Temmuz ayında yapılan maaş artışıyla birlikte emeklilerin gelirinde belli bir artış sağlandı. Ancak Türkiye’nin dört bir yanında olduğu gibi Artvin’de de emekliler, zamlı maaşlarının yaşam koşullarına yetmediğini dile getiriyor. Pazar torbaları boş, yüzlerde umutsuzluk var. Artvin Belediyesi önünde kurulan halk pazarında mikrofon uzattığımız birçok emekli, aynı cümleyi kuruyor: “Zam geldi ama yetmiyor.”
Köklü bir geçmişi olan Artvin’in sokaklarında, yaşanmışlıklarla dolu hayatlara sahip emekliler, bugün geçim derdiyle mücadele ediyor. Yıllarını kamuda, fabrikalarda, atölyelerde ya da tarlalarda geçiren yurttaşlar; artık emekliliğin bir dinlenme dönemi değil, ay sonunu getirme telaşıyla geçirilen bir dönem olduğunu söylüyor.
Emekli Dursun Ali, maaşına yapılan zammın kendisine bir rahatlık sağlamadığını açıkça dile getirerek şu ifadeleri kullandı:
“Emekli maaşım arttı ama yetmiyor. Maaşım 17 bin lira oldu ama yeterli değil. Emekli maaşı en az 30 bin lira olması gerekiyor. Bugün Artvin’de pazar var, alışverişe gittiğimizde aldığımız maaşı oraya bırakıyoruz. Ne alacağımızı şaşırdık. Eskiden çuvalla aldığımız şeyleri artık gramla alıyoruz. Ay sonunu nasıl getireceğimizi düşünmekten dışarı çıkasımız gelmiyor.”
Pazarda alışveriş yapan bir diğer emekli, Nihat Usta ise zammın hayat pahalılığı karşısında hiçbir anlam ifade etmediğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Bize verilen emekli maaşı ancak çay parası ediyor. Verilen zam ancak çay parası. 17 bin lira nasıl yetsin, yeter mi? Emekli maaşı en az 50 bin lira olmalı. Emekli pazara gittiğinde eskiden kilo kilo doldururdu torbasını, şimdi tane tane alıp gidiyor. Birer tane, üçer tane... Patlıcanın tanesini sayıyoruz. Emekliler açıklıktan ölecek zaten. Kimse emeklileri istemiyor artık, toplumda bir yük gibi görülüyoruz.”
Maaşına yapılan artışın ilk haftasında tamamının pazarda harcandığını anlatan bazı emekliler ise artık temel ihtiyaçlarından kısmak zorunda kaldıklarını söylüyor. Artvin gibi küçük ve kırsal ağırlıklı bir şehirde bile geçinmekte zorlanan emekliler, büyükşehirlerdeki emeklilerin halini tahayyül bile edemediklerini ifade ediyor.
Artvin halk pazarında tezgâh açan pazarcılar da emeklilerin yaşadığı sıkıntının farkında. Uzun yıllardır pazarcılık yapan bir Hülya Dokur, “Eskiden tezgâhın önünde sıra olurdu. Şimdi insanlar geçerken başlarını çeviriyor. Bir emekli geliyor, domatesin fiyatını soruyor, sonra sessizce uzaklaşıyor” diyor. Pazarcılar da satışların düşmesinden, vatandaşın alım gücünün her geçen gün zayıflamasından yakınıyor.
Artvin’deki bu tablo, aslında Türkiye genelinde milyonlarca emeklinin yaşadığı geçim sıkıntısının küçük bir yansıması. Yıllarca çalıştıktan sonra rahat bir yaşam sürmeyi hayal eden emekliler, şimdi pazar tezgâhlarının önünde fiyat etiketlerine mahzun gözlerle bakan birer figür haline gelmiş durumda. Devletten beklentileri ise oldukça net: Enflasyonla doğru orantılı, insan onuruna yaraşır bir yaşam sağlayacak düzeyde emekli maaşı.