Karaciğer yağlanması belirtilerini, risk faktörlerini, tedavisinin nasıl yapılabileceğini ve tavsiyelerini aktaran Tekin, vücudun en büyük iç organı olan karaciğerin; besinlerin yapı taşlarına ayrılması, depolanması ve zararlı atıkların vücuttan uzaklaştırılması ve kısa deyimle vücudun laboratauvarı olduğunu kaydetti.

Tekin,  “Sağlıklı insanlarda karaciğerde az miktarda yağ bulunması normaldir ve bu düzey korunduğu sürece bireylerde herhangi bir olumsuzluk ortaya çıkmaz. Fakat sağlıksız beslenme, yetersiz fiziksel aktivite ve kötü alışkanlıklar nedeniyle bu yağ miktarının aşırılaşması sonucunda karaciğer yağlanması oluşur. Türkiye'de her 4 bireyden birinde karaciğer yağlanması görülmekle ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken bir sorundur.” dedi.

“Karaciğer yağlanması belirtileri nelerdir?”

Karaciğer yağlanması belirtileri hakkında bilgi veren Tekin, “Karaciğer yağlanması özellikle erken evrelerinde ise kendine has bir belirtiye sahip değildir. Fakat hastalık ilerledikçe ve yağlanma düzeyi arttıkça bazı hastalar karnın sağ üst kısmında basınç ve doluluk hissetmeye başlar.

Uzmanlara Göre, Kronik Hastalıkların Görülme Oranı Kuşaklar Boyunca Arttı Uzmanlara Göre, Kronik Hastalıkların Görülme Oranı Kuşaklar Boyunca Arttı

Yaygın görülen karaciğer yağlanması belirtileri şunlardır: Halsizlik ve enerji düşüklüğü, göğüs ve karın bölgesinde ağrı, çabuk yorulma, iştahsızlık, mide bulantısı ve kusma, sarılık.

Kaşıntı, buna bağlı olarak gelişen kızarıklık ve pullanmalar karaciğer yağlanmasının ciltteki bazı belirtileridir. Bu nedenle bu gibi sorunlar yaşayan bireyler bir karaciğer hastalığına sahip olabileceklerini göz önünde bulundurarak gerekli kontrol ve tetkikleri yaptırmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Bunlar haricinde karaciğer yağlanması oluşumunda risk faktörlerini şöyle ifade etti:

“Obezite, alkol ve sigara kullanımı, hızlı kilo alıp verme, sürekli kullanılan bazı ilaçlar, hareketsiz yaşam, düzensiz yaşam tarzı, yüksek kolesterol, insülin direnci ve diyabet hastalığı, toksin içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi, gebelik.”

“Düzenli olarak egzersiz”

Karaciğer yağlanmasının tedavisinin nasıl yapılacağı hakkında şöyle konuştu:

“Basit karaciğer yağlanması olduğu düşünülen hastalarda tanı veya ön tanı koyulduktan sonra ideal kilosunun üzerinde ya da obezite seviyesinde olan hastalar öncelikli olarak bir diyetisyene yönlendirilerek diyete başlaması, düzenli olarak egzersiz yapması sağlanmalıdır.

Birinci evre yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi daha kolay iken fibrozis ve siroz gelişmiş karaciğerde yağlanmanın geri dönüştürülebilmesi çok uzun yıllar gerektirebilmektedir. Bu hastalarda hekim tarafından önerilecek olan tedavi planına ek olarak düzenli egzersiz, diyet ve kan şekeri kontrolüne yaşam boyunca özen gösterilmelidir. Ayrıca evresi ne olursa olsun karaciğer yağlanması hastaları sigara ve alkol kullanımından tamamen kaçınmalıdır.”

Karaciğerin yenilenme özelliği olduğunu belirten Tekin,  bu yenilenmeyi gerçekleştirebilmek için beslenmede de bazı değişiklikler yapılması gerektiğini aktardı.

“Enginar ve kereviz”

Tekin, “Karaciğerin yükünü azaltmak için doğal besinler tercih edilmeli, mümkün olduğunca katkı maddelerinden uzak durulmalı. Sebze ve meyve gibi lifli besinlerin tüketimi arttırılmalı, günde en az 5 porsiyon sebze ve meyve tüketilmeli. Özellikle enginar ve kereviz gibi karaciğer dostu besinlere beslenmede yer verilmeli. Enginarın en büyük özelliği karaciğeri temizlemesinin yanı sıra safranın kolay akışını sağlamasıdır. Ceviz, fındık gibi yağlı tohumlar E vitamini de dahil olmak üzere içerdiği antioksidan bileşenler ile günlük beslenme planınızda bulunması gereken besinlerden. Brüksel lahanası, brokoli gibi turpgillerden sebzeler, yüksek lif içeriği ve kendine özgü tatları ile bilinirler. Bu sebzeler ayrıca içerdikleri faydalı bileşenler ile de sağlığınıza olumlu yönde katkıda bulunurlar. Yapılan çalışmalar turpgillerin karaciğerinizdeki doğal detoksifikasyon enzimlerini arttırmaya, karaciğeri hasardan korumaya ve enzim seviyelerini iyileştirmeye yardımcı olabileceğini belirtiyor. Omega-3 kullanın, Omega-3 denince akla genelde kalp sağlığı ile güçlü hafıza gelir ancak depresyon tedavisinden diyabete, hatta karaciğer sağlığına kadar pek çok olumlu etkiye sahiptir.

Yapılan araştırmalara göre, kafein, karaciğer yağlanmasına iyi geliyor. Araştırmada her gün kahve içenlerde içmeyenlere oranla daha az yağlı karaciğer hastalığı görüldüğü ortaya çıkmış. Zaten günde bir fincan kahve zevkiniz varsa bu avantajınız.” şeklinde konuştu.

Ayşe ÖZDER

Editör: AYŞE ÖZDER