İstanbul Barosu’nun yargılandığı dava, Silivri’de görülen duruşmaların ardından ertelendi. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 9-10 Eylül tarihlerinde yapılan duruşmalara, İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu ile 10 yönetim kurulu üyesi, avukatları ve farklı şehirlerden baro başkanları katıldı. Farklı ülkelerden baro başkanları ile baro yöneticileri de izleyici olarak hazır bulundu. Artvin Barosu adına duruşmaya Avukat Bedrettin Kalın katılım sağladı.

Duruşmada beyanda bulunan Avukat Turgut Kazan, yargılamanın yapıldığı salonun cezaevi sınırlarında olmasını eleştirerek bu koşulların adil bir yargılama ortamı sağlamadığını dile getirdi. Kazan, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bu davaya konu edilen propaganda suçuyla ilgili birçok ihlal kararı verdiğini hatırlatarak, söz konusu düzenlemelerin İnsan Hakları doğrultusunda değişikliğe uğradığını ifade etti. Mahkemenin beraat kararı vermesinin tarihi bir sorumluluk olacağını vurguladı.

Beyanların alınmasının ardından cumhuriyet savcısı, esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için dosyanın kendisine gönderilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, davanın düşmesi yönündeki taleplerin hükümle birlikte değerlendirileceğini açıkladı. Ayrıca duruşmaların Silivri’de, cezaevinin karşısındaki salonda yapılmasına ilişkin itirazın, bir üst mahkeme olan İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verildi.

Mahkeme, dosyanın esas hakkındaki mütalaanın hazırlanması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmederken, duruşmayı 5 Ocak 2026’ya erteledi. Duruşmaların 6, 7, 8 ve 9 Ocak 2026 tarihlerinde de yapılması kararlaştırıldı.

Duruşmaya katılan Avukat Bedrettin Kalın, davayla ilgili değerlendirmesinde, İstanbul Barosu’nun önceki başkanlarından Avukat Turgut Kazan’ın sabahki oturumda söz alarak meslekteki 63 yıllık tanıklığını aktardığını belirtti. Kalın’ın aktardığına göre Kazan, İstanbul Barosu’nun tarihsel önemine dikkat çeken bir savunma yaptı. Kazan, Misak-ı Milli’nin kabulü üzerine İngilizler tarafından basılan Meclis-i Mebusan’ın o dönemki başkanı Celalettin Arif’in aynı zamanda İstanbul Barosu başkanı olduğunu anımsattı. Celalettin Arif’in Anadolu’ya geçerek Mustafa Kemal tarafından büyük bir heyecanla karşılandığını ve hemen TBMM Başkan Yardımcısı olarak seçildiğini hatırlattı. Kazan, bu örnekle İstanbul Barosu’nun sadece bir meslek kuruluşu olmadığını, aynı zamanda savunma hakkının temel güvencesi olduğunu ifade etti.

Hayvan Pazarları Yeniden Açıldı
Hayvan Pazarları Yeniden Açıldı
İçeriği Görüntüle

Kazan, ayrıca İstanbul Barosu’nun Cumhuriyet tarihi boyunca ve darbe dönemlerinde uğradığı baskılara rağmen mücadelesini sürdürdüğünü örneklerle açıkladı. Suçlamalara ilişkin savunmasında da Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin verdiği ihlal kararlarını hatırlatarak, bu suçların İnsan Hakları doğrultusunda değiştirildiğini aktardı. Kazan, mahkemenin beraat kararı vermesinin tarihi bir sorumluluk olduğuna dikkat çekti.

Muhabir: Ali Eray ÇELİK