Karadeniz’in yaklaşık 1400 kilometrelik kıyı şeridinde yürütülen araştırmada, Artvin Kopmuş Plajı’nda metrekare başına 2,124 adet, Üç Kardeş Plajı’nda ise 1,464 adet deniz çöpü tespit edilirken, plajların büyük kısmının kirli ve çok kirli düzeyde olduğu ortaya kondu. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden (KTÜ) Prof. Dr. Terzi ve ekibi tarafından yapılan kapsamlı çalışmada, Türkiye’nin Karadeniz kıyılarındaki deniz çöpü yoğunluğu ve türleri belirlendi. Araştırma, Avrupa Birliği Denizlerinde Deniz Çöplerinin İzlenmesi kılavuzuna göre gerçekleştirildi ve Bulgaristan sınırından Gürcistan sınırına kadar olan kıyı şeridinde toplam 37 istasyon incelendi.
Araştırmada, Artvin’in plajlarının yüksek çöp yoğunluğuna sahip olmasının, dere ağızlarına yakın konumlanmaları ve taşınımdan kaynaklanan etkenlerle doğrudan ilişkili olduğu belirtildi. Terzi, bazı istasyonlarda her adımda bir çöp görülebildiğini ve plajların yüzde 90’ının kirli veya çok kirli olduğunu ifade etti. Toplanan 29 bin 610 adet katı atık, materyal türlerine göre sınıflandırıldı; atıkların yüzde 88’i plastik, yaklaşık yüzde 3,5’i kağıt ve geri kalanı metallerden oluşuyordu. En sık rastlanan çöp türü sigara izmariti olurken, kırılmış plastik parçaları, gıda ambalajları, içme suyu şişeleri ve kapakları da önemli bir yer tuttu. Ayrıca insan sağlığı açısından risk oluşturan cam kırıkları, medikal atıklar, şırıngalar ve kesici metal parçalarına da rastlandığı vurgulandı.
Karadeniz’deki deniz çöpü sorununun yalnızca Türkiye’yi ilgilendirmediği, uluslararası boyut taşıdığına dikkat çeken Terzi, Karadeniz havzasındaki akıntı sistemlerinin atıkları farklı ülkelerden taşıyabildiğini ve sınır tanımayan bir sorun yarattığını belirtti. Bu durum, deniz çöpü ile mücadelede kaynakta önlemin önemini ortaya koyuyor. Terzi, “Düşünün, bir teknedesiniz, tekneniz su alıyor, siz kova ile o suyu boşaltmaya çalışıyorsunuz fakat teknenize giren su sizin attığınızdan daha fazla. Buradaki çabanız etkili olmayabiliyor. Öncelikle deniz çöplerini kaynağında önlemek gerekiyor, ardından temizlik çalışmaları yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
Araştırmada İstanbul Sarıyer’deki Kısırkaya Plajı en temiz plaj olarak belirlendi; metrekare başına 0,24 adet çöp tespit edilirken, Trabzon Laila Plajı 0,246 adetle ikinci sırada yer aldı. Kızılırmak Ağzı Doğusu, Bartın İnkumu Plajı ve Kastamonu Cide Sahili ise metrekare başına 0,318 ve 0,378 adetle orta yoğunlukta çöp bulunan plajlar arasında yer aldı. Artvin’in Kopmuş ve Üç Kardeş plajları ile Bartın Kapısuyu Plajı, Samsun Terme Plajı ve İstanbul Şile’deki Uzunkum Plajı ise metrekare başına 1,206 ila 2,124 adet deniz çöpü yoğunluğu ile bölgenin en sorunlu noktaları oldu.
Prof. Dr. Terzi, atıkların türleri ve kaynaklarına ilişkin olarak, tek kullanımlık plastiklerden kaynaklanan kırılmış parçalar, gıda ambalajları, içme suyu şişeleri ve kapaklarının yoğunlukta olduğunu, insan sağlığı açısından risk oluşturan cam kırıkları ve medikal atıklar gibi unsurların da göz ardı edilemeyeceğini belirtti. Terzi, araştırmanın amacının sadece kıyılardaki kirliliği ortaya koymak olmadığını, aynı zamanda çözüm önerilerini geliştirmek ve deniz çöplerini kaynakta önlemenin önemini vurgulamak olduğunu söyledi.
Araştırma, Karadeniz’in ekosistemi için büyük tehdit oluşturan deniz çöplerinin sadece kıyılarda değil, akıntılar ve nehirler aracılığıyla taşınarak uluslararası boyutta bir sorun yarattığını ortaya koydu. Karadeniz’in temizliği ve deniz canlılarının korunması için öncelikle plastik kullanımının azaltılması ve atık yönetiminin etkin hale getirilmesi gerektiği, ardından kıyı temizliği ve farkındalık çalışmalarıyla bu sorunun kontrol altına alınabileceği vurgulandı. Artvin’in plajlarındaki yüksek çöp yoğunluğu, Karadeniz’in genel kirlilik haritasında bölgeyi kritik bir noktaya taşıyor ve yetkilileri çözüm üretmeye çağırıyor.