SİYASET

“Suçluyu bulduk iş bitti mi?”

Abone Ol

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, Türkiye’yi sarsan 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremler sonrasında yıkılan binaların müteahhitlerinin yakalanması bu sorunun çözüldüğü anlamına gelmediğini söyledi.

Saadet Partisi Artvin İl Başkanı Gültekin Soydan, “Depremde hayatını kaybedenlerin sayısı 32 bine yaklaşırken görünen o ki, bu büyükfelaketin sorumlusu birkaç müteahhitten ibaret kalacak. Hemen belirteyim ki, sorununbu noktaya getirilmesi şimdiye kadar hep olduğu gibi sorunun çözümünün yine ertelendiği anlamına geliyor” dedi.

Tek suçu müteahhitlerde bulmanın doğru olmadığına değinen Soydan, “Çünkü böylesine büyük bir felaketin tek sorumlusuolarak birkaç müteahhidin gösterilmesi şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra dasoruna köklü çözüm bulunmayacağı anlamına geliyor. Çünkü ister konut ister işyeriolsun bir binanın sağlam ve dayanıklı olmasını sağlayan pek çok unsur ve sorumlubulunuyor. Bu sorumluluk zincirinden aradan bir tekini çekerseniz soruna çözümbulduğunuz anlamına gelmez, gelmiyor.Yaşadığımız afette hayatını kaybedenleri geri getirmek mümkün değil ama bundansonrası için ders çıkarmak, yaşanacak depremlerde tahribatı azaltacak hususlarıntespiti işe yarayacaktır. Çünkü görünen o ki, daha doğrusu medyaya yansıyanhaberlere bakıldığında ülkemizde büyük depremden etkilenmeyen 10 binlerce bina davar. Yani depremi hafifletecek bilgi ve beceriye bizim insanımız da sahip. Ancak bubilginin sahaya yansıtılmasında bir sorun olduğu görülüyor” diye konuştu.

TOKİ konutlarının depremde zarar görmediği yönündeki haberlere de vurgu yapan Soydan, bu uygulamanın kontrolünün devlet tarafından neden yapılmadığını sorarak, “Aradan bir hafta geçtiktensonra TOKİ tarafından yapılmış binalarda yıkım olmadığı haberleri gündeme geliyor.Böylesine bir bilgiye sahip isek ve bunun uygulanmasını yıllardan beri ülkemizdesürdüren bir devlet kurumu da varken neden bu işin kontrolü sağlanamıyor? Yoksagerçekten tüm konutların belli bir standarda uygun yapılması birlerini rahatsız mı ediyor? Çünkü medyada öylesine iddialı başlıklar var ki, bir tarafta toprak yığını haline gelmiş yerleşim yerleri bir tarafta, daha doğrusu hemen yanı başındaraftaki bir tabak dahi düşmeden depremi atlatmış binalar... Hemen belirteyim ki,gerçekten son büyük depremde yerle bir olmuş şehirleri bırakın binanın çökmesini vetahrip olmasını, raflardaki tabaklar bile düşmeyecek şekilde binalar varsa, bunun ölçüalınması ve tüm yapılan binaların buna göre yapılmasını istemek ve uygulanmasınısağlamak çok mu zor?TOKİ konutlarının bu büyük depremden etkilenmemiş olması insanı mutlu ediyor.Ancak böyle bir imkânın tüm konutlarda hayata geçirilmesinin temin edilmiyor olmasıciddi bir ihmali ve çıkar ilişkisini akla getiriyor ki; bu da insanı üzüyor. Bu bakımdanyaşadığımız felaketi doğru değerlendirmeden bizi alıkoymamalı. Eğer bu durumgerçeği görmemizi engelleyecek olursa benzer felaketleri tekrar tekrar yaşayacağızdemektir. 30 binin üzerinde insanımızın hayatını kaybettiği böyle bir felaket doğrudeğerlendirilmiyor olursa ister istemez yeni felaketlere ülkemizi açık bırakır.Unutulmasın ki, TOKİ ülkemizde konut üretiminde önemli bir faktör olarak görevyapıyor. Eğer TOKİ konutları ile ilgili haberler doğru ise bundan böyle yaşanacakdepremlerde böylesine büyük kayıpların yaşanmaması gerekiyor. Bu arada birkaçmüteahhidi sorumlu tutarak inşaat sektöründe zincirin diğer halkalarını bir kenarabırakmak ister istemez soruna köklü çözüm bulunmasını engelleyecektir. Sonuç olarakböylesine acıların yaşandığı bir felaketten ders almadan unutulmaya terk edecek olursak bilinsin ki, sadece kendimizi kandırmış oluruz. Çünkü birkaç müteahhidiyakalayıp mahkemeye vermek 30 bini aşkın insanın hayatını kaybetmiş olmasınıncezasının kesildiği anlamına gelmez. Özellikle bu işin kontrolünde görevli merkeziyönetim ve belediyelerle ilgili ayağındaki sorumluların görmezden gelinmesi, buderdin devam edip gideceği anlamına gelmez mi” ifadelerini kullandı.