SOL Parti Artvin İl Sözcüsü Yusuf Aslan Yenigül, yaptığı açıklamayla mevcut iktidarın Türkiye’yi sürüklediği çöküş tablosuna dikkat çekerek, halkı hakları ve özgürlükleri için birlikte mücadele etmeye çağırdı. Yenigül, “23 yıllık siyasal İslamcı iktidarın çürüttüğü bir ülkede yaşıyoruz” diyerek başladığı açıklamasında, ülkenin tüm temel kurumlarının sistemli bir biçimde çökertildiğini, halkın ise her geçen gün daha fazla yoksulluğa, güvencesizliğe ve umutsuzluğa mahkûm edildiğini vurguladı.
Cumhuriyetin yüzyıllık birikiminin tek tek tasfiye edildiğini ifade eden Yenigül, kentlerin ve doğanın rant uğruna talan edildiğini, sağlık ve eğitim gibi kamusal hizmetlerin ise tamamen özelleştirmeler yoluyla ticarileştirildiğini belirtti. Eğitim ve sağlık kurumlarının yandaş sermayeye peşkeş çekildiğini söyleyen Yenigül, kamu okulları ve hastanelerin ise laiklik karşıtı yapılar eliyle niteliksizleştirildiğini dile getirdi.
Dünyanın büyük bir bilimsel ve teknolojik dönüşüm yaşadığı bir çağda Türkiye’nin, imam hatipleşen eğitim politikaları ve içi boşaltılan üniversite sistemiyle geriye itildiğini belirten Yenigül, siyasal sistemin de tamamen otoriterleştiğini kaydetti.
"Parlamento etkisizleştirilmiş, kuvvetler ayrılığı ortadan kaldırılmış, demokrasi göstermelik hale gelmiştir" diyen SOL Parti sözcüsü, Türkiye’nin tek adam rejimiyle yönetildiğini söyledi.
Açıklamada, ekonomik krizin pençesindeki emekçiler, yoksulluğa terk edilmiş emekliler, geleceksiz bırakılan gençler ve erkek şiddetiyle yaşamını yitiren kadınların ülkenin her gününe damga vurduğu belirtildi. Yenigül, “Bu ülkede küçük bir azınlık dışında herkes mutsuz” diyerek sözlerini sürdürdü.
Doğal varlıkların sermayenin doymak bilmez iştahına kurban edildiğini ifade eden Yenigül, “Ormanlarımız, nehirlerimiz, denizlerimiz yok ediliyor; madenler yağmalanıyor” dedi. Sanatın ve kültürün yok edildiğini, toplumsal değerlerin paraya tutsak edildiğini ifade eden Yenigül, bu tabloyu Türkiye halkının hak etmediğini söyledi. “Çocuk cinayetlerinin, yoksulluk görüntülerinin utancını yaşamak istemiyoruz” dedi.
Yenigül, dış politikanın da yıkıcı bir çizgide ilerlediğine dikkat çekerek, Türkiye’yi göçe zorlayan bölgesel savaşların sona ermesini, barışçıl bir dış politika benimsenmesini istedi. “Yerli ve milli” söylemiyle emperyalist politikalara eklemlenmeye itiraz ettiklerini belirtti.
Ayrıca düşünce özgürlüğünün baskı altında olduğunu, insanların sadece kimliklerinden dolayı cezaevlerine atıldığını vurgulayan Yenigül, tüm bu adaletsizlikleri sona erdirmek için mücadele çağrısında bulundu. 19 Mart’tan bu yana sokaklarda yükselttikleri direnişi daha da büyütmek istediklerini belirten Yenigül, “Haklarımızı ve özgürlüğümüzü kazanmak için, eşitlik, özgürlük, laiklik, bağımsızlık ve kardeşlik için birlikte örgütlenelim, birlikte yürüyelim!” çağrısıyla açıklamasını tamamladı.