ARTVİN

“Toplu Sözleşme Uzlaşmazlıkla Sonuçlandı”

Memur-Sen Artvin İl Başkanı İbrahim İnce, 8. Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinin kamu işvereninin uzlaşıdan uzak tavrı nedeniyle sonuçsuz kaldığını açıkladı.

Abone Ol

Memur-Sen Artvin İl Başkanı İnce, memurların ve emeklilerin yaşanabilir bir ekonomik düzeye kavuşmaları, sosyal refaha ulaşabilmeleri, kayıplarının giderilmesi ve gelir ile ücret dengesinin sağlanması amacıyla yürütülen görüşmelerin sonuçsuz kaldığını vurguladı.

İnce, Memur-Sen olarak 24 Temmuz’dan bu yana kamu görevlilerinin birikmiş sorunlarını çözmenin, adaleti ve hakkaniyeti sağlamanın, çarpık ücret skalasını düzeltmenin ve anlaşmanın sağlanması gereken yerin Toplu Sözleşme Masası olduğunu defalarca ifade ettiklerini belirtti. Ancak kamu işvereni heyetinin memurun sesine kulağını, emeklinin mağduriyetine ise gözünü kapattığını dile getiren İnce, teklif edilen rakamların ne adil ne de dengeli olduğunu, bu nedenle bütün teklifleri reddettiklerini ve kabul etmediklerini söyledi. “Hiç kimse sebebi olmadığımız sorunların sahibi olmamızı bizden bekleyemez. Bu yüzden tekliflerin altına imzamızı atmadık” dedi.

İnce, yürütülen mücadelenin her yönüyle samimi, kararlı ve şeffaf bir şekilde gerçekleştiğini, emeğin hakkını savunma noktasında önemli bir irade ortaya koyduklarını vurguladı. Yasanın kendilerine tanıdığı tüm sınırları zorladıklarını, örgütlü güçlerini eylemliliğe dönüştürdüklerini ve hakkı almak için meşru her yolu denediklerini kaydetti. 81 ilde basın açıklamaları yapıldığını, 11 sendikanın Ankara’da farklı noktalarda eylemler gerçekleştirdiğini ve sosyal medya gündeminin altı gün boyunca memur sözleşmeleriyle dolup taştığını belirten İnce, yüzbinlerce kamu görevlisinin katılımıyla Türkiye genelinde iş bıraktıklarını ve memur ile emeklinin hayat bulması için hayatı durdurduklarını ifade etti. Ankara’da, 25 bin emekçinin katılımıyla sendika tarihinin en büyük mitinginin gerçekleştirildiğini, ardından Maliye Bakanlığı’na yürüyerek hak, emek ve adalet taleplerini haykırdıklarını söyledi.

İnce, bu süreçte dirayetini yitirmeden, ağustos sıcağında meydanlara koşan, bazı işgüzar yöneticilerin tehditlerine aldırmadan iş bırakan ve “Emeğimiz, Ekmeğimiz, Geleceğimiz İçin” mücadele veren tüm üyelere ve teşkilatlara teşekkürlerini iletti. Kamu görevlilerinin haklı taleplerini çözmeye yönelik bütün girişimlerin, ortaya koydukları iradenin ve milyonların itirazının kamu işvereni tarafından görmezden gelindiğini belirten İnce, ilk oturumun 28 Temmuz’da iyi niyetle başladığını ancak teklifler sunulduktan 28 gün sonra sürecin uzlaşmazlıkla sonuçlandığını açıkladı.

Hizmet kollarında sendikaların mücadelesinin sonuç verdiğini ve sendikaların tümünün toplu sözleşme imzaladığını kaydeden İnce, genele ilişkin görüşmelerde oransal zam, taban aylığa zam, refah payı, kira yardımı, bayram ikramiyesi, eş ve çocuk yardımı gibi temel konularda uzlaşma sağlanamadığını belirtti. Ancak mücadeleleri sonucu mühendislerden akademisyenlere, şube müdürlerinden şef ve amirlere, avukatlardan uzmanlara kadar birçok konuda ve ek ödemeler ile tazminatlar gibi alanlarda bazı maddelerin uzlaşıldığını, bunun yanı sıra yardımcı hizmetler ve genel idari hizmetlere ilişkin uzlaşılan maddeleri Bakan ile imzaladıkları toplantı tutanağına kaydettiklerini söyledi.

İnce, eğer adil bir teklif ile görüşmelere gelinseydi 8. Dönem Toplu Sözleşmesi’nin Türkiye emek tarihine en kapsamlı toplu sözleşme olarak geçebileceğini, gelir adaleti, ücret dengesi ve kamuda iş barışının sağlanabileceğini belirtti. Uzlaşmazlıkla sonuçlanan toplantı tutanağının kamuoyu ile paylaşıldığını ifade eden İnce, kamu görevlilerinin merak ettiği “neden uzlaşamadık” sorusuna da cevap verdi. Kamu ücret rejiminin eski Türkiye’ye döndüğünü, amir mahiyetindekinin daha düşük maaş alır hale geldiğini, farklı statüde aynı işi yapan çalışanlar arasındaki makasın memurun lehinden aleyhine döndüğünü söyledi. İnce, bu tabloyu kabul etmenin ve sineye çekmenin kendilerini inkar etmek ve sendikacılığa ihanet etmek anlamına geleceğini vurguladı.

Oluşan çarpık tabloyu açıkça anlattıklarını ve haykırdıklarını belirten İnce, memur ve emeklinin gerçeklerini savunmanın sendikacının görevi olduğunu, hükümetin doğrularını söylemenin değil, hükümete doğruları söylemenin sendikacının asli görevi olduğunu ifade etti. 4688 sayılı yasanın miadını doldurduğunu ve çözümün odağı olmaktan çıktığını dile getiren İnce, 8 toplu sözleşmenin dördünde uzlaşabildiklerini, dördünde ise uzlaşamadıklarını söyledi. Bu sorunlu yasanın bir an önce değiştirilmesi gerektiğini kaydetti.

İnce, önlerinde hakem süreci olduğunu ancak hakeme ne kendilerinin ne de kamu görevlilerinin güveni ve inancı olmadığını belirtti. Geçmişte hakemlik edenlerin adaletsiz kararlar aldığını ve hakemi Kamu Görevlileri Hakem Kurulu olmaktan çıkarıp, Kamu İşveren Hakemi haline getirdiğini ifade etti. Artık atılacak yeni bir adım kalmadığını, yedi milyona yakın memur ve emekli için yapılabilecek bir şeyin hükümetin inisiyatifinde olduğunu söyleyen İnce, memurun beklentilerinin karşılanması ve umutsuzluğun umuda dönüşmesi çağrısında bulundu. Ortaya çıkan duruma ne rızalarının ne de tahammüllerinin olduğunu belirten İnce, mücadelelerinin ve itirazlarının devam edeceğini söyledi.