2 Ağustos Katliam Yasası'nın yıldönümünde Borçka’da düzenlenen Kolektif Vegan Festivali, güçlü bir protestoya sahne oldu. Vegan aktivistler, Borçka Belediyesi önünde bir araya gelerek sokakta yaşayan hayvanlara yönelik bir yıldır süren sistematik şiddeti ve yerel yönetimlerin uygulamalarını kınayan sert bir basın açıklaması yaptı.

Açıklamayı Elif Türker, İlknaz Yalçın, Merve Tufan ve Arzum Kalfa okudu. Açıklamada, AKP ve ortaklarının Meclis’ten geçirdiği ve kamuoyunda “Katliam Yasası” olarak bilinen düzenlemenin, hayvanların yaşam hakkını açıkça çiğnediği vurgulandı. Bir yıl önce yürürlüğe giren yasa ile birlikte Türkiye genelinde belediye barınaklarında toplu katliamlar yaşandığı ve sokakta yaşayan binlerce köpeğin öldürüldüğü belirtildi.

Aktivistler, veteriner hekim olmadan yapılan uyuşturma uygulamalarının ölümle sonuçlandığını, birçok belediyenin hayvan dostu imajı verirken kapalı kapılar ardında sistematik ihlaller gerçekleştirdiğini dile getirdi.

Yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi; “Sokakta yaşayan, sayısı bile tutulmak için çaba sarf edilmeyen binlerce köpek kinle, nefretle, rant hırsıyla önce yerinden, yuvasından edildi, sonra kaybedildi, katledildi. Hayvan dostu olduğunu belirten belediyelerin çoğu, veteriner hekim olmadan köpekleri iğneyle bayıltıp ölümüne sebep oldu. Bir yıllık süre zarfında Altındağ, Mamak, Gebze, Suruç, Niğde, Ümraniye, Mersin ve kamuoyuna yansımayan bir çok belediye barınağında akla hayale gelmeyecek korkunç yöntemlerle hayvanların canına kıyıldı. Ancak yasaya göre hayvanlara işkence yapmak halen yasak. Buna rağmen “hayvanları koruma yasası” denen yasa, hayvanları değil, onlara şiddet uygulayanları koruyor. Aksi olsaydı, ne barınakta çalışan kamu görevlileri ve işçilerin hayvanlara yönelik işkence ve toplu katliamlarına izin verilirdi, ne de yasadan güç alarak şiddet uygulayan şahıslar cezasız kalırdı. Bu katliamların sorumlularının hiçbiri yargılanmadı, bunun yerine hayvanların yaşam hakkını savunanlar suçlu gösterildi. Katliam yapan belediyeler, hiçbir açıklama yapmayıp, ikiyüzlü bir tutum alarak katliamı kanıtlarıyla belgeleyen gönüllüleri kamuoyuna hedef gösterdi. Yargı sistemi, failleri daha fazla suç işlemeye teşvik ediyor; üstelik katliam yapan belediyeleri ceza vermeyerek ödüllendirmeye devam ediyor. Komşunum Nöbetteyim Ağı’nın yıl boyunca derlediği rapordan paylaşacağımız bir kaç vaka tablonun içler acısı boyutunu gözler önüne seriyor. Bu vakalar sadece medyaya yansıyanlar. Kapalı kapılar ardında yaşamlarına kastedilen binlerce hayvan olduğunu biliyoruz.”

Katliam Yasası 2

“Katiller Yargılanmadı, Savunanlar Suçlu Gösterildi”

Açıklamada , “Geçen sene Ağustos ayında Niğde ve Ankara, Altındağ Belediye barınaklarında katliam yapıldığı ortaya çıktı, toplu mezarlar bulundu. Yine Ağustos ayında, Erzurum Pasinler’de press makinesi olan çöp kamyonuyla köpekler toplandı ve bazı köpekler ölü bulundu. Kırklareli’de çuvallar içinde kafası kesik köpekler bulundu. Giresun ve Adana’da çöpte çok sayıda öldürülmüş köpek bulundu. Eylül 2024’te, Aydın Büyükşehir Belediyesi, sebepsizce boğma tasmayla ve işkenceyle barınağa alındığı kısır, küpeli köpeği öldürdü. Ekim 2024’te Rize, Fındıklı, İlçe belediyesinin 70 köpek kapasiteli barınağında 150’den fazla köpek istiflediği görüldü. Kasım’da, Artvin Arhavi Belediye’sinin ruhsatsız Barınağı’na, kapasitesinin çok üzerinde hayvanı hapsettiğini, aç ve susuz bıraktığını gördük. Kırşehir Barınağı’nda, ölü köpeklerin etrafa dağılmış halde olduğu tespit edildi. Edirne, Uzunköprü Belediyesi’ne ait hayvan barınağında, hayvanların açlıktan bitap düştüğünü gördük. En son, Mersin Belediyesi’ne ait hayvan barınağında, çok sayıda köpek ve kedinin tedavi edilmeyip can çekiştiği, açlıktan bir deri bir kemik kaldığını gördük. Saymakla bitiremeyeceğimiz kadar çok ihlal, işkence ve öldürme suçu belediyeler eliyle işleniyor. Her gün vicdanlarımızda yeni yaralar açılıyor. Bu yasa topluca öldürmeyi meşrulaştırmakta, hayvanları şehirlerden uzaklaştırmakta, görünmezleştirerek katletmeyi toplumsal düzlemde kabul edilebilir kılmayı amaçlamakla birlikte, vicdanları çürütmeye yönelik politik bir araç olarak kullanılmaktadır. Bu politika, AKP iktidarının rant ve talan politikalarının bir parçasıdır. AKP’nin yürüttüğü ekokırım politikası bu katliam yasasıyla kalmıyor! Coğrafyada bitmek bilmeyen doğa talanıyla yalnızca sokaklardaki dostlarımız değil tüm yaşam alanlarımız ranta açılıyor! Katliam yasasının ardından geçtiğimiz haftalarda meclisten geçen iklim kanunu ve torba yasa değişiklikleriyle ne sokakta, ne ormanda, ne de dağda hiçbir türe yaşam alanı kaldı. Her karış toprak ve soluduğumuz hava kapitalizmin tükenmez açlığına sunuluyor” ifadelerine yer verildi.

“Talepler Net: Yasa İptal Edilsin”

Basın açıklamasında şu talepler kamuoyu ile paylaşıldı; “Tüm türlerle paylaşmak zorunda olduğumuz yeryüzünün hiçbir alanının ranta, talana açılmasını kabul etmiyoruz. Her geçen gün mücadelemizi güçlendirerek sesimizi yükseltiyoruz: hayvana, insana, yeryüzüne özgürlük! Bizler, yalnızca sokakta yaşayan hayvanları savunmakla kalmıyor; adaletin görünür olmasını, suçun belgelenmesini, belediyelerin ve devletin denetlenmesini, cezai yaptırım uygulanmasını talep ediyoruz. Katliam Yasası ivedilikle iptal edilmeli. Öldürülen hayvanların sayıları, öldürülme yöntemleri ve bu suçların sorumluları tam olarak açıklanmalı, yargı önüne çıkarılmalıdır. Belediyelerin tüm uygulamaları, bağımsız uzman denetimine açılmalıdır. Tüm belediye hayvan bakimevleri, gönüllülere ve bu konuda çalışan sivil toplum örgütlerine açık olmalıdır. İş birlikleri geliştirilmeli, herkes için koruyucu, hak temelli politikalar hayata geçirilmelidir, ”Kısırlaştır-aşıla-aldığın yere bırak” uygulamasına geri dönülmeli. Her şehirde aktif kisirlastirma seferberligi ilan edilmelidir. Hayvan hakları, anayasal güvence altına alınmalıdır. Bu yasa, yalnızca hayvanların yaşamına değil, birlikte yaşama kültürümüze, toplumsal dayanışma ruhumuza ve vicdani sorumluluğumuza da kastediyor. Bu sessizlik, doğal bir uyumun değil; planlı, kötücül, art niyetli bir yok edişin sonucudur. Hayvanlar yalnızca mahallelerimizden değil, hafızamızdan, gündemimizden ve hatta yasalardan silinmek isteniyor. Ama biz buradayız. Sokağımızdaki canlara gözünü diken, onlara bir kap suyu, biraz mamayı fazla görenlerin karşısına dikilmek için. Tüm türler için adaletin peşindeyiz. Her belgesiz infazın tanığı, her gözden çıkarılmış yaşamın sesi, her örtbas edilen ölümün hafızası olmak için. Bugün burada, aramızdan yaşamı değersizleştirilerek alınan tüm türler adına bulunuyoruz. Hepsinin yası ve öfkesi içimizde. Bir yılın sonunda sesimizi daha yüksek çıkarıyoruz.”

Borçka Belediyesi Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Gerçekleşti
Borçka Belediyesi Ağustos Ayı Meclis Toplantısı Gerçekleşti
İçeriği Görüntüle

“Katledilen hayvanlar isyanımızdır.”

Açıklamanın sonunda hayvanlara yönelik şiddetin kabul edilemez olduğu vurgulanarak “Bizler biliyoruz ki, yaşam hakkı pazarlık konusu yapılamaz. Bu katliam yasasının halkın nezdinde hiçbir meşruluğu yok. Yaşamdan yana hiçbir yanı olmayan bu utanç yasasını kabul etmiyoruz. Herkesi tür ayırt etmeden dayanışmayı büyütmeye, katliama sessiz kalmamaya çağırıyoruz. Hep birlikte sokaklarda yaşayan dostlarımız için bir yıldır haykırıyoruz; şimdi bu katliam yasasının yıldönümünde bir kez daha haykırıyoruz: Sokaktayım, Yanındayım” ifadelerine yer verildi.

“Sokaktayım, yanındayım!” sloganıyla son bulan açıklamada, toplumsal vicdana çağrı yapılarak tüm canlılar için adalet talebi yinelendi. Veganlar, hayvanların yalnızca sokaklardan değil, toplumsal hafızadan ve yasalardan silinmek istendiğini ama buna izin vermeyeceklerini bir kez daha vurguladı.

Muhabir: Ümran KARA