Artvin’in kalbinde, Türkiye’nin en güçlü çevre mücadelelerinden birine sahne olan Cerattepe’de hukuki sürecin yeni bir adımı olan keşif, 30 Mayıs Cuma günü Zelosman mevkiinde gerçekleşti. Cerattepe mücadelesi, sadece Artvin’in değil, ülke genelindeki doğa savunuculuğunun da sembol davalarından biri haline gelirken, keşifle birlikte yeni bir hukuki eşik daha aşıldı. Kadim ormanları, zengin biyolojik çeşitliliği, tertemiz su kaynakları ve eşsiz doğal dokusuyla Karadeniz’in en önemli doğa alanlarından biri olan Artvin, madencilik tehdidi altındaki bölgeler arasında yıllardır kamuoyunun dikkatini çekiyor.
Cerattepe’de madencilik faaliyetlerine karşı verilen direniş, Yeşil Artvin Derneği öncülüğünde uzun yıllardır kararlılıkla sürdürülüyor. Mücadele, sadece çevre mücadelesi değil, aynı zamanda hukuki kazanımların da öne çıktığı bir süreç haline geldi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği “hak ihlali” kararı, bu direnişte önemli bir dönüm noktası olmuştu. Mahkemenin kararı doğrultusunda Rize İdare Mahkemesi, Cerattepe için daha önce verilen "Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu" kararını iptal etmişti. Ancak bu iptal kararının ardından maden şirketi, hukuki süreci uzatmak amacıyla dosyayı Danıştay’a taşıdı. Danıştay ise şaşırtıcı bir gerekçeyle, bölgede kurulması planlanan teleferik hattının taşıma kapasitesinin yeterli olup olmadığının belirlenmesi için yeniden keşif yapılmasına karar verdi. Rize İdare Mahkemesi de bu karara uyarak keşif sürecini başlattı.
Zelosman mevkiinde yapılan keşif sonrası basına açıklamalarda bulunan Yeşil Artvin Derneği avukatı Bedrettin Kalın, hukuki sürecin geldiği aşamayı değerlendirdi. Kalın, Cerattepe mücadelesinin geçmişinde birçok önemli hukuki kazanım elde ettiklerini hatırlatarak, “Bugün Cerattepe davasının keşfi vardı Artvin’de, onun için buradayız. 2015 yılında 2009/7 genelgesiyle alınan ÇED olumlu kararına karşı Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştuk. Mahkeme, 7 yıl süren bir yargılamanın ardından bu kararı iptal etti. Üstelik hak ihlali kararı da vererek dosyayı Rize İdare Mahkemesi’ne gönderdi. Rize İdare Mahkemesi de hukuka uygun bir şekilde ÇED kararını iptal etti” dedi.
Ancak Kalın’a göre Danıştay’ın bu sürece müdahalesi, yargı organları arasındaki çelişkili uygulamaların bir göstergesi oldu. Danıştay’ın verdiği keşif kararıyla, hukuki sürecin esasından uzaklaşıldığını savunan Kalın, "Danıştay, Anayasa Mahkemesi kararına uymayarak Rize İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu. Bozma gerekçesi de tamamen konuyla ilgisiz. Teleferik hattının taşıma kapasitesinin yeterli olup olmadığının değerlendirilmesini istiyorlar. Oysa bizim davamızın böyle bir teknik detayla ilgisi yok. Biz burada maden faaliyetlerinin yaşam alanlarımızı nasıl tehdit ettiğine odaklandık. Heyelan riski, su kaynaklarının kirlenmesi, ormanların yok olması gibi ciddi çevresel tehditler söz konusu. Bir madenin ne kadar rezerv taşıyabileceği, bizim davamızın konusu değil. Tam aksine, biz rezervin taşınmasını değil, taşınmamasını istiyoruz" diye konuştu.
Keşif sırasında bu itirazlarını mahkeme heyeti ve bilirkişilere de ilettiklerini belirten Kalın, "Ne kadar anladılar bilmiyoruz ama davanın sonucunda hep birlikte göreceğiz. Rize İdare Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda daha önce iptal kararı vermiş bir mahkemedir. Bugün yapılan keşif sonrası bu kararını değiştirmesi hukuken de, vicdanen de kabul edilemez. Biz yeniden bir iptal kararı verilmesini bekliyoruz" ifadelerini kullandı.