eşliğinde yaşanılan katliamın son derece acı verici olduğunu belirterek basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Hayvanseverler adına konuşma yapan Alev Aktürk, tüm ülkenin suç mahalline döndüğünü belirterek hayvanlar için düzenlenen yasanın sonuçlarını belediye barınaklarında görmeye başladıklarını kaydetti.
Aktürk; kadın cinayetlerine, çocuk cinayetlerine ve yaşanılan istismar olaylarına da değinerek şu ifadelere yer verdi; “Ülke insanları olarak ekonomik zorluklara direnirken, simdi de vahşete, katliamlara maruz kalıyoruz. Tüm ülke suç mahalline döndü. Hayvanlar için katliam olan yasa toplum olarak gündemimize girdiğinden beri her gün ama her gün hayvanlara yönelik şiddet, istismar ve katliam haberleri alıyoruz. Saraydan gelen talimatlarla, kaldır elini, indir elini şekliyle oluşturdukları yasanın sonuçlarını Belediye Barınaklarında görmeye başladık. Ankara Gölbaşı, Nigde, Gebze, Ümraniye. Bakabiliyorsanız alternatif medyadan bakın o görüntülere. İnsan nasıl bir yaratık. İnanç nerde gibi birçok şey dilinizden kendiliğinden düşecektir. Hayvanlara yönelik şiddet vakalarındaki artış bireysel, tekil, tek başına yurdun orda burada yerinde kafayı yemiş bir sapığın, bağımlının, psikopatın işi gibi sunulmaya çalışılıyor. Fevri bir olay ve neredeyse magazinsel bir olaya evrilmeye çalışılıyor. İktidar dili medya aracılığıyla. Oysa yönelik hayvana, kadına, çocuğa, doğaya her turlu taciz, tecavüz, kıyım sistematik ve politiktir. Şiddet tek bir elden pompalanmaktadır. Yasayı çıkartırken çocuklarımız sokakta güvende değil diye acılı birkaç aileyi meclise getirip meclis koridorlarına vitrin gibi dizen iktidarın hiç bir zaman derdi ülkemin çocukları olmadı ki.
Daha yeni yaşadığımız Narin cinayeti için meclise araştırma komisyonu talebini red edenler Akp ve Mhp’dir. Bu ülkenin çocuklarını dert eden bir iktidar yok. Önlenebilir hastalıklardan yılda onbin çocuğun ölmesinin sebebi kim? Her gün şu meydanda SMA’lı bebek için kurulan standın önünden geçip gitsen olmuyor, kalsan olmuyor? Nasıl bir duygu yaşıyoruz hep beraber. Okulda olması gereken 671 çocuk son onbir yılda neden iş cinayetlerine kurban gitti. Okula aç giden çocuğu mu dert ettiler? Neden 2017 yılından bu yana 132 çocuk mayın patlamasıyla, hunharca sürülen panzerin altında ezildi. Bir kişi ceza aldı mi? Yok.Yok. Altı yaşındaki çocuklar için "Rızası vardı” diyerek istismarı aklayan, normalleştiren kim? Tarikatlarda istismara maruz kalan çocuklar için "Bir kereden bir şey olmaz" diyen kim? İstismar aklayan, normalleştiren iktidar için ne çocuğun ne kadının değeri var. Kadın cinayetler de ülkemde aynı şiddetiyle ayı zihniyetin sonucuyla gündemde. Kadınlara şiddet uygulayanlara bakınca tarihlerinde, geçmişlerinde birçok hayvana eziyet, istismar, tecavüz olduğunu görüyoruz. Bu Rastlantı değil. Biliyoruz ki, hayvana şiddet bittiği an kadın cinayetleri ve çocuk istismarları de son bulacak. Hayvanlar için katliam çıkaranlar ile İstanbul Sözleşmesini iptal edenler, doğamızın katline sebep olanlar aynı ellerdir.”
“Şiddet Toplumu Yaratmaya Çalışan İktidar Var!”
Aktürk, konuşmasının devamında Hopa Belediyesi tarafından uygulanan “kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat” politikası ile hareket ederek tüm Türkiye’ye örnek olduklarını söyledi.
Hopa’nın tüm Türkiye’ye umut olması gerektiğini söyleyen Aktürk, “Şiddet toplumu yaratmaya çalışan bir iktidar var. Toplumu kutuplara ayırıp birbirine düşürme becerisi yüksek bir iktidar. Biz halkız demeyi bilen bir yerden geliyoruz. Ayırmadan, ayrıştırmadan, empatiyle yeniden yan yana gelebilmeliyiz. İktidar güçler başka bir yaşam olmayacağına inandırmaya çalışıyor. Değerlerimizi inançlarımızı yozlaştırmaya çalışıyor. Şiddeti meşrulaştırmaya çalışan bir İktidar bu. Medya en büyük gücü öldürmeyi acısız bir olay haline getirmeye çalışıyorlar. Biz başkalarının, başka canlıların acısı hissettirmemeye, şiddetin, pornografisini yaratmaya çalışıyorlar. Ama bitti. Bu ülkenin vicdanlı, onurlu, değerleri olan insanları var. Kediyle köpekle kafayı yediğimizi söyleyenler duyun bizi. Biz hayvanlarla yaşamayı başardıkça biliyoruz ki ruhumuzun en derin yerlerinde ki yaralar sarılabiliyor. Mahalledeki kediye, köpeğe birlikte bakanların çok doğal dayanışma ilişkisi oluşuyor bu hayvanlar sayesinde. Birlikte yaşadıkları için canlının sorumluluk duygusunu taşıyan komşulara dönüyorlar. Çarpık kentleşmelerimizin, kaybettirilmeye çalışılan değerlerimizin ilacı oluyor sokak canları.
Gelelim Hopa'ya. Yerel seçimlerde Hopa Belediyesi Başkanı Seçilen Utku Cihan, Türkiye’de bu konudaki tutumu açıklayıp eyleme geçen yerel yönetim oldu. Kısırlaştır, aşılat, yerinde yaşat politikasından vazgeçmeyeceklerini bildirdi. Çarpık kentleşmemiz, köyleri terk etmemiş çevre ilçelerden gelen köpek sayısı popülasyonu arttırmıştır. Var olan barınak henüz rehabilitasyon düzeyine gelmemiştir. Ama bunun niyetini taşımak ve çabalamak değerlidir. Belediye kapısını yasa geçti, yasayı uygula diye aşındırılanların çoğu Hopa’yı, Doğa’yı, çocukları dert ettiği için değil siyaseten yapmaktalar maalesef. Oysa yerel yönetimi cezalandırmak kendimizi cezalandırmaktır. Artık Hopalı olmak zorundayız. Hopa’nın tüm Türkiye’ye umut olması için birlikte hareket etmeliyiz. Hopa nefret dilini yaşamayacak, Hopa dayanışmadan yanadır. Hopa gülmeyi de ağlamayı da bilir. Hopa tüm canlılar ve ülke için umuttur.”