Sendika, Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 10 Mart’ta gerçekleştirilecek toplumsal cinsiyet eşitliği dersine dair eleştirilerine sert bir yanıt vererek, eğitimde eşitlik ve özgürlüğün savunulmaya devam edileceğini vurguladı.
MEB’in, Eğitim Sen’in eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini esas alan çalışmasını hedef alarak suçlayıcı ifadeler içeren bir açıklama yapması, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Eğitim Sen Artvin Şubesi, MEB’in bu tutumunun bilimsel ve demokratik eğitim anlayışıyla bağdaşmadığını belirtti. Sendika açıklamasında, "MEB’in eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini zararlı bir unsur gibi göstermesi, kadınların eğitimde ve kamusal alanda eşit haklara sahip olmasını baltalamaya yönelik bir yaklaşımdır" denildi.
Sendika, özellikle tarikat ve cemaatlerin baskıları sonucu eğitim politikalarının şekillendirildiğine dikkat çekerek, kadınların eğitimde ve toplumsal yaşamda güçlenmesini engelleyen her türlü girişime karşı mücadelenin devam edeceğini belirtti.
Eğitim Sen, toplumsal cinsiyet eşitliğinin yalnızca bir akademik kavram olmadığını, uluslararası insan hakları sözleşmeleri ve çağdaş eğitim anlayışının temel bir bileşeni olduğunu vurguladı. Sendika, UNESCO ve Avrupa Konseyi gibi uluslararası kurumların eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasını temel bir gereklilik olarak kabul ettiğini hatırlattı.
Açıklamada, MEB’in 2014-2016 yılları arasında yürüttüğü "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi Projesi"ne (ETCEP) de değinildi. O dönem MEB’in eğitimde toplumsal cinsiyet eşitliğini desteklediğine vurgu yapılırken, şu ifadelere yer verildi:
“Toplumsal cinsiyet eşitliği, kadın ve erkekler ile kız ve erkek çocukların haklardan ve fırsatlardan tam ve eşit bir biçimde yararlanmaları ve sorumlulukları eşit olarak bölüşmeleri anlamına gelir. Bu ilke, MEB tarafından da kabul edilmiş ve hayata geçirilmek istenmiştir. Ancak bugün aynı bakanlık, sendikamızın toplumsal cinsiyet eşitliği talebini kriminalize etmeye çalışmaktadır.”
Eğitim Sen, MEB’in suçlayıcı açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını ve eğitimde özgür bireyler yerine ataerkil normlara boyun eğen bireyler yetiştirmeyi amaçlayan gerici bir bakış açısını temsil ettiğini belirtti. Sendika, tarikat ve cemaatlerle imzalanan protokollerle eğitim sisteminin dönüştürülmeye çalışıldığına dikkat çekerek, bu süreçte MEB’e bağlı yandaş sendikaların da benzer bir söylem kullanmasının şaşırtıcı olmadığını ifade etti.
Açıklamada, kendisini laik ve bilimsel eğitimin savunucusu olarak gören bazı sendika yöneticilerinin bile bu süreçte MEB ile aynı dili kullanarak Eğitim Sen’i hedef almasının üzücü olduğu kaydedildi.
Eğitim Sen, artan kadın cinayetleri, çocuk istismarı ve erken yaşta zorla evlilikler gibi toplumsal sorunlara dikkat çekerek, eğitimin cinsiyet eşitliği temelinde şekillendirilmesi gerektiğini vurguladı. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilen iktidarın kadınların özgürlük mücadelesini yok sayarak toplumu gerici normlara mahkûm etmeye çalıştığını belirten sendika, bu baskılara karşı mücadeleden asla vazgeçmeyeceğini ilan etti.
Son olarak Eğitim Sen Artvin Şubesi, laik, bilimsel ve demokratik eğitimi savunmaktan geri adım atmayacağını ve toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesini sürdürmeye devam edeceğini duyurdu. Açıklama şu ifadelerle sona erdi:
“Eğitim hakkı, cinsiyet eşitliği ile güçlenir. Özgür ve adil bir toplumun temeli, eşitlikçi bir eğitim anlayışıyla atılır. Eğitim Sen olarak, tüm çarpıtmalara, suçlamalara ve tehditlere rağmen toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz. Haklarımızı yok sayan, eşitsizliği derinleştirmek isteyenlerin karşısında bulunduğumuz her alanda direnmeye ve mücadele etmeye devam edeceğiz.”