Saadet Partisi İl Başkanı Gültekin Soydan, toplumun kavgaya değil sükunete ihtiyacı olduğunu söyleyerek açıklam yaptı.

Vatandaş deprem ile ilgili birtakım istek ve eleştirisini dile getirmesi karşısında iktidar tarafından fırça yediğini belirten Saadet Partisi İl Başkanı Gültekin Soydan, bu durumun Türkiye’de hayat şartlarını giderek ağırlaştırdığını söyledi. Saadet Partisi İl Başkanı Gültekin toplumun kavgaya değil sükunete ihtiyacı olduğunu belirterek “İktidar ve muhalefet ile el ele vermek, kısacası millet olarak kucaklaşmak gerekiyor. Kaldı ki insanımız son depremin ardından sergilediği tavır ile kucaklaşmaya hazır olduğunu da ortaya koymuş bulunuyor” ifadelerini kullandı

Saadet Partisi İl Başkanı Gültekin Soydan’ın açıklaması şu şekilde;

“Ülkenin sorunlarına her gün bir yenisi eklenerek toplumun büyük bir kesimi için hayat giderek daha da zorlaşıyor. Bu bakımdan ülkeyi yönetenlerin asli görevleri giderek ağırlaşan sorunlardan ülkeyi kurtarmak iken sanki bunu başaracaklarına olan inançlarını yitirdikleri için olsa gerek yönetenler, yönetilenler arasında ilişkiler düzelecek diye beklerken, giderek sertleşiyor. Vatandaş deprem ile ilgili birtakım istek ve eleştirisini dile getirmesi karşısında ciddi bir fırça yiyor. Çünkü kendileri ne kadar kavgaya yönelik konuşsalar, muhataplarını azarlasalar, bunun da ötesinde suçlasalar da kendilerine yönelik bir talibin dile getirilmesine bile tahammülleri yok. Bu ise ister istemez ülkemizde hayat şartları giderek ağırlaştırıyor. İnsanların rahatça düşünme ve nefes alma imkânını giderek azaltıyor.

Kendi üslupları her gün biraz daha sertleşirken sertleşmenin ötesinde hakaretlerin dozu biraz daha artarken, vatandaşın isteğini dile getirmesi de azarlanmasına sebep oluyor. Hâlbuki bir ülkede huzurun sağlanması öncelikli olarak siyasi kadrolar arasında kavga ve çatışmanın son bulmasını gerektiriyor. Zaten ekonomik olarak iyice bunalmış olan insanımızın sürekli olarak kendini kavga ortamında görmesi ister istemez insanların psikolojilerini de bozuyor. Hemen belirteyim ki, bu durum giderek toplumda huzursuzluğun daha da yaygınlaşmasına zemin hazırlayacaktır. Çünkü yaşanan ekonomik sıkıntılardan bunalmış olan insanlar, deprem felaketi ile birlikte dayanılması güç acılarla karşı karşıya kalmıştır. Bunun ötesinde düzenleri tamamen bozulmuş, gece hiçbir ihtiyaçları yok olarak yatan milyonlarca insan, sabah hiçbir şeyleri olmadan hayata gözlerini açabilmişlerdir. Bu arada binlerce insanımız da gözlerini hiç açamamıştır. Bu durum sadece bu kadarla sınırlı değildir. Toplumda tam bir kaos oluşmuştur. Binlerce insan ya anası, babasını ya da çocuğunu, kısacası bir aile üyesini kaybetmiş olmanın huzursuzluğunu ve stresini yaşamaktadır. Bu arada normal şartlar altında yapılması gereken seçimler sebebiyle özellikle siyasetçiler, hayatı ve toplumu sürekli olarak adeta söz bombardımanına tutmaktadır.

Tüm bunları hazırladıktan sonra insan ister istemez bu kadar acıya ve sıkıntıya tahammül etmenin güçlüğüne nasıl dayanacak diye sormadan edemiyor. Hâlbuki acıların paylaşılarak azaltılması mümkün iken toplumu germekle toplumun sıkıntılarını unutacağı ya da gizlenebileceği sanılıyorsa sıkıntılar daha da büyüyecek demektir.

İktidar Partisi Yusufeli’nde Sular Altında Kaldı İktidar Partisi Yusufeli’nde Sular Altında Kaldı

Özellikle son yıllarda yaşamaya mahkum edildiğimiz ekonomik sıkıntılar toplumun büyük bir kesimi için dengeleri alt üst etmiş, insanlar çocuklarının isteklerini karşılayamaz hale gelmiş iken el ele verip acılarını hafifletmek varken ne için ısrarla gerginlik artırılır. İnsan anlamakla güçlük çekiyor. Bu nokta da toplumu rahatlatmak için de olsa bilinçli olarak ortam gerginleştirilerek soruna çözüm bulmanın mümkün olmadığını ülkeyi yönetenlerin yirmi yıldır birikmiş sorunların altında tek başlarına çıkamayacaklarını görüp, iktidar ve muhalefet ile el ele vermek, kısacası millet olarak kucaklaşmak gerekiyor. Kaldı ki insanımız son depremin ardından sergilediği tavır ile kucaklaşmaya hazır olduğunu da ortaya koymuş bulunuyor.”

Ayla ALKAN

 

 

Editör: TE Bilisim