Okul zillerinin çalmasıyla birlikte yeniden gündeme gelen öğretmen atamalarına ilişkin açıklama yapan Türk Eğitim-Sen Başkanı Hüseyin Aydın, sendikanın elde ettiği verileri paylaşarak kadro açıklarına dikkat çekti.

Milli Eğitim Bakanlığından 100 bin öğretmen ataması yapması gerektiğini ifade eden Aydın, “Bilindiği gibi 1 Eylül tarihi itibariyle 45 bin öğretmenimiz göreve başladı. Ancak bu atama da, var olan ihtiyacı karşılamıyor. Şöyle ki; sendikamızın geçtiğimiz eğitim-öğretim yılında yaptığı ücretli öğretmen araştırmasına göre 78 ilde ücretli öğretmen sayısı 76 bin 485, norm kadro açığı ise 75 ilde 83 bin 547’dir. Yani ücretli öğretmen sayısı norm kadro ihtiyacını dahi karşılamamıştır. Üstelik ücretli öğretmenlerin 5 bin 503’ü pedagojik formasyona dahi sahip olmayan ön lisans mezunlarından oluşmaktadır. Ücretli öğretmenler ders başına ücret alırken, bu arkadaşlarımızın sigortası yatmamakta, diğer öğretmenlerimizin sahip olduğu haklardan faydalanamamaktadır. Adeta modern bir kölelik düzenini anımsatan bu uygulama ile öğretmen açığı giderilmeye çalışılırken, bu uygulamanın eğitime kaybettirdikleri ise hiç göz önüne alınmamaktadır.” dedi.

Ücretli ve sözleşmeli öğretmen atamasına son verip branşlara eşit atama yapılması gerektiğine vurgu yapan Aydın, “Şunu da belirtelim ki; öğretmen atamalarında “adil dağılım” da çok önemlidir. Bazı branşlarda kontenjan sayısı çok yetersiz olduğu için KPSS’den yüksek puan alan öğretmenlerimiz atanma imkânı bulamamaktadır. Bu nedenle atama sayısının artırılması ve bu yapılırken kontenjanların adaletli şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Ayrıca öğretmen atamaları sadece kadrolu yapılmalı, ücretli öğretmenlik uygulaması ve sözleşmeli öğretmen ataması tedavülden kaldırılmalıdır.” diye konuştu.

Kısa Süreli Yangın Paniğe Sebep Oldu Kısa Süreli Yangın Paniğe Sebep Oldu

Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili düzenlemeler Yüksek Mahkeme’nin iptal ettiği hükümler dikkate alınarak, öğretmenlerin beklentileri doğrultusunda yapılması gerektiğini yineleyen Aydın, açıklamasında şunları söyledi:

“Türk Eğitim-Sen olarak Öğretmenlik Meslek Kanunu ile ilgili görüşlerimizi Anayasa Mahkemesi’nde dile getirmiştik. Yüksek Mahkeme de sendikaların görüşlerini dinlemesinin ardından kanunda yer alan bazı hükümlerin iptaline karar vermişti. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararını kanunun zenginleştirilmesi açısından fırsat olarak gördüğümüzü bildirmiştik. Okulların açılma arifesinde Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kanunda yapılacak düzenlemelerin öğretmenlerin taleplerini alarak şekillendirileceğini, yasal düzenleme gerekiyorsa bu yönde adım atacaklarını açıkladı. Tekin’in açıklamaları bu sürecin çok uzamayacağı, kanunun sahipsiz kalmayacağını ortaya koymaktadır. Bu noktada; TBMM açıldığında, zaman kaybetmeden gerekli düzenlemelerin yapılmasını bekliyoruz. Umuyoruz ki kanun, adına yakışır şekilde zenginleştirilir ve öğretmenlerimizin beklentileri karşılanır.

Kanunla ilgili temel taleplerimiz bakidir: Yeni kanun adına yakışır bir şekilde öğretmenlerimizin muhatap olduğu mevzuat ve süreçleri kahır ekseriyetle ihtiva etmelidir. Sınav kaldırılmalı; 5 yılını dolduran öğretmenlerimiz uzman, 10 yılını dolduran öğretmenlerimiz başöğretmen unvanı almalıdır. Yönetici atamalarında mülakat kaldırılmalı, tüm atamalarda sadece yazılı sınav puanı esas alınmalıdır. Elverişsiz bölgelerde görev yapmayı teşvik etmek amacıyla Zorunlu Hizmet Tazminatı getirilmelidir. Eğitim çalışanlarına yönelik şiddetin önüne geçmek amacıyla caydırıcı ve önleyici müeyyideler getirilmelidir. Aile bütünlüğünün korunması için il içi ve il dışı mazeret tayin talepleri karşılanmalı, il/ilçe emri uygulaması getirilmelidir. Mülakat eğitimin tüm aşamalarından kaldırılmalıdır. TDK’ya göre mülakat, ‘Bir işe alınacak kişiler arasından seçim yapabilmek amacıyla kendileriyle karşılıklı konuşma, görüşme’dir. Yönetici atamalarında bu usulün kullanılması hak eden, bilgisi ve birikimiyle fark yaratan; yazılı sınava girerek, başarılı olan öğretmenlerimizi rencide etmektir. Proje okullarına da öğretmen ve okul yöneticileri herhangi bir kriter olmadan görevlendirilmektedir. Türkiye artık bu uygulamalara izin vermemelidir. Makamlara iş bilen yöneticilerin getirilmesi, bu şekilde okul ve kurumların adil, objektif, verim ve kalite sağlanacak şekilde yönetilmesi eğitimimizin geleceği noktasında büyük öneme sahiptir. Bu minvalde Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın mülakatın kaldırılacağına dair sözleri yerine getirilmeli, mülakat kamunun tüm alanlarından çıkarılmalı, sadece yazılı sınav dikkate alınmalıdır. Proje okullarına yönetici atamaları da MEB Yönetici Atama Yönetmeliği’ne tabi olmalıdır.”

Hikmet BAŞAR

Editör: Haber Masası