Artvin Valiliği önünde saat 13.30’da gerçekleştirilen törende CHP Artvin İl Başkanlığı, Demokrat Parti Artvin İl Başkanlığı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Artvin Şubesi ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Artvin Şubesi Atatürk Anıtı’na çelenk sundu. Törene CHP Artvin İl Başkanı Yusuf Orhan Atan, Demokrat Parti Artvin İl Başkanı Sevinç Yıldırım, ADD Artvin Şube Başkanı Gülşen Kurul ve ÇYDD Artvin Şube Başkanı Nurcan Ay katıldı ve çok Artvin halkı katıldı.
Çelenk sunumunun ardından konuşan CHP Artvin İl Başkanı Yusuf Orhan Atan, 30 Ağustos’un Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde dönüm noktası olduğuna dikkat çekerek, “Bugün burada milletimizin bağımsızlık mücadelesinin en büyük simgesi olan 30 Ağustos Zafer Bayramı’nı kutlamak için bir aradayız. 30 Ağustos, esaret zincirlerini parçalayan, Türk milletinin bağımsızlığını dünyaya haykırdığı gündür. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde kazanılan bu büyük zafer, sadece askeri bir galibiyet değil, aynı zamanda milletimizin iradesini, kararlılığını ve onurunu ortaya koyan bir dönüm noktasıdır” dedi.
Atan konuşmasında Atatürk’ün “Zafer, ‘Zafer benimdir’ diyebilenindir. Başarı, ‘Başaracağım’ diye başlayarak sonunda ‘Başardım’ diyebilenindir” sözünü hatırlatarak, aynı inanç ve kararlılıkla bugün de ayakta olduklarını söyledi. 30 Ağustos’un ruhunun bugün de yaşadığını vurgulayan Atan, iktidarın halkın seçtiği belediye başkanlarını görevden almasını ve tutuklamasını eleştirerek, “Milletin iradesini yok saymak, aslında 30 Ağustos’un kazandırdığı bağımsızlık ruhunu yok saymaktır” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik tabloya da değinen Atan, çiftçinin perişan, işçinin açlık sınırının altında, emeklinin ise sefalet içinde yaşadığını belirterek, “Bir yanda lüks ve şatafat içinde yaşayan bir azınlık, diğer yanda alın teriyle geçinemeyen milyonlar… İşte bu yüzden 30 Ağustos’un ruhu bize bir kez daha yol gösteriyor: Bağımsızlık, özgürlük ve eşitlik için mücadele etmeden asla pes etmeyeceğiz” dedi. İktidara seslenen Atan, “Seçilmiş belediye başkanlarını hapse atarak, halkın iradesini gasp ederek bu ülkenin geleceğini karartamazsınız. 30 Ağustos, bizlere her şartta direnmeyi, ayağa kalkmayı öğretti. Bugün de aynı azim ve kararlılıkla mücadele ediyoruz. Atatürk’ün dediği gibi: Biz, Türkler, bütün tarihimiz boyunca hürriyet ve istiklale timsal olmuş bir milletiz” ifadelerini kullandı.
Atan, konuşmasının sonunda Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle andıklarını belirterek, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak; halkın iradesini savunmaya, adaleti tesis etmeye ve milletimizin geleceği için mücadele etmeye devam edeceğiz. 30 Ağustos Zafer Bayramımız kutlu olsun! Yaşasın Cumhuriyet, yaşasın demokrasi, yaşasın tam bağımsız Türkiye!” sözleriyle konuşmasını tamamladı.
Törende ADD Artvin Şube Başkanı Gülşen Kurul da bir konuşma yaptı. Kurul, Büyük Taarruz’un zorluklarına ve Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasına dikkat çekerek, “Çok riskli bir taarruz planıydı. Özellikle Yakup Şevki Paşa itiraz ediyor, ‘Mahvoluruz’ diyordu. Türk Ordusu’nun 239 yıldır hiç taarruz savaşı yapmadığını emperyalistler de, Yunan da biliyordu. Paşalar Başkomutana bakıyorlardı. Mustafa Kemal Paşa ise, kimseye sezdirmeden güneye birlik kaydırmayı, taarruz gününü mutlak gizlilikle korumayı, beklenmedik anda sürpriz bir saldırıyla düşmanın en güçlü olduğu Güney cephesini çökerterek savaşı bitirmeyi kurgulamıştı. Elindekinin namluya süreceği son kurşun olduğunun bilincindeydi. Çünkü millet neyi varsa vermiş, güç bela 204 bin kişilik ordu oluşturmuş, iyi kötü donatmıştı. Evet, plan riskliydi, ama başarı için risk almak zorunluydu ve başka çare yoktu” dedi.
Atatürk’ün bu riskli planı başarıyla uygulayarak zafer kazandığını vurgulayan Kurul, “İngiliz Genelkurmayı’nın 6 ayda aşılamaz dediği Yunan tahkimatı 6 saatte darmadağın edildi, Yunan ordusu 5 günde dağıtıldı, Başkomutanı esir alındı. Mustafa Kemal Paşa, ‘Hücum’ diyerek kamçısını indirdikten 15 gün sonra İzmir’de olacaklarını söyledi. Askerleri, 1 Eylül’de ‘Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri’ emrini aldı ve 8 Eylül’de İzmir önlerine ulaştı. İzmir’i gören Mustafa Kemal Paşa, İsmet Paşa’ya ‘1 gün yanıldım, bu kadar hızlı kaçacaklarını düşünememiştim’ dedi” diye konuştu.
Kurul, 30 Ağustos Zaferi’nin yokluklara, zorluklara, ihanetlere rağmen kazanıldığını belirterek, “İstiklal Savaşımız, Gazi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde kadını, erkeği, çocuğuyla verilen topyekûn mücadelenin destanıdır. Bu destan; 8 yaşındaki Ömer oğlu Hüsnü’nün, 58 yaşındaki Mehmet Onbaşı’nın, Ilgaz dağlarında donarak şehit düşenlerin asil kanıyla yazılmıştır. Bağımsızlığımız ve Cumhuriyetimiz bu destanın kutlu ürünüdür ve en kıymetli hazinemizdir. Bizi bu hazineden mahrum etmek isteyen dahili ve harici bedhahlarımız bugün de melanetlerini sürdürmektedir. Görevimiz bellidir, elbet yapılacaktır” dedi.
Kurul, konuşmasını şu sözlerle tamamladı:
“Türkiye Cumhuriyeti 103 yıldır bütünlüğünü korumayı ve barış içinde yaşamayı başarmışsa bunu 30 Ağustos Zaferi’ne ve Cumhuriyetimizin namus ve liyakatle yoğrulmuş sağlam hamuruna borçludur. Falih Rıfkı Atay’ın dediği gibi; ‘Nemiz varsa; bağımsız bir devlet kurmuşsak, hür vatandaş olmuşsak, şerefli insanlar gibi dolaşıyorsak, yurdumuzu Batı’nın, vicdanımızı Doğu’nun pençesinden kurtarmışsak, belki nefes alıyorsak; hepsini, her şeyi 30 Ağustos Zaferi’ne borçluyuz.’ Atatürkçü Düşünce Derneği olarak, ebedi Başkomutanımız Atatürk’ü, şanlı ordumuzu ve aziz şehit ve gazilerimizi minnetle anıyor, 30 Ağustos Zaferimizin 103. yılını kutluyoruz.”
