SAĞLIK

Uzmanından "Glokom" Hastalığı Hakkında Bilgi

"Tüm tedavi yöntemleri, sadece mevcut görme düzeyini ve görme alanını korumak için uygulanır, kaybedilen görme ve görme alanını geri getiremez"

Abone Ol

Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu, "Glokom hastalığında risk grubundaki kişiler, basıncı yüksek kişiler, 45 yaşın üzerinde olanlar, anne-baba veya kardeşi glokom hastası olanlar, şeker hastaları, yüksek numara gözlük takanlar, gözüne darbe alanlar ve uzun süre kortizon kullananlar" dedi.

Güven Hastanesi Hastaneden yapılan açıklamaya göre, glokom hastalarında, göz içi basıncı yıllar içinde yavaş yavaş arttığı için göz dokuları bu duruma adapte olur ve ağrı olmaz. Bundan dolayı glokom 'sinsi ilerleyen hastalık' olarak da biliniyor. Görme sinirinde oluşan kalıcı hasarla meydana gelen glokomun en sık görülen formu ise ileri yaşta görülen çeşidi.

Açıklamada görüşlerine yer verilen, Güven Hastanesi Göz Hastalıkları Bölümünden Prof. Dr. Tarkan Mumcuoğlu, glokomun daha az oranda doğuştan veya çocukluk çağında da görülebildiğini vurgulayarak her bireyin düzenli olarak göz taramasına girerek kontrollerini yaptırmasını tavsiye etti.

Mumcuoğlu, göz basıncının yıllar içerisinde yavaş artış gösterdiğini, bireylerin genellikle hiçbir şikayeti olmadığını belirterek hastalık hakkında şunları kaydetti:

"Göz içi basıncı yıllar içinde yavaş arttığından ve hasarın yavaş ilerlemesinden dolayı genellikle hiçbir şikayet olmayabilir. Sadece ani açı kapanması ile seyreden glokom tiplerinde, göz içi basıncı çok kısa sürede arttığı için şiddetli göz ağrısı, görme bulanıklığı, mide bulantısı ile gözde kanlanma görülebilir, diğer glokom tipleri genellikle göz muayenesi sırasında rastlantı sonucu saptanır. En sık görülen hastalığın bu tipinde son dönemlere kadar merkezi görme bozulmaz ancak hasarlanan sinir liflerine bağlı olarak görme alanında kişinin fark edemeyeceği kayıplar meydana gelir. Merkezi görme bozulmadığı ve hastalık iki göz arasında şiddeti açısından asimetrik seyrettiği için hastanın kendisinin fark ettiği bir şikayeti olmaz. Hastalığın son anına kadar çevresel olarak daralmış bir görme alanı olmasına rağmen merkezden tam görebilir. Bu hasarın da tedavi ile geri dönüşü mümkün değildir. Bu nedenle sinsi görme hırsızı denilmektedir."

Glokom hastalığında risk grubundaki kişileri, basıncı yüksek kişiler, 45 yaşın üzerinde olanlar, anne-baba veya kardeşi glokom hastası olanlar, şeker hastaları, yüksek numara gözlük takanlar, gözüne darbe alanlar, uzun süre kortizon kullananlar, tansiyonu yüksek veya aşırı düşük olanlar, hipertansiyon ilacı kullananlar, gözün saydam kısmı (kornea) ince olanlar, yüksek nefes vererek yapılan mesleklerde (camcılar, baloncular, nefesli çalgı çalanlar gibi ) çalışan kişiler olarak sıralayan Mumcuoğlu, bu risk grubundaki hastaların en az yılda bir kez göz muayenesi ve göz içi basınç ölçümü yaptırması gerektiğinin altını çizdi.

Mumcuoğlu, "Glokom hastalığının, ülkemizde görülme sıklığı yaklaşık yüzde 2-2,5 civarındayken, dünya genelindeki oranı ise 2023'te yaklaşık yüzde 3,54 düzeyinde göstermektedir. Bu rakamlara göre, ülkemizde halen tanı almamış nüfusun yüzde 1 gibi oldukça yüksek sayıda kişi bulunduğunu tahmin ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "Hayat boyu takip ve tedavi gerekir"

Glokom tedavisindeki amacın, gözün içindeki sıvı üretimini azaltarak ve/veya kanallardan sıvı çıkışını arttırarak göz tansiyonunu düşürmek ve görme sinirinde gelişecek hasarı önlemek olduğunu belirten Mumcuoğlu, "Tüm tedavi yöntemleri, sadece mevcut görme düzeyini ve görme alanını korumak için uygulanır, kaybedilen görme ve görme alanını geri getiremez. Glokom tanısı konulan hastalara durumuna göre öncelikle ilaç tedavisi uygulanır. Genelde damla formunda ilaçlar kullanılır ve hasta takip edilir. Göz tansiyonu istenilen seviyeye düşmediğinde, hasta ilaçlarını düzenli kullanamadığında ya da ilaçların yan etkisi olduğunda lazer tedavisi veya cerrahi tedaviler gündeme gelir. Glokom hastalarında hayat boyu takip ve tedavi gerekir." değerlendirmelerinde bulundu.

Cerrahi tedavi yöntemlerinin, ilaçla yapılan tıbbi tedavinin yetersiz olduğu durumlardaki en son tercihleri olduğuna dikkati çeken Mumcuoğlu, cerrahi gereksinimin, yeni çıkan ilaç molekülleri sayesinde oldukça azaldığını vurguladı.

Mumcuoğlu, dünyada ikinci sıklıkla görülen körlük nedeninin Glokom olduğunu vurgulayarak şunları kaydetti:

"Dünyada toplamda yaklaşık 80 milyon kişiyi ve Amerika Birleşik Devletleri'nde ise 3 milyon kişiyi etkilemektedir. Nüfusun gittikçe yaşlanması nedeniyle glokomun 40 ila 80 yaş arasındaki insanlarda global sayının 2040'ta 111,8 milyon olacağı öngörülüyor. Dolayısıyla gözlerimize iyi bakmalıyız. Göz sağlığı konusunda dengeli beslenme başta olmak üzere belli başlı yapmamız gerekenler var. Alkol, tütün gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınmalı, düzenli egzersiz yapmalı, antioksidan özellikli vitamin ve minerallerin besin yoluyla almalıyız. En önemlisi ve farkındalık oluşturmamız gereken bir diğer konu ise; erken tanı. Glokom ve benzeri hastalıklar için her yaş grubunda en az yılda bir rutin göz muayenesi öneriyoruz.

AA