ARTVİN

“İşçinin Değil Güçlünün Masası”

Toplu iş sözleşmesi sürecinde yaşanan belirsizlik ve beklentilerin altında kalan tekliflere karşı kamu işçilerinin tepkisi büyüyor.

Abone Ol

DİSK/Genel-İş Artvin Şube Başkanı Selim Bilgin, kamuoyuyla paylaştığı sert açıklamada hem yetkili konfederasyonlara hem de süreci sessizlikle izleyen sendika üyelerine tepki gösterdi. Bilgin, yaşananları “hak mücadelesine sırt dönmek” olarak nitelendirerek, kamu işçilerinin taleplerini güçlü bir dille dile getirdi.

Bilgin açıklamasında, “Kamu'da, yani devlet kurumlarında çalışanların toplu iş sözleşmesi, gecikmeli de olsa, işçilerin beklentilerinin çok dışında imzalandı. Bunu kim imzaladı? Hiç yazanı, yorum yapanı duymadım, görmedim” diyerek tepki gösterdi. Bu durumun ülkedeki sendikal anlayışın geldiği noktayı özetlediğini belirten Bilgin, büyük sendikalara üye olup aidat ödeyen emekçilerin de sessizliğini eleştirerek, “Niye ses yok? Ne güzel…” ifadelerini kullandı.

Bilgin, sendikal yapılar içinde gerçek mücadele yerine süslü cümlelerle dolu sahte çözümler üretildiğini belirterek, “Bize gelince her türlü muhteşem sınıf siyaseti önerisi olanlar, hayırdır, sizin de sesiniz çıkmıyor. Yazıyorum; korkaklar… Caddeye, sokaklara çıkıp işçinin, emekçinin hakkını, demokrasiyi savunamayanlar bizi eleştirin. Sallayın gitsin… Çünkü sizler hak, hukuk arayamazsınız. Her zaman güçlüden yana oldunuz, haklıdan yana olmadınız” dedi.

DİSK olarak kamu çerçeve protokolüne doğrudan taraf olmadıklarını hatırlatan Bilgin, buna rağmen sokakta ve işyerlerinde verilen tüm hak mücadelelerinin yanında olduklarını ifade etti. Dev Sağlık-İş üyesi işçilerin Ankara’ya yürüyerek dile getirdiği kararlılığı tüm kamu işçilerinin sesi olarak gördüklerini söyledi.

Kamu işçilerinin bir yılı aşkın süredir aynı ücretlerle geçinmeye çalıştığını, enflasyon, vergi yükü ve zamlar altında ezildiğini belirten Bilgin, hükümetin “yüzde 27’ye yükselttik” dediği teklifin ise gerçeklikten tamamen kopuk olduğunu ifade etti. Bu teklifin yalnızca masadaki müzakere sürecini tıkamakla kalmadığını, yüzbinlerce emekçinin yaşamını daha da zorlaştırdığını belirtti.

Kamu çerçeve protokolünün yalnızca kamu işçilerini değil, milyonlarca emekçiyi ilgilendirdiğine dikkat çeken Bilgin, yetkili konfederasyonların attığı imzaların işçi sınıfının tamamı için yaşamsal önemde olduğunu vurguladı. Bu nedenle, bu sürecin kazanımla sonuçlanması için güçlü bir dayanışma ve mücadele gerektiğini söyledi.

Bilgin, açıklamasının sonunda kamuoyuna ve yetkililere çağrısını yeniledi:

“İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret istiyoruz. Enflasyon karşısında ezilmeyen bir gelir düzeyi istiyoruz. Vergide adalet, gelirde adalet istiyoruz. İnsanca çalışma koşulları, güvenceli bir gelecek istiyoruz. Unutulmamalıdır ki, bu ülkenin hastanelerini, okullarını, yollarını, belediyelerini, fabrikalarını, tüm kamu hizmetlerini alın teriyle ayakta tutan kamu işçileri haklarını istiyor. Bu sesi duymazdan gelmeyin. Bu talepleri ertelemeyin. Bu mücadeleyi görmezden gelmeyin. Biz haklıyız, biz kazanacağız!”