SAĞLIK

Yeme Bozuklukları

Yeme Bozuklukları anoreksiya nervoza, bulimiya nervoza ve son yıllarda tanımlanan tıkınırcasına yeme bozukluğu gibi psikiyatrik hastalıkların içinde yer aldığı bir tanı grubudur.

Abone Ol

Bu hastalıklar ruhsal kaynaklıdır ve bedensel belirtiler ön planda gibi görünse de ciddi ruhsal sorunlarla birliktedir. Psikolog Tunas Merttürk, yeme bozuklukları hakkında www.gundemartvin.com Haber Sitesine açıklamalarda bulundu.

Yeme bozuklukları için özgün bir neden bilinmemektedir. Anoreksiya nervozanın başlangıç yaşı göz önüne alınırsa hastalığı ergenlik değişimleri ve bu değişimlere uyum sağlamaktaki yetersizlikle açıklamak uygun gelebilir. Yine bu hastalıkların belirgin bir şekilde kadınlarda daha çok görülmesi hastalığın gelişiminde kadınlık psikolojisinin önemini vurgulamaktadır. Sosyal değişimler de özellikle bulimiya nervozanın gelişiminde rol oynamaktadır.

Psikolog Merttük, Yeme Bozukluğuna sahip olan kişilerde kilo almaktan korkma, sık tartılma ve rakamlardaki küçük değişimlerden kaygılanma, olumsuz etkilenme, hiç tartılmayarak kiloyu bilmekten kaçınma ama yine de rakamdan endişelenme, bedenindeki özellikle hoşlanmadığı bölgeleri aşırı inceleme, şişman ve iğrenç göründüğünü düşünerek bedene bakmaktan kaçınma, bedenini tekrarlayıcı bir şekilde başkalarıyla kıyaslama, şişman hissetme ve sosyalleşmekten kaçınma gibi durumların görüldüğünü söyledi.

Pica: besleyici ya da besin olmayan maddeleri bir aydan uzun süredir yiyor olma. Bu maddelere örnek olarak, kağıt, kumaş, sabun, saç, boya, kömür vs verilebilir.

Anoreksiya Nevroza: Gelişim düzeyi ve fiziksel sağlık açısından anlamlı derecede düşük beden ağırlığına yol açan gerekene göre kısıtlanmış besin alımı. Anlamlı olarak zayıflığa rağmen, kilo almaktan ve şişman biri olmaktan aşırı korkma hali ya da kilo almayı engelleyen davranışlar görülür. Beden ağırlığı ya da şeklinin algısında bozulma, öz değerlendirmede beden ağırlığının ya da şeklinin aşırı etkisi, o andaki beden ağırlığının ciddiyetinin bir şekilde farkına varamama durumu söz konusudur. İki tip anoreksiya nevroza vardır. Bunlar; kısıtlayıcı Tip: kilo kaybı için diyet ya da aşırı spor yapma hali. Bu tipte kusma görülmez. Diğeri ise tıkınırcasına yiyen ve çıkaran Tip: tıkınırcasına yerler ve yediklerini çıkarma davranışı gösterirler. Kusarlar ya da laksatif ilaçlar kullanırlar.

Bulimiya Nevroza: yineleyici tıkınma epizodları görülür ve bunlar iki şekilde olabilir:

Belirli  bir zaman diliminde (örneğin 2 saat içerisinde) aynı zaman ve koşullarda çoğu insanın yiyebileceğinden belirgin olarak fazla miktarda yeme hali.

Epizod sırasında yemeyi kontrol edememe duygusu.

Kilo almayı önlemek için yineleyici, uygunsuz telafi davranışları görülür. Bunlara örnek olarak kendini kusmaya zorlama, laksatif ilaç kullanımı, oruç tutma ya da aşırı egzersiz verilebilir.

Bu psikopatolojiye sahip bireyler kendilerine verdikleri değeri beden biçimlerine ve ağırlıklarına göre belirler.

Yeme epizodları çoğunlukla yaşam olaylarına ve olumsuz duygulanıma tepki olarak tetklenir. Aşırı yeme kişinin görünüm ve kilo ile ilgili endişelerini arttırarak temel sorunu sürdürür. Kişi beslenmeyi daha da sınırlar ve aslında bu davranışıyla sonrasında tıkınma olasılığını arttırır. Telafi edici arınma davranışlarının kilo almayı engelleyeceğini düşündükleri için kişi tıkınmaktan vazgeçmez.

Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu: bu bozukluğun bulimiya nevrozadan farkı telafi davranışlarının (örn: kusma, laksatif ilaç kullanımı, spor) bulunmamasıdır. Yani kişide tıkınırcasına yeme epizodları görülür ancak telafi davranışı yoktur. Yineleyici tıkınma epizodları şu durumlarla ilişkili olabilir; normalden daha hızlı yeme, rahatsızca doyana dek yeme, aç olmadan aşırı yeme, utançtan dolayı yalnız başına yeme, yedikten sonra kendinden iğrenme, depresif ya da çok suçlu hissetme.

Yeme bozukluklarının temelinde bilişsel özellikli ana bir sorun görülür: kilo ve beden görünümüne ve bunların kontrolüne aşırı değer verme. Yeme bozukluğu vakaları kendi değerlerini fazlasıyla, kaç kilo oldukları, bedenlerinin nasıl göründüğü ve bunları kontrol etme becerileri ile eşleştirirler.

Kilo almaktan korkma, kişiyi yiyecek alımını düzenli ve aşırı olarak sınırlama çabalarına iter. Bunun için çok sayıda, katı, uygulaması zor kurallar geliştirir. Bu kurallar yemek yemeyi zorlaştırır ve işlevselliği bozar. Kişinin zihni yiyecek ve yemek düşünceleriyle dolar, dikkati bozulur. Kişi zamanla yalnız başına kimse görmeden yemeyi tercih eder.

Yeme bozuklukları tedavisi çok sistematik ilerlemesi gereken bir süreçtir. Profesyonel destek alınmadan atlatılabilecek bir problem değildir. Ciddi bir rahatsızlıktır bu yüzden herhangi bir şekilde tedavi için şunlar denenebilir/yapılabilir gibi açıklamalar yapmam mümkün değildir.

Ali Eray ÇELİK