Tekin, “İlk savunma hattınız, sağlıklı bir yaşamı seçmektir. Çünkü sağlıklı bağışıklık sistemi savaşçılarının dengeli ve düzenli beslenmeye ihtiyaçları vardır. Bilim adamları, yetersiz beslenen insanların bulaşıcı hastalıklara karşı daha savunmasız olduklarını kanıtlamıştır.” dedi.
Bağışıklığın kalesi olarak nitelendirilen bağırsakların sağlığını korumak gerektiğini kaydeden Tekin, “Sağlıklı sindirim sistemi için düzenli bağırsak hareketleri ve sağlıklı flora çok kıymetlidir. Öğünlerimizde çeşitli sebze meyvelere, tam buğday ürünlerine, kuru baklagillere ve kefire yer vermek altın kuraldır. Dost bakterileri düzenli tüketin. Dost bakteriler olan probiyotikler, bağışıklık sisteminin en iyi koruyucularındadır. Özellikle yaşlılar, çocuklar, bebekler, hamileler ve emziren anneler, fazla ve sık ilaç kullananlar düzenli olarak fermente gıdaları tüketmelidir. Turşu, kefir, ev yapımı yoğurt, tarhana, şalgam suyu, kombu çayı, boza en güzel probiyotik alternatiflerindendir. Protein kaynaklarını ihmal etmeyin ama mutlaka yağsız olanları tercih edin. Proteinlerin yapı taşı olan amino asitler hücrelerin temel sağlığını dolayısıyla bağışıklık sisteminin de gücünü oluşturmaktadır. Protein yetersizliğinde antijenlere karşı savaşacak beyaz kan hücre üretimi azalabilir. Bunun için her gün kontrollü miktarlarda protein kaynağına yer verilmelidir.” şeklinde konuştu.
“Sağlıklı yağlara odaklanın”
Tekin, “Yüksek yağlı diyetler, genel bağışıklığımızdan sorumlu görevlilerin (T-lenfosit) vücudumuzdaki miktarını azaltarak immün sistemi zayıflatabilir. Bunun için doğru yağ çeşitlerini ve miktarda yağ tüketmelisiniz. Özellikle kızartmalar, margarinler, fastfood yiyecekler veya cipslerle vücudumuza aldığımız trans yağlardan uzak durmalısınız. Çünkü bu yağlar doku ve hücre hasarı ile bağışıklık sistemini zedelenmesine neden olabilmektedir. En önemli yağ içeriği de vücudun üretemediği Omega-3 kaynağından zengin besinler (balık, yumurta, ceviz, koyu yeşil yapraklı sebzeler gibi) ve yağlardır. Bunun yanı sıra sebze yemeklerinizde ve salatalarınızda zeytinyağı kullanabilirsiniz.” dedi.
“Yeşil veya beyaz çay içmeyi ihmal etmeyin”
Yeşil veya beyaz çayın içeriğinde bulunan antioksidanlarla antijenlere karşı savaşabilen özellik gösterdiğini aktaran Tekin, “Bunun için her gün düzenli olarak yeşil çay tüketmeli, içeriğindeki antioksidanların etkisi için en az 3 dakika demlemeniz gerekmektedir. Günlük enerji dengenizi sağlayın, azı karar çoğu zarar diyelim. Günlük enerji harcaması ve alımı dengede olmalıdır. Sağlıklı gıdaları da ölçülü miktarlarda tüketin. Sağlıklı demek çok yemek değildir. Her zaman yeterli ve dengeli diyet uygulamalısınız; kalori kısıtlı diyetler, anoreksiya tarzı beslenme bozuklukları kişilerin enfeksiyonlara daha yatkın hale gelmesine neden olabilir. Öte yandan aşırı kalori alımı da bağışıklık sistemini güçlendiren hücre üretimini negatif etkilemektedir. Dolayısıyla ‘denge’ her zaman kıymetlidir. Fiziksel olarak aktif olun. Toksinlerden ve stresten arınmış güçlü bir bağışıklık için günde 30-60 dakika arasında fiziksel aktivite önerilmektedir. Buna göre düzenli egzersiz yapanların enfeksiyonlara yakalanma riski yapmayanlara kıyasla %25 daha az görülmektedir. Bu nedenle gününüzü hareketlendirmeyi ihmal etmeyin.” ifadelerini kullandı.
“Bağışıklık dostu besinleri sofranızdan eksik etmeyin” diyen Tekin, besinleri şöyle kaydetti:
“Çörekotu, kefir veya ev yapımı yoğurt, balkabağı, turunçgiller, kivi, yeşil yapraklı sebzeler, mor sebze-meyveler (pancar, mor havuç, mor lahana, böğürtlengiller gibi), yeşil ve beyaz çay, yulaf ezmesi, sarımsak, zencefil, zerdeçal, doğal bal”

"Verilemeyen İnatçı Kiloların Sebebi Böbrek Üstü Bezleriniz Olabilir" "Verilemeyen İnatçı Kiloların Sebebi Böbrek Üstü Bezleriniz Olabilir"

Editör: AYŞE ÖZDER