Diyabetin halk dilinde şeker hastalığı olarak bilindiğini söyleyen Diyetisyen Tuğçe Kocaman Özçelik, önlem alınmadığı takdirde böbrek yetmezliği, siroz, kanser ve ciddi hastalıklara neden olacağını aktardı.

Coğrafyanın Yarattığı Ağrılara Son Coğrafyanın Yarattığı Ağrılara Son

Diyabetin ikiye ayrıldığını söyleyen Özçelik, Tip 1 diyabetin genetik ve otoimmun sebeplerden oluştuğunu belirtti. Tip 2 diyabetin ise çevresel faktörlerden etkilenen yanlış beslenme, hareketsiz yaşam ile birlikte sağlıksız alışkanlıkların sonucunda oluştuğunu söyleyerek “Pankreasın insülin üretememesi, kan glukozunun yüksek olması, insülin direnci ile karakterize bir hastalıktır. Tip 1 diyabetli kişi ömür boyu insülin kullanması gerekir. Tip 2 diyabetli bir kişi yapılan diyet ve egzersiz yeterli değil ise diyabetik ilaç ve insülin önerilir” dedi.

Aşırı susama, aşırı açlık, aşırı yorgunluk, halsizlik, bulanık görme ve cilt sorunlarının diyabet hastalığının belirtileri olduğunu söyleyen Özçelik, kan şekerini hızlı yükselten besinlerden uzak durulması gerektiğini kaydetti.

Diyabette porsiyon kontrolünün önemine değinerek “Diyabette porsiyon kontrolü, kan şekeri seviyelerini yönetmek için kritiktir. Porsiyonları küçültmek ve yemek miktarını kontrol altında tutmak, kan şekerinin dengelenmesine yardımcı olabilir. Düşük glisemik indeksli yiyecekler, kan şekerini daha yavaş yükseltir, bu da kan şekeri seviyelerinin daha dengeli olmasına yardımcı olabilir. Kan şekerini hızlı yükselten besinlerden uzak durmalıyız. Örnek; reçel, bal, pekmez, beyaz ve sütlü çikolata, sıcak patates, mısır, üzüm, karpuz, kavun, muz, kiraz, şekerli içecekler” ifadelerini kullandı.

Diyabet hastalarının akşam yemeklerinde kırmızı et, beyaz et ve kuru baklagillere yer verilmesi gerektiğini söyleyerek lif tüketimi için de ara öğünlerde sebzelerin tüketilmesi gerektiğini aktardı.

Özçelik, diyabette beslenmeyi şu sözlerle dile getirdi “Diyabetli kişi akşam yemeklerinde kırmızı et, beyaz et ve kuru baklagillere ( kuru fasulye, nohut, barbunya, bezelye vb.) yer vermelidir. Doymamış yağ asitleri bakımından zengin olanlar tercih edilmelidir. Bunlar, zeytinyağı, avokado, balık gibi. Yeterli lif tüketimi için her ana öğünde sebzelere yer verilmelidir. Düzenli aralıklarla öğün yemek, kan şekeri seviyelerini dengede tutmada önemlidir ve aşırı yeme riskini azaltır. Mutlaka ara öğünler yapmalıdır. Meyve kuruyemiş, meyve yoğurt vb. seçenekler sunabiliriz. Yeterli su tüketimi, vücudun hidrasyonu sağlar ve kan şekeri seviyelerinin kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Düzenli fiziksel aktivite, kan şekeri seviyelerinin düzenlemenin yanı sıra genel sağlığı iyileştirir.”

Diyabet tanısı ile gelen danışların artık şeker hastası olmadığına değinen Özçelik, vatandaşların diyabeti diyet ile yenebileceklerini ifade etti. Şeker tanısı ve insülin direnci olan kişilerin doktor veya beslenme uzmanlarından profesyonel destek almaları gerektiğini söyleyerek diyetlerin kişiye özel olduğunu da vurguladı.

Ayla ALKAN

Editör: AYLA ALKAN