Ankara’da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) görüşülen ve kamuoyunda “süper izin yasası” olarak bilinen maden yasası teklifine karşı ülke genelinde tepkiler büyüyor. Bu kapsamda, Artvin’de çevre ve doğa savunuculuğunun simge ismi haline gelen Yeşil Artvin Derneği’nin çağrısıyla, Artvin Kapalı Oturma Parkı’nda oturma eylemi başlatıldı. Eyleme çok sayıda Artvinli yurttaşın yanı sıra çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çevre aktivistleri de destek verdi. Amaç, Meclis’te süren direnişe Artvin’den güçlü bir ses göndermek, doğaya ve yaşama sahip çıkmak.
Yeşil Artvin Derneği Başkanı Nur Neşe Karahan, oturma eylemi sırasında yaptığı açıklamada, yasaya karşı verilen mücadelenin yalnızca Artvin’in değil, tüm Türkiye’nin doğasını ve geleceğini ilgilendirdiğini vurguladı. Karahan, yasa teklifinin geçmesi durumunda Cerattepe başta olmak üzere, Türkiye genelindeki ormanlık alanlar, meralar, su havzaları ve tarım alanlarının madencilik faaliyetlerine açılacağını söyleyerek şu ifadeleri kullandı:
“Bu yasa, maden ve enerji şirketlerine adrese teslim sahalar sunan, anayasa ve mevcut çevre yasalarıyla koruma altına alınmış alanlarımızı yok sayan bir torba yasa teklifidir. Bu teklif, yalnızca doğayı değil, aynı zamanda hukuku da hiçe saymaktadır” diyen Karahan, “Artvin halkı olarak bu yasaya dur demek zorundayız.”
Bu yasanın geçmemesi Artvin için çok önemli olduğunu vurgulayan Karahan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu çağrı, meclis tatile girmeden hemen önce, ormanlarımızı, meralarımızı, tarım alanlarımızı ve su havzalarımızı süper hızlı bir şekilde madencilerin önüne serecek olan bu yasa teklifinin durdurulması çağrısıdır. Meclis komisyonundan genel kurula indirilen bu teklifin adı bile yok; ama etkisi çok büyük olacak. Eğer bu yasa geçerse, Cerattepe’de uykuda bekletilen açık kazı çalışmaları yeniden başlayacak. Bu, sadece doğamıza değil, yaşam hakkımıza da tehdittir. Toprağımızı, suyumuzu vermiyoruz. Bu yasa geçerse, hepimizi açlık, sefalet, susuzluk, ormansızlık, sel ve heyelanlar teslim alacak. Bu nedenle, sadece Ankara’daki milletvekillerimizin değil, bizlerin de burada, Artvin’de ses vermesi şarttır.”
Türkiye Barolar Birliği Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Üyesi Avukat Reşat Murat Genç de eylemde söz aldı. Genç, söz konusu yasa teklifinin yalnızca çevre felaketlerine değil, aynı zamanda anayasal hakların gaspına da yol açacağını belirtti. Genç, “Bu yasa, Türkiye’nin her karış toprağında olduğu gibi Artvin’de de yaşam alanlarını tehdit etmektedir. Bugün bu yasaya karşı durmak, yalnızca bir çevre mücadelesi değil, aynı zamanda bir hukuk mücadelesidir. Artvin’in Artvin olarak kalabilmesi için bu yasaya karşı durmak zorundayız. Bu nedenle hep birlikte, yasa geri çekilene kadar oturma eylemini sürdüreceğiz” diye konuştu.
Genç, özellikle Ankara’da Meclis önünde günlerdir direniş gösteren milletvekillerine ve başta Akbelen olmak üzere Türkiye’nin dört bir yanında doğasını savunmak için mücadele eden yurttaşlara da selam göndererek, “Şu anda Meclis’te mücadele eden milletvekillerimize, Meclis’in kapısında direnen Akbelenlilere, oradaki Artvinli yurttaşlara ve ülkemizin dört bir yanında doğa mücadelesine ses veren tüm insanlarla birlikteyiz. Bu yasa geçerse, yalnızca Artvin’in değil, Türkiye’nin de sonu olur. Bugün burada başlattığımız oturma eylemi, yalnızca bir protesto değil, yaşam hakkımızı savunma kararlılığıdır. Ankara’daki direnişe destek veriyoruz ve kendi yaşam alanlarımızı korumak için buradayız” dedi.
Eylemin süresiz olacağı ve yasa teklifinin Meclis gündeminden tamamen çekilene kadar devam edeceği ifade edilirken, oturma eylemine destek veren yurttaşlar da sık sık “Doğaya değil Cengiz’e yasa”, “Artvin susmaz, Cerattepe geçilmez”, “Toprağımızı, suyumuzu vermeyeceğiz” sloganları attı. Katılımcılar, ellerindeki dövizlerle ve açıklamalarıyla, çevresel yıkıma ve doğa talanına karşı güçlü bir tepki verdiler.
Artvin’de doğa mücadelesinin hafızası haline gelen Yeşil Artvin Derneği, geçmiş yıllarda Cerattepe direnişiyle Türkiye gündemine oturmuştu. Şimdi ise aynı kararlılıkla, yasa tasarısına karşı mücadele veriliyor. Dernek yetkilileri ve eylemciler, bu mücadelenin sadece Artvinlilerin değil, tüm ülkenin sorumluluğu olduğunu vurgularken, eyleme katılımın giderek artması bekleniyor.
Sonuç olarak, Artvin’den yükselen bu itiraz sesi, yalnızca bir şehrin değil, tüm doğa savunucularının ortak vicdanı olarak yankılanıyor. Ankara’daki yasal sürecin seyrine göre Artvin’deki eylemlerin biçimi ve kapsamının genişleyebileceği ifade ediliyor. Doğaya, yaşama ve hukuka sahip çıkma kararlılığıyla başlayan bu eylem, yalnızca bir tepki değil, aynı zamanda bir direniş ve umut çağrısı olarak büyüyor.