İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Üçlü Danışma Kurulu, asgari ücret gündemiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın ev sahipliğinde bir araya geldi. Taraflar, aralık ayında başlayacak olan 2026 yılı asgari ücret görüşmeleri öncesinde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısı ve işleyişine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, geçtiğimiz haftalarda “Sendikal Örgütlenmenin Yaygınlaştırılması” gündemiyle topladığı Üçlü Danışma Kurulu’nun ardından bu kez de “asgari ücret” başlığıyla toplanarak yeni dönem öncesi sürecin nabzını tuttu. Toplantıda, işçi ve işveren tarafının komisyonun yapısı, temsil oranı ve karar alma mekanizmasına ilişkin talepleri gündeme geldi.
Asgari ücretin belirlenme sürecine yönelik tartışmalar, son dönemde hem sendikalar hem de emek örgütleri tarafından daha yüksek sesle dile getiriliyor. TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 25 Aralık 2024’te düzenlediği basın toplantısında 2025 yılı için geçerli olan asgari ücret kararını eleştirerek, “Adil olmayan bir komisyonda maalesef 50 sene durduk. Bu saatten sonra adil bir düzenleme yapılmadığı müddetçe biz TÜRK-İŞ olarak Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na katılmayacağız,” demişti.
Benzer şekilde HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da 27 Ekim 2025’te yaptığı açıklamada Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısının mutlaka değişmesi gerektiğini vurgulamıştı. Arslan, 2026 yılında geçerli olacak asgari ücret süreciyle ilgili olarak “TÜRK-İŞ ile yine bir görüşmemiz oldu. Katılmayacaklarını tekrar teyit ettiler. Bizim de katılmayacağımızı kendilerine tekrar ifade ettim,” ifadelerini kullanmıştı.
Toplantının gündeminde, komisyonun temsil adaletine dair talepler öne çıktı. İşçi sendikaları, mevcut yapının işçilerin sesini yeterince yansıtmadığını savunurken; işveren kesimi ise ekonomik dengelerin göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtiyor. Hükümet kanadı ise komisyonun yapısının yasal çerçevede belirlendiğini ve istişarelerin süreceğini ifade ediyor.
Asgari ücret tartışmaları yalnızca sendikalarla sınırlı kalmadı. SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Yusuf Aslan Yenigül de yaptığı yazılı açıklamayla mevcut ekonomik düzene tepki gösterdi. Yenigül, “Tek adam rejimi emekçiler için kölelik koşullarında ölümüne çalışmaktır. Bu sömürü ve soygun düzeni yıkılmalı, tek adam rejimi son bulmalıdır,” dedi.
Yenigül’ün açıklamasında, “İktidarın bu ülkenin emekçileri için neredeyse ortalama ücret haline getirdiği asgari ücret dayatması, yoksulluk ve açlık dayatmasıdır. IMF adına, bir avuç patron ve zengin adına bu sefalet emekçilere dayatılmaktadır,” ifadelerine yer verildi. Açıklamada ayrıca, “İşçilerin emeğiyle, kanıyla, canıyla büyüyen ekonomiden tüm çalışan ve emeklilere refah payı garanti edilmelidir. Tekel kârlarıyla, teşviklerle, vergi muafiyetleriyle semiren patronlardan servet vergisi alınmalıdır. Açlığa mahkûm edilen emeklilerin ücretleri insanca bir yaşamı sağlayacak düzeye çekilmelidir,” denildi.
SOL Parti’nin açıklamasında dikkat çeken bir diğer vurgu ise, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun yapısına yönelikti. Yenigül, “Açgözlü sermayenin ihtiyaçlarını çoğulculuk kisvesi altında meşrulaştırmaya çalışan anti-demokratik komisyon yapısı değişmeli, çalışanların yarısına ulaşan asgari ücretlilerin seslerini doğrudan duyuracağı gerçek bir sözleşme yapısına geçilmelidir,” çağrısında bulundu.
Türkiye’de asgari ücret her yıl Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirleniyor. Komisyon, yasa gereği işçi, işveren ve hükümetten beşer temsilci olmak üzere toplam 15 üyeden oluşuyor. Bakanlığın belirlediği üyelerden biri başkanlık görevini yürütüyor. Komisyon, en az 10 üyenin katılımıyla toplanıyor ve kararlar oy çokluğuyla alınıyor. Oyların eşitliği durumunda ise başkanın bulunduğu tarafın çoğunluğu sağladığı kabul ediliyor.
Her yıl Aralık ayında yapılan görüşmelerde, ülkenin ekonomik durumu, geçim şartları, enflasyon oranları ve işveren maliyetleri dikkate alınarak yeni asgari ücret belirleniyor. Bu süreç, milyonlarca çalışan açısından doğrudan etkili olduğu için sendikalar, emek örgütleri ve kamuoyu tarafından yakından izleniyor.
Halihazırda Türkiye’de asgari ücret, bir işçi için brüt 26 bin 5 lira 50 kuruş, kesintiler sonrası net 22 bin 104 lira 67 kuruş olarak uygulanıyor. Asgari ücretin işverene toplam maliyeti ise bir işçi için 30 bin 621 lira 48 kuruşu buluyor. Bunun 26 bin 5 lira 50 kuruşunu brüt ücret, 4 bin 95 lira 87 kuruşunu sosyal güvenlik primi, 520 lira 11 kuruşunu ise işveren işsizlik sigorta fonu oluşturuyor.
Üçlü Danışma Kurulu’nun bugünkü toplantısı, Aralık ayında başlayacak resmi asgari ücret görüşmeleri öncesi önemli bir hazırlık süreci olarak değerlendiriliyor. Tarafların komisyonun yapısına dair talepleri, gelecek dönemde yeni bir tartışma başlığını da beraberinde getirebilir.
Asgari ücretin, anayasada yer aldığı şekilde “insanca bir yaşamı sağlayacak düzeyde” belirlenmesi gerektiğini vurgulayan sendikalar ve emek örgütleri, yıl sonuna doğru başlayacak süreçte enflasyondan kaynaklı tüm kayıpların telafi edilmesi gerektiğini savunuyor. Hükümetin ise ekonomik istikrar, üretim dengesi ve işveren maliyetlerini dikkate alarak bir denge formülü arayacağı ifade ediliyor.
Yeni yıl öncesi asgari ücret tartışmaları, yalnızca rakamsal bir pazarlık süreci değil, aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik ve sosyal dengelerinin yansıdığı en önemli gündemlerden biri olarak kamuoyunun odağında yer almaya devam ediyor.