Çevreye duyarlı vatandaşların katılımıyla gerçekleşen etkinlikte maden projelerinin doğaya ve yerel yaşam alanlarına zarar vereceği hakkında bilgilendirilme yapıldı.

155096D4 Fb0F 45E9 B3Bc 3Ae61Ac440B3

Pilarget Doğa ve Yaşam Derneği tarafından Pilarget İlkokulu önünde “Madene Hayır” buluşması düzenlendi. Düzenlenen bilgilendirme toplantısına çevreye duyarlı vatandaşlar tarafından yoğun katılım gerçekleşti.

Toplantıda konuşma yapan Dernek adına konuşan Fazlı Zorluoğlu, uzun zamandır bölgeye ve çevreye yönelik saldırıların olduğunu dile getirdi.

3041Db8F 6Fff 488C Ad26 F598167Cbaf6 Bölgede ağaç katliamının olduğunu söyleyen  Zorluoğlu “Uzun bir zamandır bölgeye yönelik, çevreye yönelik ciddi bir saldırılar altında bu bölge. İzahı mümkün olmayan bir ağaç katliamı var. Ormanlarımız yok oluyor yok ediliyor. Daha 2 sene önce Arhavi sel ile yüz yüze geldi. Bunların her biri tesadüf mü acaba yoksa birilerinin söylediği gibi doğal afet mi artık günümüzde doğal afetler insan eliyle yaratılmakta. Siz ormanları kestiniz katlettiniz. Ormanlarda ağaç yok bütün asırlık ağaçları, anıt ağaçları yok ettiler. Bunun sonucunda yağan yağışları su tutulacak bir şey kalmadı artık ne oldu mevcut vadiye akarak taşkınlar ve seller gündeme gelmeye başladı. 

Orman Bakanlığı ne yapıyor onlar ormanlarımızı kesmekle meşgul. Orman kalmamış durumda çıkıyoruz, bakıyoruz yok bir şey örümcek ağına dönmüş her taraf iki tane iş makinesi yan yana rahat yürüyebilecek bir şekilde ormanlarda yollar açılmış. 

Bu bölgede arıcılık faaliyetleri vardı eskiden bal yerdik kestane tadını alırdık kumar ağaçlarının tadını alırdık şimdi bakıyorsunuz 10 senedir 15 senedir kestane ağaçları ile ilgili birtakım söylemler var kuruyor hastalık bulaştı gibi zannediyoruz ki Orman Bakanlığı ormanlarımızdaki kestanelerle ilgili iyi niyetli olarak bir dizi çalışmalar yapıyorlar bunlarla ilgili tedavi edici uygulamalar gerçekleştiriyorlar meğersem durum öyle değilmiş. Durum ormanın katledilmesiymiş bundan sonraki süreçte artık Arhavi halkı olayların üzerine daha bilinçli, daha duyarlı, daha hassas yaklaşmak zorunda.

Cengiz haddini bilecek, buradan defolup gidecek başka çözümü yoktur. Halk bu işe karşıdır sonuna kadar da karşı olacağız. Arhavi'nin maden konusu gündeme geldikten sonra artık A Partisi B Partisi yoktur. Herkes siyasi kimliğini, sırtındaki ceketi partisinin askısına asacak maden karşısında duracak. Durmak zorundayız. Ayrı duran, aykırı duran işte odur hainlik yapan” şeklinde konuştu. 

“Madencilik Büyük Perişanlıktır”
Gerçekleşen buluşmada konuşma yapan Doç. Dr. Oğuz Kurdoğlu, bu bölgede kesinlikle madencilik faaliyetinin yapılmaması gerektiğini söyleyerek “Buradaki karşı tarafın yani şirketlerin bakın karşımızda sadece devlet var. Genelde bu tip şeylerde şirketler olur çünkü artık bütün dünyada şirketler devletleri hükümetleri yönetir hale geldiler. Neden biliyor musunuz çünkü çok büyük paralar kazanıyorlar emekçinin, doğanın bütün varlığını sömürerek büyük paralar kazanıyorlar. Büyük paralar kazanınca büyük güç oluyorlar ve ne yazık ki hükümetleri de devletleri de yönetir hale geliyorlar ve adını o yüzden demokrasiler şirketokrasi haline geldi emperyalizmin çok özel bir oyunudur bu kapitalizm. 
 

E8D26Df5 8Ecb 47Be Ba3D B832D731434A

Güçlendikçe emperyal hale gelir ve aslında bugün burada yaşadığımız sorun birkaç şirketin devlet kadar büyük birkaç şirketin oyunudur bu. O yüzden biz birlik olmaz isek bizim aramızda bazı nifak tofuk farklı farklı düşüncelere satmaz isek biz evelallah bu işi çözeceğiz Bundan emin olun hep birlikte çözeceğiz. 

İşsizlik çok daha fazla bir şekilde artmaya başlıyor neden çünkü burada çayın, fındığın, bahçenin tarımı artık yapılamaz hale geliyor. Unutmayın çok uluslu şirketler toprağın altındaki bütün varlıklarımızı gelecekteki çoluk çocuğumuzun torunlarımızın varlığıdır alırlar giderler sadece %1'ini bırakırlar. Madencilik başladığı zaman önce bu güzelim ormanlar kesilir bu güzelim ormanlar doğal yaşlı ormanlardır insan eli ve emeği ile dönüştürülmemiş ta buzul çağından beri buralarda orman olarak kalmış kendi kendini yenilemiş orman demek. Biyolojik çeşitliliği çok yüksek, toprağı tutma oranı çok yüksek, ürettiği su çok kaliteli demek eğer biz ormanları kaybedersek ormanları kaybedince üstündeki yeşil örtüyü de hızla sellerle kaybettiğiniz için akan suların kalitesi de bozulacak insan canı da malı da heba olup gidecek. 

İnsanlar ölecek büyük seller daha büyük zararlar verecek çünkü büyük selden orman azaldığı müddetçe daha büyük sellere sebep olacak sonra ne yapacağız tanesini 10 lira verip yarım litresine bir litresine 20 lira verip en ucuzunu söylüyorum bir tonuna 20 bin lira verip su içeceğiz. Biz o kadar zengin değiliz. 

Madencilik büyük bir perişanlıktır madencilik o ülkenin geleceğine o ülkenin ve o toplumun geleceğine incir ağacı dikmektir. Madencilik bir ülkeyi hele hele gelişmekte olan ülkeleri asla kalkındıran bir faaliyet değildir. Güney Afrika'daki maden varlıkları en zengin ülkeler en fakir dünyadaki ülkeler neden çünkü çok uluslu şirketler gelip onları elinden alıyor diyor ki senin işçilerin çalışsın burada Türkiye'de kaz dağında olduğu gibi Türkler çok iyi taş taşıyor diyorlar. O işleri yaptırıyorlar sonra da eyvallah deyip gidiyorlar burada ülkeye kalan hiçbir şey yok ülkeye büyük bir felaket ve ülkeye büyük bir çevresel yük kalmaktadır başka hiçbir şey kalmıyor bu memleketi seviyor isek bu memlekette Madencilik yapılmamalıdır” dedi. 

“Arhavi’nin Dağlarına Maden Girerse Şehirde Oturanlar Su İçemeyecek”

Fındıklı Belediye Başkanı Ercüment Şahin Çervatoğlu, bölgedeki topraklara kimsenin talan etmesine izin vermeyeceklerini ve korumak için sonuna kadar mücadele edeceklerini dile getirdi.

Çervatoğlu, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; 

“Arhavi'nin bu dağlarına maden girer ise Arhavi’de şehirde oturanların su içmeyeceğini çok net olarak gördük. Bu nedenle bu madene karşı çıkmanın durmanın bir vatan severlik olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu aslen emek sermayeye çatışmasıdır sermayenin bizi sömürmesidir örnek verdiler Güney Afrika'da ve dünyanın hiçbir yerinde oradan bu tarafa doğru gelelim Kaz Dağları yıllarca deliniyor. Biga da öyle Erzincan'da öyle bir dolu yerimizde var Fatsada başladık Artvin'de de kaldı Artvinlilere bir değer kaldı mı? Gereken iki tane yol var karşı çıkmak gerekiyor bir yargı yoluyla karşı çıkmamız lazım. 
 

3B9Ba969 9Fcf 479E 90B1 Dc6788Dddb45Dava açıldı ama davalar bitirir mi bu işi bitirmeyecek. Çünkü içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz. Biz ona rağmen hukuksal yolu sonuna kadar deneyeceğiz sonrası burada başlıyor arkadaşlar sihirli mücadelenin başlayacağı yerdir bunu yapabilmenin yolu da birlikte hareket etmektir. Reşit arkadaşımın orada direndiği gibi direnmeye devam edeceğiz ondan ürkmeyeceğiz o giderken şunu söylemiş burada bir ağaç kesilirse Selam okursunuz demiş selasını okuttu bir ağacı kestirmedi bütün bunlara hazırlıklı olmamız gerekiyor. Siyasi ayrım yapmaksızın yapmalıyız bunu çünkü bu topraklar çok önemli atalarımızın toprağı bu topraklar bizim değil çocuklarımızdan miras aldık çocuklarımız çocuklarına emanet edebileceği bir toprağı bizden almalılar. Bize verdikleri emaneti aynı onlara emanet etmek zorundayız.

Yollar Köstebek Yuvasına Döndü! Yollar Köstebek Yuvasına Döndü!

Bunun adı madendir bunun adı suyumuzu almaktır bunun adı çayı yok etmektir bunun adı yaşam alanımızı bizi  bir yerden bir yere sürmektir. İşte doymayanların içerisinde bir de Reşit kardeşimizi katleden hainler de var Metin Lokumcuyuöldüren, öldürdüğünü tescil edip hiçbir ceza almayan o kuklalar var. O zaman bizim derdimiz insanlığa hizmet etmek ise sadece pilarget değil sadece Arhavi değil, Diyarbakır'da bizim Edirne'de bizim Antalya'da bizim Erzurum'da bizim vePilargette bizim Viçe de bizim. Şimdi bu toprakları biz asla ve asla terk etmeyeceğiz. 

Biz bu topraklarda mutluyuz. Cengiz’miş adı öbürünün başka bir şeymiş hiç fark etmez biz bize biz insanlığı o kadar severiz ki gelen herkesi ağırlarız ama bize düşman bakana da o kadar dar ederiz ki olduğumuz yeri bir daha o darı hiçbir zaman unutamaz. Kim elini uzatırsa elini kırarız. Kim makinesini getirirse makinesini işlemez hale getiririz. Ben bu toprakların evladıyım, ben bu toprakların çocuğuysam yönetici olmakta sizin verdiğiniz yetkiyle olduysa sonuna kadar bu yetkiyi kullanarak yapacağız. Sonuna kadar bunu sizinle birlikte yapacağız.”

Arhavi Belediye Başkanı Turgay Ataselim, Arhavi’de madencilik yapılmasına müsaade etmeyeceklerini belirterek “Mesele Arhavi olunca gerisi teferruattır bunu bilelim yaklaşık bir buçuk aydır maden ile ilgili Arhavi’mizde değişik konularda bir sürü toplantılar bir türlü sirkülasyonlar yapıldı. 

Biz şunu söyledik biz Arhavi halkının belediye başkanıyız ilk önce bunu unutmamamız gerekiyor bize hemen seçimden sonra siyasi temsilcimiz olarak Cumhurbaşkanımız belediye başkanlarımızı toplantıya çağırdı. Biz de şunu söyledi kıymetli belediye başkanlarımız asla hak yemeyiniz kimsenin hakkına dokunmayınız sizin halkınız ne istiyorsa onun arkasında muhakkak durunuz dedi.

0Aa29D69 C619 42E6 8Dd0 8759C93389Ff 

Şimdi bana diyorlar ki siz gücünüzü nereden aldınız ben ilk önce gücümü bu halktan alıyorum daha sonrasında cumhurbaşkanından alıyorum bana söylediği görevi aynı şekilde yapıyorum. Eğer Arhavi’de bütün halkımızın yüzde yüzü madene karşıysa ben de Belediye Başkanı olarak karşıyım kıymetli Arhavililer. 

Öncelikle madene karşıyız derken sadece karşı izlemek ve o toplantıları yapmakla bitmiyor önce resmi kurumlardaki çalışmalarımızı devam ettirmemiz gerekiyor. Elbette bunlar da çok önemli ama bunun girişimlerine adım adım tanıya tanıya takip etmemiz gerekiyor. 

Bizim çocuklarımıza gençlerimize güzel bir Arhavi bırakmamız için kesinlikle bir daha açılmamak üzere kapatılması gerekiyor bunun girişimlerini başlattık devam ediyor. Arhavi Belediye Başkanı olarak açık ve net söylüyorum burada bir şekilde sondaj çalışması veya Madencilik çalışmasına elbette ki hep birlikte karşı duracağız.Ama bu yeterli değil gelecek 5 yılda gelecek 20 yılı da kurtarmamız gerek bunun çalışmalarını yapmamız gerekiyor.  Ben Belediye Başkanı olarak bunun çalışmalarına başladım.Biz süreç içerisinde tekrar ediyorum birlik beraberlik bozulmadığı takdirde Arhavi’de madencilik yapılmayacaktır. Bundan emin olabilirsiniz” dedi.

Editör: ALİ ERAY ÇELİK