Ayşe ÖZDER

Uzun saatleri masa başında geçirilen zaman birçok kişide duruş bozukluğuna sebep olabileceği uzmanlar tarafından belirtiliyor. Duruş bozukluğunun getirdiği rahatsızlığın boyun düzleşmesi olduğunu belirten Fizyoterapist Berkant Ketenci boyun düzleşmesi ile ilgili bilgiler verdi.

BOYUN DÜZLEŞMESİ NEDİR?

Boyun bölgesindeki omurların doğal kavisini yitirmesi durumunun boyun düzleşmesi olarak adlandırıldığını belirten Fizyoterapist Berkant Ketenci, “Omurgamızın normal seyrinde bel ve boyun bölgesinde çukurlaşma vari, sırt ve kalça bölgesinde ise kamburlaşma vari doğal eğrilikler mevcuttur. Bazı durumlarda boyun bölgemizdeki omurlar doğal kavisini yitirerek boyun düzleşmesi dediğimiz patolojiye yol açmaktadır” diyerek çok daha ileri vakalarda ters yönde eğrilerek servikal kifoz denilen duruma da yol açabildiğini belirtti ve boyun düzleşmesinin belirtilerini sıraladı:

“Her insanda aynı semptomlar gözükmemekle beraber, boyundaki açı değişikliği bağlantılı kaslar üzerinde olumsuz bir stres yarattığı için kas ağrısı ve kas spazmı klinikte karşımıza çıkan en yaygın semptomlardır. Bunlara ek olarak servikojenik(boyun kaynaklı) baş ağrıları, baş dönmesi, kollarda uyuşma-güçsüzlük, mesane problemleri gibi semptomlar da görülebilmektedir. Bazı hastalarda ise hiçbir semptom görülmez. Hiçbir semptom görülmese dahi tedavi edilmesi oldukça önemlidir çünkü ileride yaşanabilecek travmalar normal omurgaya göre düzleşmiş omurgada daha fazla sakatlık riski barındırmaktadır.”

NASIL OLUŞUR?

Boyun düzleşmesinin en önemli sebebinin duruş bozukluğu olduğunu söyleyen Fizyoterapist Berkant Ketenci, Günümüz yaşam şartları ve sedanterliğimiz göz önünde bulundurulduğunda boyun düzleşmesinin en yaygın tetikleyicisi “Postür Bozukluğu” olarak ifade edilebilir. Hareketsiz yaşam sürmek bilindiği üzere pek çok hastalığa zemin hazırlamaktadır. Bununla birlikte gün içerisinde tekrarlayıcı hareketler yapıyor olmak, çok fazla telefon-tablet-bilgisayar kullanıyor olmak, çalışma şartlarının el verişsiz oluşu, yanlış uyku pozisyonu, yanlış yatak-yastık seçimi gibi faktörler boyun düzleşmesini tetiklemektedir” dedi.

EN ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Boyun düzleşmesinin diğer bazı hastalıklarda olduğu gibi spesifik olarak cinsiyet, yaş grubu, boy-kilo oranları vb faktörlerden bağımsız olarak; hareketsiz bir yaşamsüren postür bozukluğu olan kişilerde görülme oranının daha fazla olduğunu dile getiren Fizyoterapist Berkant Ketenci, “Ofis çalışanları, masa başı çalışanlar, öğrenciler, diş hekimleri, cerrahlar, veteriner hekimler, el işi ile uğraşan kişiler gibi mesleki olarak boyun bölgesi önde çalışan kişilerde sıklıkla görülmektedir” ifadelerini kullandı.

İYİLEŞME AŞAMASINDA FİZYOTERAPİSTİN ROLÜ

Teşhis koyma aşamasında, hekimlerin çoğunlukla fiziki muayene ile teşhis koyabilirken bazen Röntgen, MR(Manyetik Rezonans), BT(Bilgisayarlı Tomografi)  gibi görüntüleme yöntemlerine de başvurabildiğini ifade eden Fizyoterapist Berkant Ketenci, tedavi sürecinde fizyoterapist desteği ile ilgili şunları dile getirdi:

Her 100 Hamilenin 10'unda Yüksek Şeker Görülüyor Her 100 Hamilenin 10'unda Yüksek Şeker Görülüyor

“Boyun düzleşmesi duruş bozuklu kaynaklı gelişen mekanik bir problemdir ve kalıcı iyileşme amaçlanırken duruş bozukluğunun giderilmesi oldukça önemlidir. Ağrı kesici, kas gevşetici gibi medikal tedaviler çoğu durumda ne yazık ki günü kurtarmaktan ileri gidememektedir. Güncel araştırmalara göre kabul gören tedavi konseptinde koruyucu yaklaşımlar oldukça önemlidir. Özellikle çalışma şartları kaynaklı boyun düzleşmesi olan kişiler doğru istirahat etmeye özen göstermelidirler. Yastık ve yatak seçiminin doğru olması da son derece önemlidir. Gerekli durumlarda, uzun süreli olmamak koşuluyla, boyunluk kullanılabilir. Ayrıca kişinin tolerasyonuna göre sıcak-soğuk uygulamalar da yapılabilir.

Yukarıda bahsettiğim gibi boyun düzleşmesi mekanik bir problemdir ve bozulmuş mekaniği düzeltmediğimiz takdirde sorunu tam olarak çözmüş sayılmayız.

İyileşme sürecinde biz Fizyoterapistlerin rolüne gelince; öncelikle kişiyi rahatsızlığı hakkında bilgilendirip aklına takılan soru işaretlerini gideririz. Daha sonra “Hastalık yoktur, hasta vardır.” sözü ışığında her hasta için detaylı bir değerlendirmeyi takiben kas ve eklemlere yönelik yapılması gerekli klinik uygulamalar konusunda Fizik Tedavi Hekimleri ile beraber karar veririz. Ardından hastayı tedavi süreci ve uygulayacağımız teknikler hakkında bilgilendirip seanslara başlarız. Klinik uygulamalar olarak, kas spazmı ve ağrıya yönelik miyofasyal gevşetme teknikleri, eklemlere yönelik mobilizasyon-manipülasyon teknikleri ve bazı destekleyici yöntemler ve ev egzersiz programları, evde dikkat edilmesi gereken konularda bilgilendirmeler ile oldukça başarılı sonuçlar elde etmemiz mümkündür. Kaç seans olacağı, hangi teknikler uygulanacağı, seansların ne kadar süreceği gibi parametreler kişinin durumuna ve ev programına uyumuna göre değişkenlik göstermektedir. 2-3 seansta çok çok ilerleme elde edip ev programı ile devam ettiğimiz de olmaktadır, 7-8 seansta bu noktaya geldiğimizde olmaktadır.”

İyileşme sürecinin Fizyoterapist ve hastanın ortaklaşa yürüttüğü bir süreç olduğunu, klinikte yapılan uygulamaların ev egzersizleri ile desteklenmediği takdirde uzun vade kalıcı sonuçlar elde etmenin pek mümkün olmadığını söyleyen Fizyoterapist Berkant Ketenci, “Boyun düzleşmesi olan vatandaşlarımız iyileşme sürecini daha erken atlatabilmeleri için kliniğimize gelerek yüz yüze bilgi de alabilirler” dedi.

Editör: Haber Masası