SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Yusuf Aslan Yenigül, AYM kararına rağmen onaylanan yeni ÇED raporuna karşı Artvin halkını, 8 Ağustos’ta itiraz dilekçeleriyle birlikte Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önüne çağırdı.

Artvin’de 30 yılı aşkın süredir süren Cerattepe mücadelesi, yeni bir hukuksuzluk dalgasına karşı yeniden ayağa kalkıyor. Yeşil Artvin Derneği, Anayasa Mahkemesi’nin 2024 yılı Mayıs ayında verdiği “hak ihlali” kararına rağmen jet hızında onaylanan yeni ÇED raporuna karşı herkesi itiraza çağırdı. SOL Parti Artvin İl Örgütü, Yeşil Artvin Derneği’ne destek vermek amacıyla açıklamalarda bulundu.

Artvin Motofest Kortejle Başladı
Artvin Motofest Kortejle Başladı
İçeriği Görüntüle

Dernek tarafından yapılan açıklamada, 8 Ağustos Cuma günü saat 10.00’da Artvin Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü önünde bir araya gelineceği ve hazırlanan itiraz dilekçelerinin birlikte teslim edileceği duyuruldu.

SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Yusuf Aslan Yenigül, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

“Tek adam rejimi; halka karşı bir avuç yağmacının ve talancının çıkarlarının savunucusudur.

Yağmacıların, talancıların, işgalcilerin tek adam rejimine son!

AKP, doğanın sınırsız sömürüsünün önündeki her tür engeli kaldırmak üzere yeni bir torba yasayı geçirdi. Sermayenin isteği Saray için emir sayıldı ve madencilik ile enerji sektörünün bütün talepleri devlet güvencesiyle yasalaştı. Bu yasayla, doğa artık sadece bir yatırım aracı olarak görülüyor. Şirketlerin önünü açmak adına yaşam alanlarımız göz göre göre yok ediliyor.

Maden ve enerji şirketlerine sınırsız ayrıcalıklar tanınarak, halkın katılımını ve yargı denetimini sağlayan ÇED süreçleri ya tamamen askıya alınıyor ya da göstermelik hale getiriliyor. ÇED süreçlerinin yok sayılması, devletin şirketlerin resmi vekili gibi çalışması, kamu kurumlarının ise sadece onay ve tasdik makamına dönüştürülmesi, kamu yararı kavramının içini boşaltıyor.

Yeni yasa ile oluşturulan “süper yetkili saray kurulu”, stratejik maden bahanesiyle ülkenin dört bir yanında kapalı kapılar arkasında doğa talanı projelerini onaylayacak. Bu düzenlemeyle birlikte, anayasa ve uluslararası sözleşmeler de fiilen askıya alınmış olacak.

Torba yasa tasarısı, sadece Cerattepe’yi değil, zeytinlikleri, ormanları, su havzalarını ve tarım alanlarını da sermayeye teslim ediyor. Ormanlar iki yıl süreyle bedelsiz şekilde madencilere tahsis edilebilecek, zeytinlikler yerinden “taşınarak” ya da sökülerek şirketlere peşkeş çekilecek. Akbelen’deki zeytinlikler, termik santrallere kömür sağlamak uğruna kamulaştırılacak. Bu, açıkça doğaya ve yaşamımıza yönelik bir saldırıdır.

Acele kamulaştırma kararlarıyla halkın mülkü olan mera alanları, RES, GES ve HES projeleri için amacı dışında kullanılabilecek. Bilimsellikten uzak, tamamen ranta dayalı bu düzenlemelere karşı sessiz kalamayız.

ÇED süreçleri şeffaf olmalı, halkın katılımı ve ekolojik hassasiyetler güvence altına alınmalıdır. Yaşam alanlarımızı birkaç şirketin kar hırsına feda ettirmeyeceğiz. Bilimsellikten uzak, halkın taleplerini yok sayan bu yıkım projelerine karşı birleşik halk muhalefetini büyütmeli ve mücadeleyi her alanda sürdürmeliyiz.

Yaşam alanlarımızı korumak, geleceğimizi savunmaktır. Bu toprakların, bu ormanların, bu derelerin sahibi biziz. Cerattepe, sadece bir dağ değil; bir halkın onurudur, nefesidir, geleceğidir. Bu yüzden bir kez daha buradayız. Cerattepe için, doğamız için, yaşam hakkımız için mücadeleye devam edeceğiz.

Tek adamın iki dudağı arasından çıkan projelere karşı birleşik halk muhalefetini yükselterek bu yıkım projelerine izin vermeyeceğiz.”

Muhabir: Ali Eray ÇELİK