Yılın her döneminde kas ağrıları görülebilse de, özellikle kış aylarında bu ağrıların arttığı deneyimlenir. Öyle ki kronik eklem ağrısı olan hastaların büyük bir çoğunluğu, sağlık merkezlerini kış aylarında daha sık ziyaret etmekte ve ağrılarının arttığı yönünde şikâyet bildirmektedir. Fizyoterapist Berkant Ketenci, soğuk havada kasların neden tutulduğu hakkında açıklamalarda bulundu.

Soğuk havalarda kas iskelet sistemi problemleri maalesef daha fazla gözlendiğini belirten Ketenci, soğuk ile beraber kaslar ve damarlar büzüşerek soğuğa daha fazla maruz kalan bölgeye olan kan akışını kısıtladığını söyledi.

Aşılar, Salgın Hastalıkların Kontrol Altına Alınmasında Önemli Role Sahip Aşılar, Salgın Hastalıkların Kontrol Altına Alınmasında Önemli Role Sahip

Vücut sıcaklığının sabit tutulabilmesi iç organlarda gerçekleşen fizyolojik süreçlerin doğruluğu ve devamlılığı açısından oldukça önemli olduğunu vurgulayan Ketenci, soğuğa maruz kalma süresi uzadıkça vücut kan akışını uzuvlardan ve yüzeyel kaslardan iç organlara doğru yönlendirmekte olduğunu ve tüm bu durumlar kasların yaralanmasını oldukça kolay hale getirdiğini söyledi.

Normal şartlarda kas ve eklemlerin belirli bir hareket açıklığı bulunmakta olduğunu belirten Ketenci, “Örneğin başımızın sağa dönme hareketi için eklemlerin ve kasların normal ısıda olduğu var sayılırsa hareketi gerçekleştirirken herhangi bir sorun yaşanmaz fakat soğuk ile beraber kas esnekliğini kaybedeceği için normalde esneyebildiği kadar esneyemez ve özellikle ani hareketlerde kas yaralanması gelişir. Bu durum devam ettikçe kas içerisindeki travma miktarı artacak ve kronikleşecektir” dedi.

Ketenci yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı;

“Özellikle mevsim geçişleri ve kış aylarında havaların soğuması ve dengesizleşmesi kaynaklı bu tip durumlar çok fazla gözükmektedir. Kış gelmeden önce ev dışı işleri bitirmek isteyen kişiler iş yaparken terleyip cereyana maruz kalıyor ve bu da kas spazmı ve kas yaralanmasına yol açıyor. Buna benzer şekilde havaların dengesiz gidişi kıyafet seçiminde yanıltıcı olup yine aynı problemlere yol açabiliyor.

Tüm bu durumlar yaralanma bölgesine bağlı olarak kas spazmları ile beraber farklı semptomlara da yol açabilmektedir. Örneğin bel çevresi gelişen kas spazmları sinir basısına yol açabileceği için fıtığa benzer semptomlar gösterebiliyor.

Öyle bir durum varlığında iyi bir değerlendirmeyi takiben gerekli müdahalelerin yapılması şikayetlerin kısa sürmesi açısından ve ilerlememesi açısından son derece etkili olmaktadır. Bazen bu durum kendi kendine geçebiliyorken bazen de müdahale gerektirmektedir.

Değerlendirme noktasında gergin kas gruplarının detaylı irdelenmesi ve kas gerginliği kaynaklı eklem pozisyon bozukluklarının saptanması ve bu problemlere yönelik manuel terapi tekniklerinin uygulanması sürecin olumlu seyretmesi için oldukça önemlidir. Bu tekniklerin desteklenmesi amacıyla kas gevşetici ağrı kesi ilaçlar da sürecin bir parçası olarak başvurduğumuz medikal desteklerdendir.

Detaylı bilgi ve değerlendirme için ofisimi ziyaret edebilirsiniz. Sağlıklı günler dilerim.”

Ali Eray ÇELİK

Editör: ALİ ERAY ÇELİK