TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirilen komisyonun 7'nci toplantısına eski TBMM başkanları katılıyor.

İki oturumda gerçekleştirilecek toplantının ilk bölümünde eski TBMM başkanları Hikmet Çetin, Ömer İzgi, Bülent Arınç, Köksal Toptan ve Mehmet Ali Şahin söz alacak. Toplantının ikinci oturumunda ise eski TBMM başkanları Cemil Çiçek, İsmet Yılmaz, İsmail Kahraman, Binali Yıldırım ve Mustafa Şentop değerlendirmelerde bulunacak.

Komisyonun açılışında konuşan TBMM Başkanı Kurtulmuş, 'Her birisi hem yasama faaliyetleri bakımından hem de siyasi çalışmalar açısından engin tecrübelere sahip olan, Türkiye'nin hem demokrasi tecrübesini hem de Türkiye'nin temel meselelerini hayatları boyunca fevkalade yakinen takip etmiş ve çözüm üretmek için gayret sarf etmiş olan bütün Meclis başkanlarımıza, komisyonumuzun bu davetini kabul ettikleri için ayrıca teşekkür ediyorum.' ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, bugün 10 eski Meclis başkanının komisyona katılacağını, 3 eski Meclis başkanının da sağlık sorunları nedeniyle davet edilemediğini belirtti.

Eski TBMM Başkanı Hikmet Çetin, 'Terörsüz Türkiye' hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda görüşlerini dile getirdi.

Komisyonun 7'nci toplantısının ilk oturumunda söz alan 20. TBMM Başkanı Çetin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin sürece çok emek verdiğini belirterek, Bahçeli'yi ve ona destek olanları tebrik etti.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: Hiçbir çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Işıkhan: Hiçbir çalışanımızı enflasyona ezdirmeyeceğiz
İçeriği Görüntüle

Bu süreçte 'dağdan çok insanın geldiğini ya da geleceğini' söyleyen Çetin, eldeki bilgilere göre bir eylemi olmadığı tespit edilenlerin affedilmesi gerektiğini belirtti.

Çetin, 'Silahlı mücadeleye katılmış, uzun yıllar silah kullanmış, birçok insanı öldürmüş insanları bu aşamada affetmek çok zor. Toplum arasında dolaşamazlar. Bence dağdaki belki de 15-20 kişiyi şu aşamada yurt dışına göndermek lazım, başka bazı ülkelere göndermek lazım. Bu İsveç, Norveç, Danimarka olabilir, Güney Afrika olabilir. Ama bir şekilde zaman içinde eğer toplum normal bir düzeye gelirse onların da affedileceğini bilmesi lazım. Ama bu aşamada onları affetmesi çok zor.' değerlendirmesinde bulundu.

'Türk ve Kürt, Amerika'nın siyahı ve beyazı gibi değil.' diyen Çetin, 'Din aynı, mezhep aynı. 'Ben Kürt'le evlenmem, Türk'le evlenmem' diye bir kişiye rastlamadım.' şeklinde konuştu.

Çetin, 'Silahları yakanların PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a bir mektup gönderdiğini yabancı basından öğrendiğini' belirterek, 'Şu anda Ada'da olanların bu konuyu öğrenerek açıklayacaklarını zannediyorum.' dedi.

Kendisine 'Kürt devleti kurulur mu?' sorusunun çok kez yöneltildiğini aktaran Çetin, 'Kurulabilir ama Türkiye bunun içinde olmayacak. Kesinlikle mümkün değil. Çünkü, çok partili hayat, 1950'den bu yana bu işi çözmüştür. Çok iç içe girmişiz. Onun için mümkün değil. Yani İstanbul'daki 3-4 milyon Kürt'e ne diyeceksiniz? 'İstanbul'u terk edin' mi diyeceksiniz? İşleri var, güçleri var. Mümkün değil.' sözlerini sarf etti.

Eski TBMM Başkanı Çetin, 'dağda olanlardan olaylara karışmış kişilerin yargılanması gerektiğinin' altını çizerek, 'O yargılamada da kendilerine denilecek ki 'Zaman içinde eğer her şey normale dönerse sizi de affedeceğiz.' Bu sözü kendilerine vermek lazım. Ama tabii onları yargılamadan bırakmayı ben mümkün görmüyorum.' ifadelerini kullandı.

Eski TBMM Başkanı Ömer İzgi, 'Terörsüz Türkiye' hedefi doğrultusunda TBMM'de kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunda görüşlerini dile getirdi.

Komisyonun 7'nci toplantısının ilk oturumunda söz alan 21. TBMM Başkanı İzgi, 'Terörsüz Türkiye' sürecinin MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin açıklamasıyla başladığını, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın olumlu bakışı ve kararlı tutumuyla devam ettiğini vurguladı.

PKK terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısının ardından terör örgütünün fesih ve silah bırakma kararı aldığını anımsatan İzgi, şimdi sıranın, çocuk yaşlarda dağa kaçırılan, herhangi bir eyleme karışmadığı tespit edilen, kaçarak ya da başka yollarla kurtulma imkanı bulamayanların hukuki durumlarının ele alınmasına geldiğini söyledi.

Bu konunun çözüm yerinin TBMM olduğunun altını çizen İzgi, çalışmaların burada başlatıldığına ve TBMM Başkanı Kurtulmuş tarafından yürütüldüğüne işaret etti. İzgi, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Adı ne olursa olsun kurulan komisyonun, akabinde de TBMM'nin temel görevi tam da bundan ibarettir. Bu özel durumu fırsat sayarcasına başka kategorideki yasal takiplerde olanlar için ayrıcalık bakımından talepte bulunmak, yapılacak bu özel çalışmayı sekteye uğratacak hamleler olur. Suç işleyen herkes mutlaka karşılığı olan cezasını çekecektir ancak Anayasa Mahkemesinin adli alandaki eşitliği sağlanmasına yönelik vermiş olduğu kararlara göre de yapılacak düzenlemeler varsa onlar yapılacaktır. Bu çerçevede yapılacak düzenlemeler için yasa çıkarmak gerekiyorsa yasa çıkarılacak, Anayasa değişiklikleri yapmak gerekiyorsa o da yapılacaktır. TBMM'nin yapamayacağı bir şey yoktur ancak o da anayasal bir organdır ve yapacağı işlemlerde Anayasa'ya uymak zorunluluğundadır.'

TBMM'nin, şu anda yürüttüğü yöntemle Anayasa'da 'dokunulmaz' olarak belirtilen hükümlerin kaldırılması, değiştirilmesi veya onlara aykırı yeni bir yasal düzenleme yapma yetkisi bulunmadığını söyleyen İzgi, başka ülkelerin anayasalarında da benzer düzenlemelerin mevcut olduğunu anlattı.

İzgi, 'Odak noktamız, fesih ve buna bağlı yapılacak düzenlemeler olmakla birlikte tabii gerekiyorsa Anayasa değişiklikleri de belirttiğim gibi yapılabilecektir. Böyle bir çalışmaya girilecek olursa, örneğin Anayasa'nın 66. maddesi değiştirilmeli ve yerine -mekanı cennet olsun- Mustafa Kemal Atatürk'ün 1924 Anayasası'nın 88. maddesine koydurduğu 'Türkiye ahalisine, din ve ırk ayrımı olmaksızın vatandaşlık itibarıyla Türk denir.' ifadesi konulur.' sözlerini sarf etti.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin en önemli özelliğinin yönetimde istikrarı güçlü bir şekilde sağlaması olduğunu belirten İzgi, 'Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin, 'parlamenter cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi'ne dönüştürülmesini' de önerdi. İzgi, 'Ama bu geçişte mutlak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile elde edilen istikrarın zedelenmemesi, istikrar yollarının tıkanmaması olmalıdır.' ifadelerini kullandı.

PKK terör örgütüne karşı mücadele ederken şehitlik ve gazilik mertebesine yükselenlerin acılarını yalnızca ateşin düştüğü ocak sakinleri değil, tüm Türkiye'nin hissettiğinin altını çizen İzgi, 'Çünkü onları şehitliğe, gaziliğe götüren duygu, Türk devletini ve vatanını koruma duygusudur. O duygu da hepimizin ortak değeridir.' şeklinde konuştu.

Eski TBMM Başkanı İzgi, şehit yakınları ve gazilerin üzülmesine neden olabilecek gelişmelerin acıların şiddetlenmesine yol açacağına dikkati çekerek, 'Cumhurbaşkanımızın bu anlamdaki çalışmaları ve açıklamaları, ayrıca şehit yakınları ve gazilerin evlerine gönderdiği güven mektubu, bu alanda duyulacak kuşkuları kaldırmaktadır.' değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA