Zafer Partisi Genel Başkan Yardımcısı Esmaül Hüsna Aslan, Artvin Cankurtaran’da doğa ve yaşam alanlarını savunurken katledilen çevre savunucusu Reşit Kibar’ın ölümüne ilişkin davayı takip etti. Artvin Adliyesi’nde görülen davanın üçüncü duruşmasında biri tutuklu iki sanığın yargılaması sürerken, Aslan adliye önünde yaptığı açıklamada, doğa talanına karşı verdikleri mücadelenin kararlılıkla devam edeceğini vurguladı. “Biz dağlarımızın, ormanlarımızın, su kaynaklarımızın hoyratça yok edilmesine sessiz kalmayacağız. Reşit Kibar için adalet, hemen şimdi” diyen Aslan, Kibar’ın sadece kendi köyü için değil, bütün bir ülke için simge haline gelen bir mücadele yürüttüğünü belirtti.
Aslan, Reşit Kibar’ın yaşamını köyüne, suyuna, doğasına sahip çıkmak için verdiğini, bu nedenle hedef alınarak katledildiğini söyledi. Açıklamasında yalnızca tetikçinin değil, azmettiricilerin de yargılanması gerektiğini vurgulayan Aslan, “Bölgeye kan bulaştıktan sonra projeden çekilen Yapı-Soy şirketinin sahibine ise hesap sorulmadı. Şirketin sahibi Yunus Merttürk’ün, geçmişte ruhsatsız beton santrali işlettiği ve Kocaeli’deki taş ocağı için arazi bedeli ödemediği de ortaya çıkmıştı. Merttürk’ün Kocaeli’deki taş ocağında 12 Aralık 2022’de Adil Altınkaya isimli bir işçinin ölmesinden sonra işletmenin mühürlendiğini biliyoruz” dedi.
Bir şirketin defalarca hukuksuzluk yaptığı halde yaptırımlardan sıyrılabildiğine dikkat çeken Aslan, bu durumun Artvin’deki doğa talanına da zemin hazırladığını söyledi. “Bir şirket peydah oluyor, ülkemin doğasına gözünü dikiyor. Kural bilmiyor, hukuk tanımıyor. Himayesinde bulunan taş ocağında işçimiz ölüyor. Taş ocağı mühürleniyor. Ancak şirket durur mu? Durmuyor. Gözünü bir de Artvin’e çeviriyor. İş makineleriyle ormanlık alana giriyor. Köylü isyan ediyor. İsyan eden köylünün üzerine ateş açılıyor ve Reşit Kibar kardeşimiz hayatını kaybediyor. Doğa için mücadele eden köylünün üzerine kim, neden ateş açsın? Gözü dönmüş bir rant hırsı, yandaş şirketlerin pervasızlığı, denetimsizlik ve cezasızlık... İşte Reşit Kibar'ın katilinin arkasındaki asıl güç budur” sözleriyle sürecin arkasındaki yapısal sorunlara işaret etti.
Aslan, yalnızca Artvin’de değil, Türkiye’nin birçok ilinde benzer bir talan düzeninin sürdüğünü de dile getirdi. “Bugün Gümüşhane’nin yüzde 93’ü, Kütahya’nın yüzde 92’si, Artvin’in yüzde 71’i madencilik ruhsatlarıyla kaplanmış durumda. Şehirlerimiz adeta bir maden sahasına çevrildi. Yalnız geçtiğimiz iki ayda 104 maden arama izni verildi. Utanmadan, sıkılmadan sermayeye ruhsat dağıtmaya devam ediyorlar” dedi. Bu tabloyu vahşi madenciliğin ulaştığı boyutun göstergesi olarak nitelendiren Aslan, Reşit Kibar’ın bu kirli düzene karşı mücadele ettiği için yaşamını yitirdiğini söyledi.
Aslan, adalet talebini yineleyerek, “Bizler Reşit Kibar’ın mücadelesini yaşatmak mecburiyetindeyiz. Onun kanını yerde bırakmamak için elimizden geleni yapacağız. Bu ülkenin dağlarının, ormanlarının, su kaynaklarının hoyratça yok edilmesine sessiz kalmayacağız” ifadelerini kullandı.
