SAĞLIK

Travma Sonrası Stres Bozukluğu Nedir?

Travma sonrası stres bozukluğu kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, çoğu kez olağan dışı ve beklenmedik bir şekilde gerçekleşen olayların tetiklediği bir ruhsal travma durumudur.

Abone Ol

Kişinin gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidini, ağır bir yaralanma ya da yaralanma tehdidini, gerçek bir cinsel saldırı ya da cinsel saldırı tehdidini; bizzat kendisinin yaşaması, başkalarının böyle bir olayı yaşamasına tanık olması, olayın bir yakınının başına geldiğini öğrenmesi veya olayın rahatsız edici detaylarına işi gereği tekrarlayan bir şekilde ve aşırı derecede maruz kalması kişide travma sonrası stres bozukluğuna sebep olabilir.

Cinayete tanık olma, trafik kazasında birinin yaralandığına tanık olma, cinsel tecavüz, çocuğunun öldürüldüğünü duyma, işkence, trafik kazası travmatik deneyimlere örnek olarak verilebileceğini Psikolog Tunas Merttük, travma sonrası stres bozukluğu belirtilerine bakıldığında karşılarına dört ana belirti grubu çıktığını söyledi.

Psikolog Mettürk çıkan ana belirti grubu anlatarak;

“1-Zorla yaşantılama belirtileri: kişi istemediği halde olayı hatırlayabilir. Olayın yaşattığı duyguları tekrar yaşayabilir. Olay kişinin gözünde canlanabilir. Kişi olayın içeriği ya da yaşattığı duygularla bağlantılı tekrarlayıcı, sıkıntı veren rüyalar görebilir. Örneğin: takip edildiklerini görebilirler. Bu rüyalar sebebiyle de kişi uyumaktan kaçabilir ve genellikle gündüz vakitlerinde uyumayı tercih ederler. Travmatik olayı sanki yeniden oluyormuş gibi deneyimleyebilirler. Kişi burada içinde bulunduğu anın gerçekliğinden tamamen kopar ve olayın gerçekleştiği ana gider. O anı tekrar yaşar ve o anki tepkileri verebilir. Örneğin: bağırabilir, yardım isteyebilir, enkaz altındaki pozisyonunu alabilir, siper alabilir. Travmatik olayı hatırlatan uyaranlarla karşılaşınca yoğun psikolojik sıkıntı duyabilir ya da fizyolojik belirtiler gösterebilir. Psikolojik sıkıntıya örnek olarak yoğun kaygı, korku, dehşet duyguları verilebilir. Baş ağrısı, titreme, terleme de fizyolojik belirtiler olarak karşımıza çıkabilir.

2-Kaçınma belirtileri: travmayı hatırlatan dış uyaranlar (kişiler, yerler, konuşmalar, etkinlikler, nesneler ya da durumlar) kişide yoğun sıkıntı yarattığı için kişi kaçınma davranışları sergilemeye başlayabilir. Amaç o sıkıntı hissini yaşamaktan kaçmaktır. Bu yüzden bu hisse sebep olabileceğini düşündükleri ortamlardan/durumlardan uzaklaşmaya çalışırlar. Örneğin, akşam saatlerinde dışarı çıkmamak, erkeklerle iletişimi kesmek, evden çıkmamak.

3-Düşünce ve duygularda olumsuz değişim: travmanın önemli bir yönü hatırlanmayabilir. Kişi kendisine, başkalarına, dünyaya yönelik ısrarcı ve aşırı olumsuz inanç ve beklentiler geliştirebilir. Örneğin, ben kötü biriyim, kimseye güven olmaz, dünya tamamen kötü bir yer, mahvoldum. Olayın sebebi ve sonuçlarıyla ilgili kişi kendisini ya da başkalarını ısrarcı ve çarpık bir şekilde suçlayabilir. Örneğin, tek başıma olmasaydım bu başıma gelmezdi hepsi benim suçum, bakımlı ve güzel giyinmeseydim bunu yaşamazdım. Kişi sürekli olumsuz duygulanım içerisinde olabilir. Etkinliklere karşı ilgi ve katılım azalabilir. Kişi, insanlardan uzaklaşabilir ve yabancılaştığını hissedebilir. Kişi, olumlu duyguları hissetmede zorlanabilir.

4-Uyarılmışlık ve tepkisellikte değişim: kişide öfke patlamaları görülebilir. Bu öfke patlamaları kişinin sözel ya da fiziksel saldırganlık göstermesine sebep olabilir. Bu saldırganlık kişinin kendisine veya başkasına yönelik olabilir. Pervasız davranışlar görülebilir. Örneğin, alkol kullanımı, aşırı hızlı araba kullanma. Kişi olumsuz duygularından kaçabilmek için kendine zarar verebilir. Kendine zarar verdiğinde odak fiziksel acıya yöneleceği için kişi travmatik olayın hatırlattıklarından kopuyor. Kişi aşırı tetikte olabilir. Yani sürekli arkasını kontrol edebilir, sürekli avizeyi kontrol edebilir. Kişi aşırı irkilme tepkisi gösterebilir. Uyku problemleri yaşayabilir. Buna bağlı olarak konsantrasyon sorunları yaşayabilir” diye sıraladı.

Yaşadığınız olaylar siz istemeseniz de aklınıza geliyor mu? Gece yattığınızda hemen uykuya dalmakta problem yaşıyor musunuz? Uykuda bölünmeler yaşıyor musunuz? Uyuduğunuzda kötü rüyalar görüyor musunuz? Size yaşadığınız olayı hatırlatan nesneler, durumlar, etkinlikler var mı? Belli durumlara girdiğinizde sanki benzer bir olay başınıza gelebilir korkusu duyuyor musunuz? Size yaşadıklarınızı hatırlatan şeylerden ya da aynı olayı tekrar yaşayabileceğinizi hissettiğiniz durumlardan kaçınıyor musunuz? Kendinizi tetikte hissediyor musunuz? Ani ses ve hareketlerde irkiliyor musunuz?

Bir insanın bu sorulara cevapları evet ise profesyonel destek alınması gerektiğini belirten Psikolog Merttürk, “Travma sonrası stres bozukluğu kişinin işlevselliğini büyük oranda yitirmesine sebep olan bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlığın sebep olduğu belirtiler dışında depresyon, kaygı bozukluğu, panik bozukluk, obsesif kompulsif bozukluk gibi psikopatolojilere de sebep olduğu bilinmektedir. Olay aynı olay olsa da herkesin bu olayı işlemlemesi aynı olmayabilir. Bu sebeple aynı olayı deneyimlediğiniz yakınınızdan farklı belirtiler gösteriyor olabilirsiniz. Belirtilerinizi küçümsemeksizin ve geçiştirmeden profesyonel destek almanız önem teşkil ediyor. Doğru baş etme yöntemleri edinebilmek adına psikoterapiye başlamanız gerekmektedir” dedi.

Ali Eray ÇELİK