Türkiye ile Gürcistan arasındaki ekonomik ilişkiler, ulaştırma ve enerji projelerinin yanı sıra ikili ticaret hacmi ve karşılıklı yatırımlarla istikrarlı biçimde büyüyor.

Gürcistan'da faaliyet gösteren Türk şirketleri inşaat, enerji, turizm, bankacılık ve perakende gibi birçok alanda önemli yatırımlar gerçekleştirirken Türkiye, Gürcistan'ın en büyük ticaret ortakları arasında yer almayı sürdürüyor.

Marmara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Meral Balcı, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye ve Gürcistan arasındaki ilişkilerin stratejik bir ortaklık temelinde son derece olumlu bir seyir izlediğini ifade etti.

İki ülkenin Karadeniz ve Güney Kafkasya'daki güvenlik, ekonomik kalkınma ve enerji geçiş yolları gibi kritik konularda ortak bir vizyon geliştirdiğine işaret eden Balcı, 'Bu işbirliği, özellikle Türkiye'nin Gürcistan'ın NATO ve Avrupa Birliği ile entegrasyonuna verdiği destekle pekişiyor.' dedi.

Balcı, Türkiye'nin Gürcistan'ın en büyük ticaret ortaklarından biri haline geldiğini belirterek 'Türkiye, Gürcistan'ın toplam dış ticaretinde birinci sırada yer alarak bu rolünü pekiştiriyor. Bu da ilişkilerin ekonomik ayağının ne kadar derinleştiğini gösteriyor.' değerlendirmesinde bulundu.

'Gürcistan, alternatif güzergahlar üreterek bölgesel bağımlılıkları çeşitlendiren bir aktör'

Gürcistan'ın coğrafi konumunun onu Avrupa'yı Asya'ya bağlayan bir erişim koridoru ve bir enerji köprüsü haline getirdiğini aktaran Meral Balcı, bunun ülkenin bölgesel önemini tanımlayan en kritik unsurlardan biri olduğunu kaydetti.

Balcı, Bakü-Tiflis-Ceyhan ve Bakü-Tiflis-Erzurum boru hatlarının Hazar enerji kaynaklarını batı pazarlarına taşıyarak hem Avrupa'nın enerji güvenliğine katkıda bulunduğunu hem de Gürcistan'ın jeoekonomik önemini artırdığına dikkati çekti.

Bakü-Tiflis-Kars demir yolu ve Orta Koridor girişiminin Gürcistan'ı Çin'den Avrupa'ya uzanan yeni uluslararası tedarik zincirinin vazgeçilmez halkası haline getirdiğini aktaran Balcı, 'Poti ve Batum limanları da kara hatlarını tamamlayan deniz kapıları olarak Gürcistan'ın lojistik önemini artırıyor. Kısacası Gürcistan, hem enerjinin hem de ticaretin geçiş ülkesi olmanın ötesinde, alternatif güzergahlar üreterek bölgesel bağımlılıkları çeşitlendiren bir aktördür.' diye konuştu.

'Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan üçlü iş birliği modeli özgün bir bölgesel entegrasyon örneği'

Ticaret Bakanı Bolat: Esnaf kredilerinde 148 milyar liraya ulaştık
Ticaret Bakanı Bolat: Esnaf kredilerinde 148 milyar liraya ulaştık
İçeriği Görüntüle

Balcı, Türkiye-Gürcistan-Azerbaycan üçlü iş birliği modelinin sadece bir diplomatik istişare platformu olmadığını, somut projeler üzerinden inşa edilmiş özgün bir bölgesel entegrasyon örneği olduğunu ifade etti.

Bakü-Tiflis-Ceyhan, Bakü-Tiflis-Erzurum, TANAP ve Bakü-Tiflis-Kars gibi projelerin üç ülke arasındaki ticaret hacmini artırırken aynı zamanda Orta Koridor'un rekabet gücünü yükselttiğini dile getiren Balcı, 'Son on yılda üçlü ticaret ve yatırım akımlarının belirgin biçimde artması, bu iş birliği modelinin ekonomik getirilerini açık biçimde ortaya koyuyor. Bu mekanizma, enerji ve ulaştırma alanlarının ötesine geçerek savunma, sınır güvenliği ve gümrük iş birliği boyutlarıyla da derinleşiyor. Dolayısıyla bu üçlü yapı, Güney Kafkasya'da kapsayıcı, çok katmanlı ve karşılıklı bağımlılığı artıran bir istikrar mimarisi üretiyor.' değerlendirmesinde bulundu.

Balcı, Gürcistan'ı bölgesel açıdan önemli kılan üç başlığın öne çıktığına işaret ederek 'Birincisi jeostratejik konumu, Rusya, Türkiye, İran ve Hazar havzası arasındaki geçiş noktasında bulunuyor. İkincisi, AB ile Ortaklık Anlaşması ve NATO ile yakın iş birliği çerçevesinde, demokratikleşme ve kurumsal reformlar üzerinden bir 'model ülke' iddiası taşıması. Son yıllarda dijitalleşme ve kamu yönetimi reformlarıyla bu iddiayı destekleyen somut adımlar da görüyoruz. Üçüncüsü ise Abhazya ve Güney Osetya gibi çözülmemiş ihtilaflar nedeniyle Karadeniz-Kafkasya güvenlik mimarisindeki kırılgan dengelerin merkezinde yer alması. Bu unsurlar, Gürcistan'ı hem fırsatlar hem de riskler açısından yakından izlenmesi gereken bir ülke yapıyor.' ifadelerini kullandı.

'İki ülke arasında karşılıklı bağımlılığı derinleştiren yeni bir entegrasyon zemini oluştu'

Nişantaşı Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Indira Phutkaradze ise Gürcistan'ın son yıllarda bölgesel bir transit ve enerji koridoru olarak öne çıkmasının Türkiye ile Gürcistan'ın ekonomik ve ticari ilişkilerinin niteliğini belirgin biçimde dönüştürdüğünü söyledi.

İki ülke arasında özellikle altyapı, lojistik hatlar ve enerji arterleri bakımından karşılıklı bağımlılığı derinleştiren yeni bir entegrasyon zemininin oluşturulduğunu aktaran Phutkaradze şunları kaydetti:

'Türkiye–Gürcistan siyasi ilişkilerinin temel dinamikleri, bölgesel istikrarın tesisi, ekonomik karşılıklı bağımlılığın güçlendirilmesi ve Güney Kafkasya'da tamamlayıcı jeopolitik rollerin oluşturulması gibi ortak çıkarlara dayanmaktadır. Gürcistan'ın NATO ve Avrupa Birliği ile yakınlaşma süreci, Türkiye açısından hem güvenlik mimarisinin pekiştirilmesi hem de Batı kurumlarının bölgesel genişlemesine ilişkin stratejik değerlendirmelerin yapılmasını gerektiren çok boyutlu bir süreçtir. Türkiye–Gürcistan–Azerbaycan üçlü işbirliği mekanizması ise ekonomik, enerji ve güvenlik eksenlerinde Orta Koridor'un güçlendirilmesine katkı sağlayan, Hazar havzası kaynaklarının Avrupa'ya güvenli taşınmasını mümkün kılan ve bölgenin uluslararası önemini artıran kurumsal bir platform niteliğindedir.'

Kaynak: AA