Eylem boyunca “Kavgamızın bayrağı halkın hakları”, “Saraya kul sermayeye köle olmayacağız”, “Saraya değil emekçiye bütçe”, “Gün gelecek devran dönecek AKP halka hesap verecek”, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Parasız eğitim parasız sağlık”, “Reşit Kibar ölümsüzdür”, “Maden yasası geri çekilsin” sloganları atıldı.
Basın açıklamasını Halkevleri adına Canan Topaloğlu okudu. Topaloğlu, ülkenin ağır bir yoksulluk, adaletsizlik ve hak gaspları döneminden geçtiğini belirterek; demokrasi, özgürlük ve yaşam hakkının baskı altına alındığını, emekçilerin, gençlerin ve kadınların güvencesizliğe sürüklendiğini vurguladı.
“Halk kavgasının bayrağını kaldırıyoruz”
Topaloğlu, “Türkiye, hak ve özgürlüklerin baskı altına alındığı, toplumsal haklarımızın piyasaya teslim edildiği, emekçilerin, kadınların, çocukların yaşam hakkının güvencede olmadığı büyük bir karanlığın içinden geçiyor. Tam da böyle bir dönemde Meclis'te 2026 Bütçesi tartışılıyor. O bütçe yalnızca rakamlardan ibaret değil; nasıl bir ülkede yaşayacağımıza karar verecek siyasal bir tercihtir! Eğer işçiler her gün iş cinayetlerinde toprağa düşüyorsa, alım gücümüz eriyor, ücretler açlık sınırında tutuluyor, kadın cinayetleri durdurulamıyorsa eğer eğitimde, sağlıkta her gün bir skandal patlıyorsa bunun tek bir nedeni vardır: Bu ülkenin iktidarı sermayenin çıkarını halkın yaşamının önüne koyuyor! İşte biz buna "YETER!" demek zorunda olduğumuzu tekrar ve tekrar vurguluyoruz! Çalışırken ölmek istemiyoruz! parfüm fabrikasında çıkan yangında üçü çocuk yedi işçimiz hayatını kaybetti. Neden? Çünkü denetim yoktu! Çünkü yangın çıkışı yoktu! Çünkü ucuz işçilik, ihmal, sorumsuzluk vardı! Çünkü işçinin canı maliyet hesabına. Sermayedarlara, yerli işbirlikçilerine ve onların çıkarlarını korumak için halkın tüm haklarına saldıran saray iktidarına sesleniyoruz! Yeter artık! Biz diyoruz ki: Sağlık haktır, satılamaz! 2026 bütçesinde sağlığa daha çok pay ayrılsın! Özel hastaneler kamulaştırılsın! Herkes nitelikli, parasız sağlık hizmetine kavuşsun!Eğitimde eşitsizlik derinleşiyor! Okullar temiz değil, hijyen yok, bütçe yok Çocuklarımız bir öğün yemeğe muhtaç bırakılıyor! MESEM adı altında çocuklar eğitim hakkından koparılıp ucuz işgücü haline getiriliyor, çalıştırılıyor, yaralanıyor, ölüyor! Buradan haykırıyoruz: Çocukların yeri okuludur, fabrika değil! Okullarda parasız bir öğün programı hemen hayata geçirilsin! Eğitim parasız, bilimsel, laik ve kamusal bir hak olsun!
Uyuşturucu kullanımı ve satışı her gün daha korutucu boyutlara ulaşıyor! Gerekli güvenlik önlemleri alınsın, Çocuklarımız ve geçlerimizin kendini ifade edeceği, spor, sanat ve kültür faaliyetleri tüm kamu okullar hayata geçirilsin! Maden sahaları ve ruhsatları iptal edilsin! Derlerimiz özgür aksın! Çocuklarımızın geleceği, susuzluğa, kuraklığa, açlığa mahkum edilemez! Su hayattır, meta değildir! Su havzalarını yok eden her proje durdurulmalıdır! 2025'in "Aile Yılı" ilan edilmesi, kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesine karşı yeni bir saldırıdır! Kadınları eve kapatmaya çalışanlara, erkek egemen politikalara, cezasızlığa, şiddete karşı biz buradayız!2026 bütçesi kadınları güçlendirmeli! Kreşler, bakım hizmetleri, sığınma evleri artırılmalı! Kadınlar için güvenli istihdam sağlanmalı! Emeklilikte yoksulluğa mahkûm edilmek istemiyoruz! 15.000 TL emekli maaşıyla yaşamak mümkün mü? Emekliler pazardan pazara dolaşıyor, doğalgaz yakamıyor, ilacına erişemiyor! EYT sorunları çözülmedi, aylık bağlama oranları adaletsiz,
Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi yeni bir yük!
Biz diyoruz ki: Emeklilik haktır, sadaka değil!Yıllarca emek veren herkes onurlu bir yaşam sürmelidir! Bir kez daha söylüyoruz Bugün halkın yaşadığı tüm sorunlar bizim mücadelemizin nedenidir! Maden saldırılarından suya, gıdaya, Barınmadan eğitime, sağlığa Uyuşturucu tacirlerinin eline mahkum edilen geçliğin ve Hergün öldürülen kadınların, güvenceli yaşam hakkına kadar tüm haklarımız için mücadele edeceğiz!
Bu halkın öğretmenleri, eğitimcileri var!Fabrikasını çalıştıracak işçisi, toprağını sürecek köylüsü, geleceğine sahip çıkacak gençliği var! Yeniden insanca yaşayabileceğimiz bir ülkeyi inşa edecek gücümüz var! Bu nedenle buradan sesleniyoruz: 30 Kasım'da Ankara'da buluşuyoruz! Saray'a Karşı Halkın Manifestosu'nu açıklıyoruz! Köylerde, mahallelerde, işyerlerinde, okullarda, kırlarda, kentlerde; Yaşamın olduğu her yerde; Mücadeleyi büyütüyoruz! Gelin, bu mücadeleyi hep birlikte büyütelim! Gelin, bu ülkenin eşit, özgür, kardeşçe yaşayacağı günleri hep birlikte inşa edelim!”