Muti, özellikle yaş çay fiyatı konusunda üreticilerin yok sayıldığını belirterek, “Çay fiyatı 34 liranın altında olursa, üretici zarar eder,” dedi.
Artvin’de çay üreticileri yeni sezona ekonomik belirsizliklerle giriyor. Hopa Kemalpaşa Ziraat Odası Başkanı Olcay Muti, yaş çay alım fiyatlarının üreticilere danışılmadan belirlendiğini açıklanan rakamların üretim maliyetinin altında kaldığını belirterek sert tepki gösterdi. Üreticilerin emeğinin yok sayıldığını savunan Muti, yaş çay için en az 34 TL taban fiyat talep ettiklerini vurguladı.
Her yıl Mayıs ayında başlayan fiyat tartışmalarının üreticinin katılımı olmadan sürdürüldüğünü belirten Olcay Muti, çay sektöründeki yapısal sorunlara dikkat çekerek şu açıklamalarda bulundu: “Her Mayıs ayı, çay üreticileri açısından adeta bir 'dert ayı' diyebiliriz. Karadeniz Bölgesi'nde ortalama 1 milyon insan çay tarımıyla geçimini sağlıyor. Dünden bugüne çay üreticilerinin, yıllardır fiyat belirleme konusunda yaşadıkları sıkıntılar, bugün ekonomik ve sosyal açıdan ciddi bir krizin içinde olduklarını gösteriyor.
Her yıl Mayıs ayı geldiğinde çay fiyatı tartışmaları başlıyor. Ne yazık ki, bölgede çay üreticilerine danışılmadan bir fiyat belirleniyor. Bu fiyatı belirleyenler arasında Ulusal Çay Konseyi, özel çay fabrikası temsilcileri ve devletin içinde olduğu söylenen, ancak süreçte etkin bir rol üstlenmediğini gördüğümüz ÇAYKUR temsilcileri yer alıyor.”
Muti, fiyat belirleme sürecinin şeffaflıktan uzak olduğunu ve üretici maliyetinin dikkate alınmadığını belirtti. Muti, “ÇAYKUR fiyat belirlerken üreticinin maliyetini değil, özel sektörün karını ve maliyet hesabını gözeten bir yaklaşımla hareket ediyor. Edindiğimiz bilgilere göre, yaklaşık bir hafta önce Ulusal Çay Konseyi'nde bir grup iş insanı (çay fabrikası sahipleri) çay fiyatını belirlemiş. Ancak bu fiyatın neye göre ve kime göre belirlendiği, üreticiye danışılıp danışılmadığı belli değil. Elbette ki böyle bir danışma süreci olmamış.”
Açıklanan fiyatların üreticiyi zarara uğrattığını vurgulayan Muti, maliyetin altında belirlenen taban fiyatlara tepki gösterdi. Muti, “Şu an piyasada 23 TL gibi bir fiyat dolaşıyor. Oysa bizim yaptığımız çalışmalara göre, çayın üreticiye maliyeti 26 lira 20 kuruşa kadar çıkıyor. Bu maliyet kalem kalem hesaplanmıştır. Ancak özel sektör temsilcileri 23 TL + 2 TL destekleme bedeli gibi bir fiyat telaffuz ediyor. Bu 2 TL’lik destek de özel sektörün cebinden değil, kamu kaynaklarından karşılanıyor. Bizim yaptığımız detaylı çalışmaya göre çayın maliyeti 26 lira 20 kuruştur. Bu maliyetin üstüne üreticinin %35’lik bir kâr beklentisi vardır ki bu talep enflasyon oranları göz önüne alındığında son derece makuldür. Bu oran eklendiğinde, yaş çay alım fiyatının en az 34 lira 20 kuruş olması gerekmektedir. Bu nedenle şunu açıkça ifade ediyoruz: Çay fiyatı 34 liranın altında olursa, üretici zarar eder. 23 TL gibi bir fiyatı kesinlikle kabul etmiyoruz.”
“Çay Üreticileri Yok Sayılıyor”
Muti, çay üreticilerinin yalnız ekonomik değil, çevresel ve sosyal baskılarla da karşı karşıya olduğunu söyledi. Tarım politikalarının neoliberal etkilerle çiftçiyi değil sermayeyi koruduğunu belirtti. “Tarım insanın en temel ihtiyacı olan gıda mallarını üreten bir faaliyet olması nedeniyle stratejik öneme sahiptir. Gıda güvencesinin istikrarlı olarak sağlanmasında, izlenen tarım politikalarının önemi büyüktür. Ülkemizde özellikle 1980 sonrası neoliberal politikalarla birlikte, endüstriyel tarım ve hayvancılık öncelenmiştir.”
Çay üretiminin yalnızca üreticileri değil bölgedeki işçilerden kadınlara, mevsimlik göçmen işçilerden esnafa kadar geniş bir kesimi etkilediğini hatırlatan Muti, istikrarlı ve güven veren tarım politikalarının eksikliğinin üreticiyi zor durumda bıraktığını söyledi.
“Üreten Biziz, Yöneten de Biz Olacağız”
Başkan Olcay Muti, çay üreticilerinin taleplerini kamuoyuna şu maddelerle duyurdu: “Yaş çayda taban fiyat uygulanmalı; bu fiyat en az 34 TL olmalı, Organik yaş çay fiyatı, konvansiyonel çayın iki katı olmalı, Gübre fiyatları üretici lehine enflasyon oranında sübvanse edilmeli, Taban fiyatın altında alım yapan özel sektör yasaklanmalı, Organik üreticiler için sertifika çalışmaları başlatılmalı, Mevsimlik işçiler kadroya alınmalı, Üreticiye danışılmadan hazırlanan yasal taslaklar geri çekilmeli, üreticiyle birlikte yeniden hazırlanmalıdır.”
Muti, konuşmasının sonunda çevreye yönelik sermaye saldırılarına da dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı; “Sermaye tarım alanlarına saldırıyor. HES'lerle, maden aramalarıyla, suyunuzu ve doğamızı yağmalıyorlar. Her saldırıda daha da yoksullaşıyoruz.
Bu saldırılar karşısında yalnız ve çaresiz değiliz. Çay fabrikalarında çalışan mevsimlik ve kadrolu işçiler, kamu emekçileri, çayla doğrudan bağı olan esnaf, çay taşıyıcı şoförler, çayda görünmeyen emeğini sırtlanan kadınlar, çayın geleceğine sahip çıkacak; sözünü söylediği, doğasına ve yaşamına sahip çıktığı, üretenin yöneten olacağı bir bilinçle haklarını kazanacaktır.”