Öğretmenlik Meslek Kanunu uyarınca yapılacak yeri sınavlar için başvuru dönemi başladı. Eğitim İş Artvin Şube Başkanı Filiz Yılmaz, eğitimin tüm bileşenlerinden yükselen itiraza rağmen geri çekilmeyen Öğretmenlik Meslek Kanunu’na dair durdukları yerin altını çizerek şu ifadeleri kullandı:

“Bildiğiniz üzere;

Her zaman emeğin onurundan ve mesleğin itibarından yana tavır alan Eğitim-İş olarak, eğitimin bileşenlerinden fikir alınmadan, katılımcılıktan uzak biçimde hazırlanan bu kanuna karşı ilk günden beri en ciddi karşı duruşu sergileyen sendika olduk.

Bu kanunun; öğretmenlerin haklarını keyfi kriterlere bağladığını, zaten sözleşmeli/ücretli/kadrolu adı altında ayrıştırılarak sömürülen öğretmenleri bir kez daha farklı sıfatlarla ayrıştırdığını, öğretmenler odasını bölüp okuldaki çalışma barışını bozacağını, yaratılan ayrışmanın öğrenci ve velilere de sıçramasının kaçınılmaz olduğunu, öğretmelerin uzmanlığını ve öğretmenliğin itibarını hiçe saydığını, ülkenin tek Başöğretmeninin Atatürk olduğu hakikatini hadsizce görmezden geldiğini Meclis’te, Milli Eğitim Bakanlığı önünde, il il yaptığımız eylemlerde defaatle vurguladık. Fakir Baykurt’un ‘Öğretmen horlanmaz, öğretmene saygı duyulur’ sözünü karşı çıkışımızın odağında tutarak ‘öğretmene saygı’ eylemleri düzenledik ve öğretmene parmak sallanmayacağının altını çizdik.

Eğitim Sen İş Bırakacak Eğitim Sen İş Bırakacak

Eğitim emekçisinin bu yöndeki haklı itirazını örgütleyip sendikamızı bu büyük hak gaspına karşı verilen mücadelenin merkezi haline getirdik. Birçok eğitim sendikasının kanuna karşı ortak bir duruş sergilemesine vesile olduk, kamuoyunu bu kanunun eğitim sisteminde açacağı yaralara ilişkin aylarca bilgilendirdik.

Kıymetli akademisyenler ve uzman eğitimcilerle birlikte bilimsel raporlar hazırlayıp mevcut kanunun tökezlediği yerleri de yurt dışı örnekleri vererek nasıl olması gerektiğini de tarihe not düştük.

Ve geldiğimiz noktada ÖMK’ya karşı bakış açımızda da ona karşı mücadele kararlılığımızda da milim oynama yoktur: itibarımızın ve mesleki haklarımızın düşmanı olan bu kanuna karşı direnmek, bizim tarihsel sorumluluğumuzdur!

Ve fakat; zaten açlık sınırında çalıştırılan eğitim emekçilerine, üyelerimiz de dahil olmak üzere, ‘Bu sınava girmeyin’ deme hakkını kendimizde görmeyiz, göremeyiz! Orta vadeli plan yapmak bir yana dursun ay sonunu dahi getiremeyen milyonlarca eğitim emekçisi, bu kararı kendi öznel durumlarını değerlendirerek verecektir.

Sendika yönetimi olarak bize düşen, eğitim emekçilerine ne yapacağını değil birlikte ne yapabileceğimizi söylemek ve göstermektir. Eğitim-İş olarak bizim iddiamız da bu yöndedir:

Mesleki haklarımızı keyfi kriterlere bağlayan, yıllardır okul görmemiş insanların çektiği videoları dayatarak bunu mesleki gelişim sayan, öğretmenler odasını bölüp okuldaki çalışma barışını baltalayan bu kanuna karşı mücadele etmeye devam edecek ve er ya da geç kazanacağız

Kayayı parçalayanın suyun kuvveti değil sürekliliği olduğunun bilinciyle, mücadelemize bir an olsun ara vermeyeceğiz.”

Ali Eray ÇELİK

Editör: Haber Masası