Eğitim-İş alanında uzman birçok akademisyenin ve davetlinin katılımıyla laik, bilimsel, demokratik eğitimin önemi, eğitimin ve eğitim çalışanlarının sorunları ve çözüm önerilerinin konuşulduğu Cumhuriyetin 2. Yüzyılı Eğitim Kongresi’ni Ankara’da gerçekleştirdi.

102 yıl önce, “milli eğitim bağımsızlık savaşı kadar önemlidir” düşüncesiyle toplanan 1. Maarif Kongresi’nden hareketle düzenlenen “Cumhuriyetin 2. Yüzyılı Eğitim Kongresi”, Anıtkabir ziyaretiyle başladı.

“EĞİTİM BİR ÜLKENİN KALKINMASI VE İLERLEMESİ İÇİN EN TEMEL UNSURLARDANDIR”

Kongreye sonrası Eğitim-İş Artvin Şube Başkanı Filiz Yılmaz, AKP'nin eğitimdeki hamlelerini değerlendirerek şu konuşmayı yaptı:

“Laik, bilimsel, demokratik, kamusal ve parasız eğitimin önemini, Başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk’ten emanet Cumhuriyet’in eğitim felsefesini, sorunları ve önerileri konuştuk.

Eğitim, bir ülkenin kalkınması ve ilerlemesi için en temel unsurlardan biridir. Eğitimli bir toplum, daha üretken, daha yaratıcı ve daha refah içindedir.

Tam da bu nedenle Türkiye’deki çağdaş eğitime duyulan ihtiyaç daha milli mücadele yıllarında hissedilmişti. Bir taraftan Milli Mücadele sürerken diğer taraftan da Türk ulusunu muasır medeniyetler seviyesine çıkaracak olan eğitim konusunda ne gibi adımlar atılacağı tartışılıyordu.

Kurtuluş Savaşı’nın en zor günlerinde, bu topraklar henüz işgal altında iken Ankara’da 16-21 Temmuz 1921 tarihlerinde yapılan Birinci Maarif Kongresi Türk eğitim tarihinde iz bırakan önemli bir eğitim atağıdır.

Başkomutan ve TBMM Başkanı Mustafa Kemal Paşa, savaşın zorlu koşullarına rağmen kongreye katılmış ve öğretmenlere “Geleceğimizin kurtuluşunun saygıdeğer liderleri olan Türkiye kadın ve erkek öğretmenleri, göreviniz çok önemli ve hayatidir” diye seslenerek ülkenin geleceği açısından eğitimin ve öğretmenin önemini çarpıcı bir dille vurgulamıştır.

Toplantıya kadın öğretmenlerin katılmasını eleştirenler olması üzerine ise “Ne yapmışsınız siz? Toplantıya kadın öğretmenleri de çağırmışsınız, onları ne diye erkeklerden ayrı oturttunuz? Utanmıyor musunuz? Ayıptır. Kendinize mi güveniniz yok, yoksa bu hanımların iffetine mi? Bir daha kadınların erkeklerden ayrı tutulduğunu duymayayım” diyerek henüz Cumhuriyet kurulmadan önce, Cumhuriyetin kadın-erkek eşitliği temelinde yükseleceğinin ve karma eğitimin uygulanacağının net mesajını vermiştir.

Yetiştirilmek istenen aydın tipi, Mustafa Kemal Atatürk’ün öncülüğünü yaptığı Ulusal Kurtuluş Savaşı’nın kazanılmasıyla kurulan Cumhuriyeti sonsuza dek yaşatmalıydı. Yapılacak büyük bir eğitim seferberliğiyle kendi kendini ayakta tutacak kuşaklar yetiştirilmeliydi.

Eğitim İş mücadeleyi sürdürmede kararlıdır-1

Atatürk’e göre millî eğitim, bağımsızlık savaşı kadar önemlidir. O, bunu Yunanlıların Kütahya-Eskişehir üzerinden Ankara’ya doğru saldırıya geçtikleri günlerde ispat etmiştir. 1. Maarif Kongresiyle birlikte Ankara’da, millî eğitim-öğretim seferberliğini de başlatmıştır.

Bu hareketiyle hem eğitim-öğretime verdiği önemi göstermiş, hem de iç ve dış kamuoyuna Kurtuluş Savaşı’nın başarıya ulaşacağına emin olduğunu göstermiştir. Bu dünya tarihinde hiçbir ülkenin yapmadığı, hiçbir devlet adamının düşünmeye cesaret edemediği bir harekettir.

Cumhuriyet’in devraldığı skolastik ağırlıklı eğitim mirası, yapılan devrimlerle ilk on yılda, bilim ve akla dayalı çağdaş eğitim ekseninde şekillenmiştir. 1946 sonrasında başlayan ve sonrasında giderek artan olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye, Cumhuriyetin en önemli kazanımlarından olan çağdaş eğitim ve laik yaşam tarzıyla bulunduğu coğrafyada yıldızı parlayan bir ülke konumunu sürdürmüştür.

Türkiye 2000’li yılların başlarından itibaren yeni bir kavşağa sürüklenmiş, son 21 yılda izlenen politikalarla; ekonomiden dış politikaya, Cumhuriyet değerlerinden ulusal bilince kadar büyük kayıplar verilmiştir. Şüphesiz bu sürede en büyük hasar eğitim alanında yaşanmış, niteliğin dibe vurmasının ötesinde, Cumhuriyet eğitimini laik ve bilimsel ekseninden uzaklaştırmak isteyenler maalesef büyük mesafe almıştır.

Emperyalistlere ders, mazlum halklara ilham olacak bir mücadeleyle kurulan Cumhuriyetimizin 2.yüzyılına girmesinin gururuna, birçok alanda neredeyse kurulduğu günden bile geriye itilmesinin burukluğu tesir etmektedir.

“CUMHURİYETİMİZ, ATATÜRK’ÜN TARİF ETTİĞİ MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİNDEN UZAKLAŞTIRILMIŞTIR”

Parçalanmış, emperyalistlerin akbabalar gibi başına üşüştüğü bir padişahlıktan; dünyanın “hasta adam” diyerek ellerini ovuşturduğu bir enkazdan; büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyetimiz, 100 yaşını geride bırakmışsa da Atatürk’ün tarif ettiği muasır medeniyetler seviyesinden giderek uzaklaştırılmıştır.

Bugün geldiğimiz noktayı sorgulamadan 2.yüzyılımıza girişimizi kutlamak, Atatürk’ün bize öğrettiği akılcı yöntemi ele almamak anlamına gelecektir.

Güzel havayı fırsat bilen vatandaşlar soluğu piknikte aldı Güzel havayı fırsat bilen vatandaşlar soluğu piknikte aldı

itime ilişkin kongrede belirlenen tespitler, eğitimde örgütlü bir kuşatma ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Bu örgütlü kuşatma ancak örgütlü, demokratik bir mücadele ile kırılabilir. Büyük Atatürk’ün yeni kuşakları emanet ettiği öğretmen ve tüm eğitim emekçilerinin sendikası olan Eğitim İş, tüm mensuplarıyla bu mücadeleyi sürdürmede kararlıdır.”

Ali Eray ÇELİK

Editör: ALİ ERAY ÇELİK